"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesince, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın davalılar yönünden kabulüne, dahili davalı ... ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 30.05.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar ... v.d. vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı ... vekili Avukat ...geldiler, davetiye tebliğine rağmen dahili davalı ... gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, ... karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, davacının mirasbırakanı ...'un 292 ada 1 parsel (eski 637 parsel) sayılı taşınmazını dava dışı mirasçısı ...'un oğlu olan davalı ...'a, 193 ada 7 parsel (eski 2010 parsel) sayılı taşınmazdaki ½ payını dava dışı mirasçısı ...'un kayınpederi olan davalı ...'a, kalan 1/2 payını dava dışı mirasçı ...'un baldızı olan ...'e temlik ettiğini, ...'in de anılan payı 2012 yılında davalılar Kemal ve davalı ...'a temlik ettiğini, devirlerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu, davalıların dava konusu taşınmazları alım güçlerinin bulunmadığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının davacının miras payı oranında iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesinin 24/09/2020 tarihli ara kararı uyarınca Sebahat ... davaya dahil edilmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili, davalı ...'un 292 ada 1 parsel sayılı taşınmazı dedesi ...’dan 40.000 TL satış bedeli ile satın aldığını ve taşınmaz üzerine 30/12/2016 tarihinde bina inşa ettiğini, 07.11.2018 tarihli ... kullanma izin belgesini de alarak bu binayı kullanmaya başladığını, 193 ada 7 parsel sayılı taşınmazı yıllar önce mirasbırakanın davalı ...’a 30.000 TL karşılığında temlik ettiğini, kalan payını da 20.000 TL bedelle ...’e devrettiğini, devirlerin tamamının gerçek satış olduğunu, mirasbırakanın geliri veya maaşı olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararıyla; dahili davalı ... ... dava konusu taşınmazda malik olmadığından davanın husumet yokluğundan, diğer davalılar yönünden ise temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olmadığı gerekçesi ile davanın esastan reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mirasbırakanın amacının mirasçılardan mal kaçırmak olduğunu, gerçek iradesi bağış olmasına rağmen işlemin satış olarak gerçekleştirildiğini,bu iddialarının tanık beyanları ile sabit olduğunu, davalıların mirasçı olan babalarının adına hareket ettiklerini, dava konusu taşınmazların satıldığı tarihte mirasbırakanın refah seviyesinde artış olmadığını, davalı ... ve Kemal'in taşınmazları alacak maddi güçlerinin olmadığını, diğer davalı ...’in ise aracı malik olduğunu, davalı tanıklarının beyanlarının yanlı ve çelişkili olduğunu, hükme esas alınmaması gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile davalılar tarafından öne sürülen ödeme savunmasının kanıtlanmadığı, mirasbırakanın terekesinden söz konusu devirlere ilişkin satış parasının çıkmadığı, devri sonrasında tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında değişiklik olmadığı, taşınmazların değeri dikkate alındığında davalıların dava konusu taşınmazları satın alacak ekonomik güçlerinin olmadığı, murisin davacı ile sosyal ilişkilerinin iyi olmadığı, temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu, davada taraf olarak yer alamayan ...'e dahili dava yoluyla taraf sıfatı verilmesinin ve lehine hüküm kurulmasının da doğru olmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davalı ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı tanıklarının ifadelerinden temlikin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olmadığının anlaşıldığını, İlk Derece Mahkemesince dava konusu taşınmaz üzerine bina inşa ettiren davalının maddi gücünün taşınmazı alabilecek seviyede olduğunun belirlendiğini, mirasbırakan ile davacı arasında bir husumet bulunmadığını, mirasbırakanın taşınmaz satarak geçimini sağladığını, daha önce de dava dışı kişilere taşınmaz temlik ettiğini, terekesinde çok sayıda taşınmazın olduğunu, davacının iddiasını kanıtlayamadığını, dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın davalı ... tarafından yaptırıldığı sabit olmasına rağmen bina değerinin davalı ...’e aidiyeti konusunda hesaplama yapılmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Hemen belirtilmelidir ki, pay oranında açılan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı davalarda, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her bir davalı adına kayıtlı taşınmazda payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.
2. Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., ... Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun (TK) 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
3. Değerlendirme
1. Somut olayda, dava konusu 193 ada 7 parsel sayılı taşınmazın dava tarihi itibariyle keşfen saptanan değeri 107.804,70 TL olup, davalı ... adına kayıtlı ½ pay üzerinden davacının miras payına isabet eden değer 10.780 TL’nin ve davalı ... adına kayıtlı 1/4 pay üzerinden davacının miras payına isabet eden 5390 TL'nin 2022 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 107.090.00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
2. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Davalı ... ... yönünden verilen ve temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle,
1- Temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan davalılar Hakan ve İbrahim’e yönelik eldeki davada davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin değer yönünden REDDİNE,
2- Davalı ... yönünden verilen karara ilişkin davalılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370 ... maddesi uyarınca ONANMASINA,
03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalı ...’dan alınmasına,
Aşağıda yazılı 7.458,12 TL (davalı ...’a yönelik dava değeri olan 150.946,00 TL üzerinden) bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...’dan alınmasına,
30.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.