"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/703 E., 2022/279 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; Sinop ili, Boyabat ilçesi, ... köyü 101 ada 803 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sonucunda Hazine adına tescil edildiğini, ancak taşınmaz içerisinde yer alan bir kısım alanın 1970 yılından beri mirasbırakan babası ... ve onun ölümünden sonra da mirasçılarının malik sıfatıyla kullanımında olduğunu, kadastro tespitinin hatalı yapıldığını belirterek taşınmazın tapu kaydının iptali ile mirasbırakanın tüm mirasçıları adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Boyabat Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.03.2016 tarihli ve 2015/1591 E. 2016/572 K. sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmazın elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğu ve davacının tek başına dava açamayacağı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.05.2019 tarihli ve 2016/8190 E. 2019/3545 K. sayılı kararıyla: “...dava, üçüncü kişiye karşı açılan ve miras payının adına tescili talep edilen bir dava olmayıp dava konusu taşınmazın terekeye döndürülmesi istemine ilişkindir. Dolayısı ile Mahkemenin davacının dava açma yetkisi bulunmadığından ret kararı vermesi isabetli bulunmamaktadır. Diğer taraftan elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ve 702 nci maddeleri uyarınca tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan birisi aleyhine birlikte açılması gerekir. Bir mirasçının, özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için bütün mirasçılar adına yalnız başına dava açması mümkün ise de bu şekilde açılan bir dava tüm mirasçıların katılımı sağlanmadan yürütülemez. Bu halde, diğer mirasçıların davaya katılımının sağlanması, muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci atanması gerekir. Somut olayda; mirasbırakan ...’nın davacı dışında mirasçıları bulunduğu ve davalı Hazinenin de terekeye göre 3. kişi durumunda olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; Mahkemece davacı tarafa, mirasbırakan ...’nın mirasçılarının tamamının davaya katılımının sağlanması, muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayini için süre verilmesi, aktif dava ehliyetinin sağlanması halinde ise davanın esasını girilerek iddia ve savunma çevresinde tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup...” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, fen bilirkişilerinin 08.11.2021 tarihli raporunda (B) harfi ve sarı renk ile gösterilen 2.185,03 m2'lik kısmın dava konusu 101 ada 803 parsel sayılı taşınmazdan ifrazı ile son parsel numarası verilmek suretiyle mirasbırakan ...'nın mirasçıları adına payları oranında tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan karar verildiğini, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu Sinop ili, Boyabat ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 803 parsel sayılı 18.833,31 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına 22.05.2008 tarihinde tescil edilmiştir.
2. Somut olayda, Mahkemece çekişmeli taşınmaz bölümünde zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, zilyetliğin başlangıç tarihinin ve sürdürülüş biçiminin belirlenmesinde en önemli unsur hava fotoğrafları olduğu halde 1990 yılına ait tek hava fotoğrafının incelenmesiyle yetinilmiş, dava konusu taşınmazın ve komşu taşınmazların kadastro tutanakları, varsa dayanaklarıyla birlikte getirtilmemiş, yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporlarına itibar edilerek sonuca gidilmiştir.
3- Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazın ve komşu taşınmazların tapu kayıtları ve kadastro tutanakları, varsa dayanaklarıyla birlikte dosya arasına alınmalı, ayrıca taşınmazın tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ( bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya ikmal edilmelidir.
4. Bundan sonra, mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik mahalli bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, 3 kişilik ziraat mühendisi kurulu ve jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
5. Keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak sureti ile çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmelidir.
6.Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan nizalı taşınmaz bölümün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihya edilip edilmediğini, imar ihya edilmiş ise imar ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip üzerinde taşınmazın sınırları işaretlettirilmelidir.
7. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle ve temin edilebilecek en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, imar- ihya edilip edilmediği, imar- ihya edilmiş ise ne zaman başlanıp hangi tarihte tamamlandığı, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında ayrıntılı rapor alınmalıdır.
8. Fen bilirkişisine keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir krokili rapor düzenlettirilmelidir.
Yukarıda değinilen hususlar göz ardı edilip eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadğına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
12.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.