Logo

1. Hukuk Dairesi2022/789 E. 2022/3065 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın davalıya yaptığı taşınmaz satışlarının muvazaalı olup olmadığı ve davacının miras payı oranında tazminat talep edip edemeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın mal satma ihtiyacının bulunmaması, akitte gösterilen bedel ile gerçek değer arasında fahiş fark olması ve bedelin ödendiğinin ispatlanamaması, satışın muvazaalı olduğuna dair kesinleşmiş mahkeme kararı ve tanık beyanları gözetilerek davacının tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptal- tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin kararın, taraflarca istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakanı ...’nn 8 parça taşınmazını davalı kardeşi ...’ye satış suretiyle temlik ettiğini, bu taşınmazlardan 8, 12, 14 ve 4 parsel sayılı taşınmazların davalı tarafından üçüncü kişilere satıldığını ve bedelinin alındığını, devirlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, muvazaanın varlığının kız kardeşi tarafından açılan dava ile kanıtlandığını, devredilen taşınmazlar yönünden tazminat, davalı üzerinde bulunan taşınmazlar yönünden ise tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiş, ıslah ile tüm taşınmazlar yönünden davasını alacağa dönüştürerek 189.400,12 TL’nin davalıdan tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, satışın gerçek olduğunu, davacının aynı taşınmazlarla ilgili kızkardeşi tarafından açılan muris muvazaası hukuki sebebine dayalı davada lehine tanıklık ederek satışın gerçek olduğunu beyan ettiğini, bu beyanının aksine dava açmasının kötüniyetli olduğunu, ilgili davanın Yargıtay denetiminden geçmeksizin aleyhine kesinleştiği için delil olamayacağını, mirasbırakanın kızları ile arasının kötü olduğunu, kızlardan mal kaçırmak için taşınmazları satıp bedelini davacı oğluna verdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemece, mirasbırakan ...'nun terekesinden dava konusu taşınmazların satış bedellerinin çıkmadığı, mirasbırakanın mal satma ihtiyacı bulunmadığı, yörede kız evlatlarının mirastan mahrum bırakıldığı, dinlenen tanık beyanlarına göre söz konusu taşınmazların muvazaalı olarak devrinin yapıldığı, dava konusu aynı taşınmazlar için mirasbırakan ...'nun kızı ... ... tarafından davalı ...'ye karşı muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı açılan davada devir ve temliklerin muvazaalı olması sebebiyle davanın kabulüne karar verildiği ve verilen kararın kesinleştiği gerekçesiyle alınan bilirkişi ek raporu doğrultusunda tazminat isteğinin kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

2.1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ıslahı ilk bilirkişi raporuna göre yaptığını, bilirkişi raporunda birim değerin hatalı alındığı kabulünün yerinde olmadığını, dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdi ile yeniden bir rapor aldırılması gerekirken bu duruma aykırı olarak ek rapor aldırılmasının hatalı olduğunu ve buna göre hüküm kurulmasının da usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, davanın ıslah edilmiş haliyle tam kabulü gerektiğini, bilirkişinin hesaplamada yaptığı hatadan sorumlu tutulmalarının hakkaniyete aykırı olduğunu, yüklü miktarda vekalet ücreti ödemek zorunda kalacaklarını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

2.2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddi gerekirken, kabulü yönünde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, dürüstlük kuralının re'sen dikkate alınması gerektiğini, dava konusu taşınmazların satışının muvazaalı değil mirasbırakanın iradesine uygun gerçek bir satış olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.10.2021 tarihli ve 2019/1229 E. 2021/1980 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın kızı olan ... ... tarafından davalı aleyhine muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan Mahkemenin 2013/606 Esas, 2014/573 Karar sayılı davasının kabulü ile davalı adına kayıtlı bağımsız bölümler yönünden tapu iptal ve tescile, diğer taşınmazlar yönünden miras payına karşılık gelen bedele hükmedildiği ve kararın 14/05/2015 tarihinde kesinleştiği, davacının ıslah talebinde taşınmazların murisin ölüm tarihindeki değerlerini talep ettiği, Mahkemece ek rapor alınmak suretiyle Mahkemenin 2013/606 Esas, 2014/573 Karar sayılı dosyasında alınan rapor ile eldeki davada alınan 28.03.2017 tarihli rapor arasındaki çelişkinin giderildiği, murisin mal satmasını gerektirir ekonomik ihtiyacının olmadığı, akitte gösterilen değer ile gerçek değer arasında fahiş fark bulunduğu, akitte gösterilen bedelin ödendiğinin de kanıtlanamadığı ve devirlerin muvazaalı olduğu anlaşıldığından tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuş, harç ve masraflar yatırılmadığı için davalının temyiz isteğinin yapılmamış sayılmasına dair ek karar verilmiş, ek karar temyiz edilmemiştir.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; ıslahı ilk bilirkişi raporuna göre yaptığını, bilirkişi raporunda birim değerin hatalı alındığı kabulünün yerinde olmadığını, dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdi ile yeniden bir rapor aldırılması gerekirken bu duruma aykırı olarak ek rapor aldırılmasının hatalı olduğunu ve buna göre hüküm kurulmasının da usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, davanın ıslah edilmiş haliyle tam kabulü gerektiğini, bilirkişinin hesaplamada yaptığı hatadan sorumlu tutulmalarının hakkaniyete aykırı olduğunu, yüklü miktarda vekalet ücreti ödemek zorunda kalacaklarını ileri sürerek, hükmün bozulmasını istemiştir.

3.Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında açılan tazminat isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği belirtilmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, Bölge Adliye Mahkemesince (IV./3.) paragrafta belirtilen şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.