Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7723 E. 2023/6262 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaletname ile yetkilendirilen kişinin vekalet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığına ve buna bağlı olarak yapılan taşınmaz satışının geçerli olup olmadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Vekilin kötü niyetli olduğuna ve davacının rızası dışında hareket ettiğine dair yeterli delil bulunmadığı, satış bedellerinin ödendiğine dair kanıtların varlığı ve alt derece mahkemelerinin kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/1615 E., 2021/72 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: ... Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/249 E., 2019/167 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali tescil ve bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, hem Türkiye Cumhuriyeti, hem de Almanya Federal Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu, kendisinin yurtdışında bulunduğu dönemlerde Türkiye'deki işlerinin takibi ve dava konusu taşınmazın satış işlemlerini gerçekleştirmesi için ...Noterliğinin 02.03.2016 tarih ve 2442 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile davalı ...'i vekil tayin ettiğini, ...'in bu vekaletnameyi kullanarak 8210 ada 2 parselde kayıtlı taşınmazı 09.03.2016 tarihinde ve 520.000,00 TL bedelle davalı ...'ya devrettiğini, vekil ...'in söz konusu satış işlemine ilişkin kendisinden (davacıdan) uygunluk almadığı gibi satıştan sonra ne bildirimde bulunduğunu ne de satış bedelini ödediğini, 2017 yılı Şubat ayında kendisini davalı... Mühendislik İnşaat Nakliye ve Turizm Ltd. Şti. yetkilisi olarak tanıtan bir kişinin telefonla arayarak dava konusu taşınmazı satın aldıklarını, bu sebeple bir an evvel tahliye edilerek kendilerine teslim edilmesini talep ettiklerini, bunun üzerine davalı ...'i vekaletten azlettiğini, 09.03.2016 tarihinde taşınmazı satın almış görünen davalı ...'nın iyi niyetli olmadığını, vekaletname tarihinden 7 gün sonra satış yapılmış olmasının da ...'nın kötüniyetine karine olduğunu, 02.02.2017 tarihinde taşınmazı satın almış görünen ... ve... Mühendislik ... Ltd.Şti.'nin de çıkar ve işbirliği içinde olduklarının düşünüldüğünü, alıcı davalı firmanın faaliyet bölgesinin Menderes olduğunu, ... ile ilgisinin bulunmadığını, taşınmazı 1/2'şer hisse ile satın alan davalı firma ve diğer davalı ...'in taşınmazı bir kez dahi görmeden sözde 540.000,00 TL ödemelerinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bedeller arasında fahiş fark bulunduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde bedelin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ..., emlak danışmanı olarak çalıştığını, özel vekaletname ile yetkilendirildiğini, kendisine verilen yetkiye dayanarak dava konusu taşınmazı ...'ya sattığını, satıştan haberdar olunmaması iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, çünkü davacı ...'in (davacının verdiği bilgiye göre) davaya konu gayrimenkulün satışından evvel ...'nın sahibi olduğu ... Ltd. Şti.'ne borçlandığını, ancak defalarca talep edilmesine rağmen borcunu ödemediğini ve dava konusu taşınmaza haciz işlendiğini, ...'in yine borcunu ödemediğini ve gayrimenkulü alacaklı ... Ltd. Şti. firması sahibi ...'ya devretmeyi teklif ettiğini, ...'nın taşınmaz üzerinde kendi haczi dışında işlenen hacizler olduğunu belirtmesi üzerine davacının, gayrimenkul bedelinin ...'nın alacağından fazla olduğunu belirttiğini, bakiye bedelden diğer dosya borçlarının ödenmesini teklif ettiğini, bu konuda davacı ile ...'nın anlaştıklarını ve kendisinin vekil tayin edildiğini, satış işlemine başlandığını, miktar üzerindeki gayrimenkulün kalan bakiye bedelinin ... tarafından ...'in bilgisi dahilinde eşi Sefiye Atasever'in hesabına (toplam 100.000,00 TL olarak) gönderildiğini, satış bedellerinin davacının bildirdiği eşinin hesabına ödenmesi ile davacı tarafın satıştan haberdar olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ...; iyi niyetli olduğunu, davacıdan 360.000,00 TL alacaklı konumunda bulunduğunu ve borç konusunda teminat istediğini, davacının da söz konusu borcunu ... ili ... ilçesindeki taşınmaz ile ödeyebileceğini belirttiğini ve bu kapsamda bir adet senet düzenleyip verdiğini, kendisi (davalı ...) tarafından da borç olarak verilecek olan paranın tevdiinden önce gayrimenkulün üzerine rehin gücünde teminat oluşturması için haciz konulması amacıyla icra takibi başlatıldığını, satış isteme sürelerinin son günlerine yaklaşıldığı sırada davacının borcunu ödeyemediği için taşınmazı alacaklarına karşılık olarak kendisine devrettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

