"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları ...'ın, ... oğlu ...'nın mirasçısı olduğunu, ... oğlu ...’ya ait veraset ilamında adları yazılı kişilerden bir kısmının davalıların murisi olan ..., ... ve ...'e karşı ... ... Mahallesinde bulunan 171 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tapu kaydının iptali ile hisseleri oranında tapuya tescili için dava açtıklarını, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1975/192 E - 1979/146 Karar sayılı dosyası ile bu talebin kabul edildiğini, murisleri ...’ın bu davadan haberdar olmadığını, bu nedenle davaya müdahil olmadığı gibi dava da açamadığını, Mahkemenin de taleple bağlı kalarak dava açanların hisseleri oranında tapuya tescil kararı verdiğini, mirasbırakanları ... adına hisse tescili yapılmadığını ileri sürerek dava konusu 171 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
1.Davalılar ... ve ... ..., açılan davanın yasal dayanaktan yoksun olduğunu, Kadastro Kanunu'nun 12. maddesine göre hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacıların dayandıkları veraset ilamının 28 yıl öncesine ait olduğunu, yeni tarihli bir veraset ilamı sunmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
2.Davalılar ..., ..., ..., ..., ..., murisleri ..., ... ve ...’in 1975 yılında ... Asliye Hukuk Mahkemesinde, ... ve ... ... aleyhine ..., ... Mahallesinde bulunan 171 ada 1 parsel sayılı taşınmaz için tapu iptali ve tescil davası açtıklarını, Mahkemece veraset ilamında belirtilen hisseleri oranında davacılar lehine tapu iptali ve tescile karar verildiğini, murislerinin tıpkı davacılar gibi tapudaki hakkını dava yoluyla elde ettiklerini, haklarından fazlasını değil veraset ilamı doğrultusunda hisse oranında tapuyu hak ettiklerini, bu sebeple davanın ... ve ...'a yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 11.09.2020 tarihli ve 2005/425 Esas, 2020/433 Karar sayılı kararıyla, tüm dosya kapsamına göre, davanın, kadastro tespitinden önceki hukuki sebeplere dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu, dava dilekçesinde kadastro tespitlerinin hatalı olduğunun iddia edildiği, somut davanın ikame edildiği 21/11/2005 tarihi itibariyle Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, davanın kadastro tespitine itiraz olmayıp miras hukukuna ilişkin olduğunu, miras hukukunda zamanaşımı ve hak düşürücü süre bulunmadığını, kök murisin mirasçısı olduklarına göre haklarının korunması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 11.03.2022 tarihli ve 2021/438 Esas, 2022/185 Karar sayılı kararında; dosya kapsamına göre dava sebebinin kadastrodan önceki bir nedene dayandığı, İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere davaya konu taşınmazın tapuya tesciline ilişkin Kadastro Mahkemesi kararının 1976 yılında kesinleştiği, davanın ise 2005 yılında açıldığı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde belirtilen hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi miras hakkı ve zilyetliğe dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3. maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir.
3. Değerlendirme
Somut olayda, dava konusu 171 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespitine ilişkin olarak verilen Kadastro Mahkemesi kararının 13.12.1976 tarihinde kesinleştiği, bu tarih ile davanın açıldığı 21.11.2005 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun′un 12/3. maddesinde belirlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır.
VI. KARAR
Açıklanan nedenle;
Davacı tarafın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
05.07.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.