Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7715 E. 2023/326 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan bir taşınmazın davacılar adına tapuya tescili istemine ilişkin davada, görevli mahkemenin belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Çekişmeli taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlendiğinin tespit edilmesi ve bu durumda görevli mahkemenin Kadastro Mahkemesi olması gerektiği, genel mahkemenin görevsizliği hususunun kamu düzeninden olduğu ve re'sen gözetilmesi gerektiği gözetilerek, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin onama kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın davacı adına tescili istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davacılar vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar ... ve ..., imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetiği nedenine dayanarak, Serik ilçesi, Tekke köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan, hudutlarını dava dilekçesinde belirttikleri taşınmaz bölümünün adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır.

II. CEVAP

Davalılar Hazine, Serik Belediye Başkanlığı ve DSİ Genel Müdürlüğü vekilleri, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu ve zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını belirterek ayrı ayrı davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 17.11.2009 tarihli 2005/544 Esas, 2009/416 Karar sayılı kararı ile hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, teknik bilirkişinin 17/06/2009 havale tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 11.265,00 metrekarelik taşınmaz bölümüne yönelik davanın kabulüne, bu bölümün eşit paylarla davacılar adına tapuya tesciline, aynı raporda (B) harfi ile gösterilen 620,00 metrekarelik bölüme yönelik davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 04.04.2011 tarihli, 2011/1444 Esas, 1870 Karar sayılı kararıyla; " Kadastro Müdürlüğünün Mahkemeye hitaben yazdığı karşılık yazı ile dosya içindeki paftaya göre, dava konusu taşınmazın 25.08.1952 tarihinde yapılan tapulama çalışmalarında "kayalık" olarak tespit dışı bırakıldığı, mahallinde 08.06.2007 tarihinde yapılan keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişilerin beyanları ile fen bilirkişi Burhanettin Yavaş tarafından hazırlanan 17.06.2009 tarihli krokiye göre, dava konusu taşınmazın doğu sınırında DSİ sulama kanalı bulunduğu, TMK.nın 713/3. maddesi uyarınca ilgili kamu tüzel kişisi olan DSİ Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilmiş ise de, kanal ile ilgili kamulaştırma yapılıp yapılmadığının araştırılmadığı, Mahkemece kanala müdahalenin bulunup bulunmadığı hususu üzerinde durulmadığı belirtilerek, Mahkemece dava konusu taşınmazın doğu sınırında bulunan ve dava konusu taşınmaza komşu ve bitişik durumda bulunan DSİ sulama kanalı ile ilgili varsa kamulaştırmaya ilişkin harita ve belgelerin merciinden getirtilerek eksiksiz olarak dosya arasına konulması, kamulaştırma harita ve evraklarının teknik bilirkişi, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla mahallinde zemine uygulanması, taşınmazların kamulaştırma haritası kapsamında kalıp kalmadığının, kanala müdahale olup olmadığının net bir biçimde saptanması, bütün bu uygulamaların tapu fen memuru yetki ve yeteneğini haiz uzman bilirkişiye düzelttirilerek ölçekli krokisinde işaret ettirilmesinin sağlanması, bundan sonra toplanan deliller uyarınca karar verilmesi" gereğine değinilmek suretiyle karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 27.06.2013 tarihli 2011/602 Esas, 2013/468 Karar sayılı kararıyla bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacıların kamulaştırma alanına bir tecavüzünün bulunmadığı, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, teknik bilirkişinin 24/01/2013 havale tarihli raporunda (A) harfi gösterilen 11.265,00 metrekarelik taşınmaz bölümüne yönelik davanın kabulüne, bu bölümün eşit paylarla davacılar adına tesciline, aynı raporda (B) harfi ile gösterilen 620,00 metrekarelik bölüme yönelik davanın reddine karar verilmiştir.

D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

E. İkinci Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.02.2014 tarihli, 2014/702 Esas, 1133 Karar sayılı kararıyla; "Davanın, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazın, 1952 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında, kayalık olarak tapulama harici bırakılan yerlerden olduğu, davacıların, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak tescil isteğinde bulunduğu, böyle bir yerin emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesini müteakip, kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi suretiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre kazanılmasının mümkün olduğu, bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yönteminin ... fotoğrafları olduğu belirtilerek, Mahkemece dava tarihinden geriye doğru 15, 20 ve 25 yıl öncesine ait (980, 1985 ve 1990 yılları) stereoskopik ... fotoğraflarının dosya arasına konulması, bundan sonra mahallinde yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu, jeodezi veya fotogrametri uzmanı ve harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift ... fotoğraflarının stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmazın ... fotoğraflarında gösterilmesi, bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin belirlenmesi, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılması, tanık ve yerel bilirkişi ifadelerinin de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporuyla denetlenmesi, bundan sonra sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmek suretiyle bozma sonrası verilen karar araştırma ve inceleme noksanı nedeniyle yeniden bozulmuştur.

F. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 22.01.2019 tarihli 2014/379 Esas, 2019/290 Karar sayılı kararıyla bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, dava konusu taşınmazın öncesi kayalık olmakla, davacılar tarafından kazanılabilmesi için imar-ihya edilmesinin gerektiği, dosya arasındaki ... fotoğraflarından, 1981 yılında taşınmazda kullanım olmadığı, 1992 yılında ise kullanım olduğu, bu tarihler arasında taşınmazı kapsayan ... fotoğrafı bulunmadığı, bu haliyle dava tarihine kadar davacılar lehine 3402 sayılı Yasanın 14. ve 17. maddelerinde öngörülen koşulların gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

G. İkinci Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

V. YARGITAY İLAMI

Mahkemenin 22.01.2019 tarihli 2014/379 Esas 2019/290 Karar sayılı kararı, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 15.11.2021 tarihli 2021/4502 Esas, 2021/6792 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine karar verilerek onanmıştır.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davacılar vekili karar düzeltme dilekçesinde, yörede kadastro çalışması yapıldığı ve çekişmeli taşınmaz hakkında tutanak düzenlendiği, bu nedenle görevli mahkemenin Kadastro Mahkemesi olduğu gerekçesiyle öncelikle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu hususa dikkat edilmediğini, öte yandan dava konusu taşınmaz üzerinde davacılar yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunun dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporları, tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ile ispat edildiğini, taşınmazın imar ve ihyasının tamamlandığını buna rağmen aksi istikamette davanın reddine dair verilen kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro sırasında tespit harici bırakılan çekişmeli taşınmazın davacılar adına tapuya kayıt ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte kadastro mahkemelerinin görevi başlamakta; buna karşın genel mahkemelerin görevi sona ermekte ve davaları doğrudan doğruya kadastro mahkemesine aktarma yükümü doğmaktadır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartıdır. HMK’nın 115. maddesine göre ise dava şartlarının mevcut olup olmadığı, taraflarca ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir.

3. Değerlendirme

1. Tüm dosya kapsamında, çekişmeli taşınmazın yörede 1954 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında "Taşlık- Kayalık" vasfıyla tescil harici bırakıldığı, davacı tarafın tapuda kayıtlı olmayan çekişmeli taşınmaz hakkında TMK’nın 713. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddeleri uyarınca tescil istemiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.

2. Bilahare, geri çevirme kararının ikmali sonucunda dosya arasına ibraz edilen Serik Tapu Müdürlüğünün bila tarihli yazısında çekişmeli taşınmazın bulunduğu kadastro çalışma alanında tescil harici yerlerin tapuya kayıt ve tescili amacıyla yapılan çalışmalar sonucunda, eldeki davanın konusu taşınmazın 680 parsel numarası ile tahdit edildiği, ne var ki taşınmazın kadastrodan evvel genel mahkemede davalı olması nedeniyle 3402 sayılı Yasa'nın 5. maddesi uyarınca malik hanesinin davalı olarak bırakıldığı tespit edilmiştir.

3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27.maddesinde mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevinin sona ereceği ve davalara ait dosyaların mahkemesine re'sen devrolunacağı düzenlenmiştir. Görev kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Hal böyle olunca; eldeki dosya bakımından dava konusu taşınmaz hakkında tutanak düzenlendiği anlaşıldığına göre görevsizlik kararı verilerek dosyanın re'sen Kadastro Mahkemesine aktarılması gerektiği; Dairece kararın maddi hata sonucunda onandığı anlaşılmakla karar düzeltme isteğinin bu nedenle kabulü ile onama kararının ortadan kaldırılması suretiyle hükmün bahsi geçen nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle,

Davacılar ... ve ... vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile;

Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 15.11.2021 tarihli ve 2021/ 4502 Esas, 2021/6792 Karar sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına ve hükmün yukarıda belirtildiği şekilde BOZULMASINA, 19.01.2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.