Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7965 E. 2023/213 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hataen yapılan tapu devri nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açılmış, davalılardan birinin ölümü üzerine terekesine karşı verilen hükmün usulüne uygun olup olmadığı hususunda ihtilaf oluşmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı hakkında tapu iptali ve tescil kararı verildikten sonra davalının ölümü nedeniyle, mirasçıları gözetilmeden verilen hüküm hatalı olmakla birlikte, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

HÜKÜM/KARAR : Ret/Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, alacak isteğinin kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; 6633 ada 19 ve 20 parsel sayılı taşınmazların davacının kayınvalidesi olan davalı ...'ya ait iken bedelini ödemek suretiyle, üzerinde üç katlı bina bulunan 20 parsel sayılı taşınmazı satın aldığını, ancak tapuda 19 parsel sayılı boş arsa vasıflı taşınmazın adına devredildiğini, durumu fark etmeleri üzerine davalı ...'nın 20 parsel sayılı taşınmazı kızı olan diğer davalı ...'e satış suretiyle temlik ettiğini, anılan temlikin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, kayıtların fiili duruma uygun olarak düzeltilmesini, olmadığı takdirde 20 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ve adına tesciline, aksi halde tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek, davanın reddini istemiş, davalı ... davayı kabul etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının hataya düştüğünü daha önce öğrendiğine dair delil bulunmadığı, davacının hatasının esaslı hata olarak kabulü gerektiği, davalı ... davayı kabul etmiş ise de, davalı ...'in kötü niyetli olduğu ispatlanmadığı gerekçesiyle tapu iptal ve tescil talebinin reddine, tazminat talebinin kabulü ile davalı ...'dan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili, Mahkemece hatanın kabul edilmiş olmasına rağmen davalı ...'in kötü niyetli olduğu ispatlanmadığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil kararı verilmemiş olmasının hatalı olduğunu, ...'in, Nafia'nın kızı olması nedeniyle davacının hataya düştüğünü bilebilecek durumda olduğunu belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının üzerinde 3 katlı bina bulunan 20 parsel sayılı taşınmazı davalı ...'dan satın aldığı, ancak tapuda hatalı olarak 19 parsel sayılı taşınmazın devrinin yapıldığı, davalı ...'nın taşınmazın davacıya temilikini engellemek amacıyla davalı kızı ...'e temlik ettiği, davalı ...'in hatayı bilebilecek durumda olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak 19 ve 20 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile 19 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına, 20 parsel sayılı taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili, müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu, davalı ...'nın davacının kayın validesi, müvekkili ...'in de annesi olduğunu ve taşınmazları satış değil gerçekte bağış olarak gelini ve kızına vermekle denge sağlamaya çalıştığını, ancak ölümünden önceki son zamanlarında davacının yanında kaldığını ve davacının kötü niyetli telkinleri ile hareket ettiğini, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hata hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Bilindiği üzere,sözleşmenin konusu, niteliği ve ödenecek miktar gibi hususlarda dikkatsizliği veya bilgisizliği sonucu gerçek iradesine uymayan beyanda bulunmak suretiyle esaslı hataya düşen tarafın sözleşme ile bağlı sayılamayacağı kuşkusuzdur. Kısaca iç irade ile açıklanan irade arasındaki bilmeyerek yapılan uyumsuzluk olarak tanımlanan hatanın (yanılmanın) esaslı kabul edilebilmesi için, uygulamada ve bilimsel alanda ortaklaşa benimsendiği gibi, girişilen taahhüdün başlıca sebebini teşkil etmesi, daha açık söyleyişle hem yanılgıya düşen taraf, yönünden (sübjektif unsur), hem de iş hayatındaki dürüstlük kuralları (objektif unsur) açısından, hataya düşülmese idi böyle bir sözleşmenin hiç veya açıklanan biçimde yapılmayacağının ispatlanması zorunludur.

Bu koşulların varlığı halinde hataya düşen taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. ... ki hatanın ileri sürülmesi TBK'nın 35. ve TMK'nın 2. maddesinde hükme bağlanan dürüstlük kuralına aykırı olmasın.

Hemen belirtmek gerekir ki, sözleşme yapılırken hataya düşen tarafın kusurlu bulunması sözleşmenin iptaline engel değildir. Ne var ki, TBK'nın 35. maddesinde öngörüldüğü gibi hatayı bilmeyen veya bilecek durumda bulunmayan ve kusursuz olan karşı tarafın menfi, gerektiğinde müspet zararının ödenmesi gerekir.

Öte yandan, iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. TBK'nın 39. maddesinde öngörüldüğü gibi hatanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde, sözleşmenin karşı tarafına yöneltilecek tek taraflı bir irade açıklaması ile bildirilebileceği gibi def'i veya dava yoluyla da kullanılabilir. Ayrıca hatanın varlığı her türlü delille ispat edilebilir.

2. 4721 sayılı TMK'nın 28. maddesi şöyledir:

"Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer.

Çocuk hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla, ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde eder."

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı ... vekilinin aşağıdaki parağrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davalı ...'nın yargılama sırasında öldüğü, terekesinin mirasçılarına intikal ettiği gözetilerek, TMK’nın 28. maddesinde kişiliğin ölümle sona ereceği, bu nedenle ölü kişi hakkında iptal tescil hükmü kurulamayacağı gözetilmeksizin, ölü kişi hakkında iptal tescil kararı verilmiş olması bozmayı gerektirir.

Ne var ki, bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı ... vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 1- a) numaralı bendinde yer alan "... (15496237816)" ibaresinden sonra gelmek üzere “mirasçıları” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.01.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.