Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7811 E. 2023/4730 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın, davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin mirastan mal kaçırma amaçlı muvazaalı olup olmadığı ve davacı mirasçının tazminat talebinin yerindeliğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın tek taşınmazını birlikte yaşadığı davalıya düşük bedelle temlik etmesi, satış bedeli ile gerçek değer arasında fahiş fark bulunması, mirasbırakanın satıştan elde ettiği bir bedelin olmaması ve davalının alım gücüne ilişkin delil bulunmaması gibi olgular, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna götürerek direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/53 E., 2019/298 K.

HÜKÜM : Direnme

Taraflar arasında görülen tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece önceki kararda direnilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Hukuk Genel Kurulu tarafından direnme kararının yerinde olduğu belirtilerek, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının mirasbırakan annesi ... ’ün 244 parsel sayılı taşınmazda adına kayıtlı 130/5670 payını kızı olan davalı ...'ın dava dışı eşi ... , O'nun da bu payı eşi ...'a satış suretiyle temlik ettiğini, anılan temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, ancak taşınmaz davalı ...'dan satın alan son malikin iyiniyetli olabileceğini ileri sürerek müvekkilinin miras payına karşılık olarak 40.000,00 TL'nin faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, muvazaa iddiasının ispatlanması gerektiğini, binanın son iki katını müvekkilinin yaptırdığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.12.2015 tarihli ve 2013/641 E., 2015/59 K. sayılı kararı ile temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle 34.955,00 TL tazminatın faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 25.10.2018 tarihli ve 2015/18317 E., 2018/13952 K. sayılı kararı ile "...Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK’nun 190/1 maddesi gereğince ‘’İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.’’ Yine ... Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereği ‘’Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olayların varlığını ispatla yükümlüdür. Somut olayda; tanık olarak dinlenen davacının eşi, mirasbırakanın taşınmaz satmasını gerektirecek bir ihtiyacı olmadığını bildirmiş, diğer davacı tanığı damadı ise, görgüye dayalı bir bilgisi olmadığını, taşınmazı mirasbırakanın olarak bildiğini ifade etmiştir. Davalı tanıkları ise mirasbırakanın emekli maaşının olduğunu, taşınmazdaki binanın ikinci katı ve çatı katını davalının yaptırdığını bildirmişlerdir. Tanıklar mirasbırakanın temliki mal kaçırma amacıyla yaptığına dair hükme yeterli bir açıklamada bulunmamışlardır. Bu durumda, toplanan deliller, yukarıdaki ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde; davacının mirasbırakanın temliki mal kaçırma amacıyla yaptığına dair iddiasını kanıtlayamadığı sonucuna varılmaktadır. Bedeller arasındaki aşırı oransızlık tek başına muvazaanın kanıtı değildir. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....” gerekçesiyle karar bozulmuş taraf vekillerinin karar düzeltme isteği de Dairenin 20.02.2019 tarihli ve 2019/74 E., 2019/1120 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.

B. Direnme Kararı

Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.05.2019 tarihli ve 2019/53 E., 2019/298 K. sayılı kararı ile ilk hükümdeki gerekçeler tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

C. Hukuk Genel Kuruluna Gönderme Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Dairenin 08.10.2019 tarihli ve 2019/3738 E. 2019/5107 K. sayılı kararıyla; direnme kararının incelenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

