Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7858 E. 2023/4303 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı Hazine'nin, dava konusu taşınmazın bir kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı iddiasıyla açtığı tapu iptali ve terkin davasında, taşınmazın kıyı kenar çizgisine göre konumunun tespiti ve davacı talebinin kapsamı uyuşmazlığa konu olmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma kararına rağmen bilirkişi raporlarına ilişkin değerlendirme ve incelemedeki eksiklikleri, ayrıca taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak davacı talebinden fazlasına hükmetmesi bozmayı gerektirmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/167 E., 2022/118 K.

DAVA TARİHİ : 15.10.2014

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve terkin davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili, dava konusu 101 ada 418 parsel sayılı taşınmazın 118,73 m2'lik kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile kıyı olarak terkinine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

1. Mahkemenin 08.04.2015 tarihli ve 2014/473 Esas, 2015/160 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısımlarının davalı adına olan tapusunun iptali ile kıyıya terkine karar verilmiştir.

2. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

3. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 07.11.2017 tarihli ve 2015/12173 Esas, 2017/14731 Karar sayılı kararıyla; noksan araştırma ve inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.

4. Mahkemenin 06.03.2019 tarihli ve 2018/51 Esas, 2019/143 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

5. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

6. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 05.12.2019 tarihli ve 2019/5717 Esas, 2019/10989 Karar sayılı kararıyla; bozma ilamına uyularak yazılı şekilde karar verilmiş ise de, bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.

7. Mahkemenin 17.02.2022 tarihli ve 2020/167 Esas, 2022/118 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, dava konusu yerin kıyı kenar çizgisinde kaldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile çekişmeli kısmın tapusunun iptaline, bu alanın kıyı kenar çizgisinde kalması nedeniyle tescil harici bırakılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; önceki itirazlarını tekrarlayarak mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptali ve terkin istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Anayasa’nın "Kıyılardan yararlanma" başlıklı 43 üncü maddesi, 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun "Genel Esaslar" başlıklı 5 inci maddesi, 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 715 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun (HMK) 281/2 nci ve 282 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bilindiği ve yukarıdaki düzenlemede yer verildiği üzere bozma kararına uymakla Mahkemenin bozma kararında belirtildiği şekilde işlem ve araştırma yapma zorunluluğu bulunmaktadır. Ne var ki, Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğini söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki, 6100 sayılı HMK'nın 281/2 inci maddesine göre, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için bilirkişiden, ek rapor alınabilir. Öte yandan, HMK'nın 282 nci maddesine göre Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.

2. Somut olayda; Mahkemece 27.11.2020 tarihli bilirkişi raporuna yapılan itiraz benimsenip ek raporlar alınmıştır. Buna rağmen ek rapora itibar edilmeyip ilk rapor hükme esas alınmış, ancak hangi nedenle 27.11.2020 tarihli ilk alınan bilirkişi raporunun üstün tutulduğu gerekçelendirilmemiştir. Kaldı ki, bilirkişi raporlarının yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı da bulunmamaktadır.

3. Hal böyle olunca; Mahkemece, önceki bilirkişilerden farklı, 3 kişilik jeolog, 1 harita mühendisi ve 1 ziraat mühendisinden oluşacak yeni bir bilirkişi heyetiyle dava konusu taşınmazda yeniden keşif yapılması, taşınmazın farklı noktalarında gözlem çukurları açılarak bu çukurlardan alınan verilerin incelenmesi, açılan gözlem çukurlarının harita üzerinde işaretlenerek gösterilmesi ve topoğrafik memleket haritalarından da yararlanılarak kıyı kenar çizgisinin tespit edilmesi, keşfen tespit edilen kıyı kenar çizgisi ile Bakanlık tarafından onaylanan kıyı kenar çizgisinin fen bilirkişi tarafından kroki üzerinde gösterilmesi, farklılık olursa sebebinin açıklattırılması, dava konusu taşınmazın tamamen veya kısmen kıyı kenar çizgisi içinde kalıp kalmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, ondan sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre infazı kabil bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmektedir.

4. Kabule göre de; davacı Hazine çekişme konusu taşınmazın 118,73 m2'lik kısmının tapu kaydının iptaline ilişkin talepte bulunmuştur. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 07.11.2017 tarihli ve 2015/12173 Esas, 2017/14731 Karar sayılı ilk bozma kararında da bahsedilmiş olmasına rağmen, Mahkemece 6100 sayılı HMK'nın 26 ncı maddesinde yer verilen taleple bağlılık ilkesi gözetilmeksizin talepten fazlasına hükmedilmiş olması da doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.