3. Davalılardan ... ve... ... Ltd. Şti., taşınmazı davacının vekil tayin ettiği ...den değil, bizzat gayrimenkulün maliki olan ...'dan satın aldıklarını, dava dilekçesinde yer alan iddialarla hiçbir ilgilerinin bulunmadığını, taşınmazı satın alırken bedelini ödediklerini, şirketin faaliyet bölgesinin Menderes olmasının taşınmazı satın almakta kötüniyetli hareket edildiğinin ispatı sayılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.03.2019 tarihli ve 2017/249 Esas, 2019/167 Karar sayılı kararıyla; kayıt maliki davalılar ... ve T.F.K vekilinin iyi niyetli olmadıkları hususuna ilişkin bir delil sunulamadığı gerekçesiyle tapu iptal tescil davasının, dosyadaki belgelerden taşınmazın bedelinin fazlası ile ödendiği ve davalıların iyi niyetli olmadıklarına dair bir delil bulunmadığı gerekçesiyle tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalılar ... ve ...'nın muvazaalı bir şekilde, iyi niyetle verilen vekaletnameye dayanarak rızası dışında taşınmaz devir işlemini gerçekleştirdiklerini, taşınmazın devirlerinin hangi satış bedelleri üzerinden yapıldığının muallak olduğunu, zira davalılardan hiçbirinin bu yönde bir beyanda bulunmadığını, davalıların beyanları arasındaki derin çelişkiler giderilmeden hüküm kurulduğunu, eğer müvekkilinin satıştan haberdar olması ve davalıların iddia ettiği gibi dosya borcunun satış bedelinden mahsup edildiğini bildiği düşünülürse, müvekkilinin bir kez daha neden borcu nakit olarak ödediği ve karşılığında ibraname aldığının davalılarca açıklanamadığını, banka yoluyla müvekkilinin eşinin hesabına iki parça halinde gönderilen 100.000,00 TL'nin iş bu davaya konu taşınmaz ile ilgisi olmadığını, zaten söz konusu paraların davalı tarafından değil Trevi gayrimenkulün yetkilisi/çalışanı ...'in yakını ...tarafından gönderildiğini, müvekkilinin Türkiye'de gayrimenkul işiyle meşgul olduğunu, söz konusu firmayla birçok iş yaptığını, söz konusu paraların yapmış olduğu diğer işlerden dolayı alacağına karşılık kendisine aktarılması gereken meblağ olduğunu, davalının satış bedelini müvekkiline ödediğini ya da müvekkilinin talimatı ile satış bedelini taksim ettiğini yazılı olarak ispatla mükellef olduğunu, fakat bu cihette bir yazılı belgenin de mevcut olmadığını, davalıların tapu kaydında taşınmazı davalı ...'dan satın almış görünmelerine rağmen tahliye için doğrudan müvekkilinin aranmış olmasının da taraflar arasındaki işbirliği ilişkisini kanıtlar nitelikte olduğunu, bedeller arasında aşırı fark bulunduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 22.01.2021 tarihli ve 2019/1615 Esas, 2021/72 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1-b-1 inci maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 504/1 inci ve 506 ncı maddeleri,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci ve 3 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının ...Noterliğinin 03.03.2016 tarihli ve 2488 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile vekil olarak tayin ettiği davalı ...'in davacının adına kayıtlı çekişme konusu 8210 ada 2 parsel sayılı taşınmazı davacıya vekaleten 09.03.2016 tarihinde satış yolu ile davalı ...'ya devrettiği, davalı ... tarafından da taşınmazın 02.02.2017 tarihli satış işlemi ile diğer davalılar ... ve... Mühendislik İnşaat Nakliye ve Turizm Ltd. Şti'ne temlik edildiği anlaşılmaktadır.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nun 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 210,55 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.