D. Hukuk Genel Kurulu Kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.02.2022 tarihli ve 2019/1-729 Esas, 2022/132 Karar sayılı kararı ile; “...somut olaya bakıldığında; 01.07.1926 doğumlu olan mirasbırakan ... 19.08.2013 tarihinde vefat etmiş olup, geriye mirasçı olarak davacı kızı ...’i, davalı kızı ...’ı ve kendisinden önce 2007 yılında ölen kızı Veliye’den olma dava dışı torunu ... ’ı bırakmıştır. Mirasbırakanın eşi ... da kendisinden önce 21.12.2006 tarihinde vefat etmiştir. Ara malik ... ’ın ise davalının eşi olduğu aile nüfus kaydından anlaşılmaktadır. Mirasbırakan, fiili olarak üzerinde iki+teras katlı bina bulunan tarla niteliğindeki 6400 ada 244 parsel sayılı taşınmazdaki 130/5670 payının tamamını 30.05.2007 tarih ve 12796 yevmiye numaralı akitle 12.500TL bedel üzerinden dava dışı damadı ... ...’a satmıştır. ... de kısa süre sonra anılan payı 19.06.2007 tarih ve 14612 yevmiye numaralı akitle 18.000TL bedel üzerinden davalı eşi ...’a satış göstererek temlik etmiştir. Davalı ..., mirasbırakanın ölümünden dört ay kadar önce çekişmeli payı 26.04.2013 tarih ve 13381 yevmiye numaralı akitle dava dışı ... isimli kişiye 49.000TL satış bedeli göstererek devir etmiştir. Dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanlarına göre, çekişmeli paya özgülenen ve taşınmazın 128,84 m2si üzerinde inşa edilmiş iki+teras katından oluşan bir bina bulunduğu, bu binada mirasbırakan ile davalı ve eşinin birlikte yaşadıkları, eşinin ölümü üzerine mirasbırakanın birlikte yaşadığı davalı kızı ile diğer mirasçılarına göre daha yakın ilişki kurduğu, davacının mirasbırakan ile iletişiminin 2007 yılından sonra azaldığı, hatta mirasbırakanın öldüğünü komşulardan öğrendiği anlaşılmıştır. Mirasbırakan temlik tarihinde kendisinden önce vefat eden eşinden dolayı ölüm aylığı almaktadır. Devir tarihinde 80 yaşında olan, ağır bir hastalığı bulunmayan ve kendi evinde ikamet eden mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacı olmadığı gibi satış nedeniyle terekesine bir bedel de girmemiştir. Davalı ev hanımı olup, devir tarihinde alım gücü olduğuna ilişkin dosyada herhangi bir delil bulunmamaktadır. Kaldı ki davalı taraf çekişmeli payı devir alması nedeniyle bir bedel ödediğini de açıkça savunmamıştır. Mirasbırakanın ölümünden sonra mirasçılarına intikal eden bir taşınmazının bulunduğu taraflarca ileri sürülmemiştir. Dosya kapsamına göre dava konusu pay ve bu paya özgülenen bina mirasbırakanın tek taşınmazıdır. Mirasbırakan ikamet ettiği tek taşınmazını birlikte yaşadığı ve yakın ilişki kurduğu dava dışı damadı ...’e devir etmiş, ... de kısa süre sonra davalı eşine temlik etmiştir. Dava konusu payın kısa süre içinde aile arasında birden fazla kez el değiştirmesini gerektirecek bir neden davalı tarafça ortaya konulamamıştır. Resmî senetlerde gösterilen satış bedelleri ile çekişmeli payın sözleşme tarihlerinde keşfen saptanan gerçek değerleri arasında fahiş fark bulunduğu saptanmıştır. Öte yandan mirasbırakanın yaşlılıktan kaynaklanan rahatsızlıkları bulunsa dâhi, davalının semen olarak kabul edilebilecek ölçüde bir bakım veya hizmetinin bulunmadığı da dosyaya yansıyan deliller ile belirlenmiştir. Yukarıda yer verilen somut olgular ve ilkeler bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde; mirasbırakan tarafından dava dışı damadı ...’e ve ... tarafından da davalı eşi ...’a yapılan temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu toplanan deliller ile kanıtlanmış olup, direnme kararı yerindedir. Ne var ki, Özel Dairece, hükmedilen miktar yönünden bir inceleme yapılmadığından bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir....” gerekçesiyle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiş, davalı vekilinin karar düzeltme isteği Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.09.2022 tarihli ve 2022/1-758 E., 2022/1126 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde, muvazaa iddiasının yersiz olduğunu, bozma kararı doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda taşınmaz değerinin fahiş tespit edildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tazminat isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı

2. ... Medeni Kanunu'nun 706 ıncı maddesi, ... Borçlar Kanunu'nun 237 inci maddesi, Tapu Kanunu'nun 26 ıncı maddesi,

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 inci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının HGK kararına uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 1.790,78 TL bakiye onama harcının davalıdan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Dava değeri itibariyle kesin olmak üzere,

21.09.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.