"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İznik Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle duruşma günü olarak saptanan 07.02.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakanları ...'in 29/04/1998 tarihinde öldüğünü, geriye mirasçısı olarak kendisi ile kardeşleri ... ve Sezai ...'in kaldığını, muris adına birden fazla taşınmaz olduğunu ve sağlığında taşınmazları paylaştırdığını, dava konusu 966 parsel sayılı taşınmazın aslında kendisine bırakılan ve bırakılması taahhüt edilen taşınmaz olduğunu, diğer kardeşlerin de kendi paylarını aldıklarından dolayı bu hususu bildiklerini, ancak dava konusu taşınmazın mirasbırakan ... tarafından 12/12/1997 tarihinde oldukça düşük bir bedelle satış suretiyle davalı ...'e devredildiğini, davalının murise hiçbir ödeme yapmadığını, kayıtlardaki bedelin muvazaayı saklamak amaçlı sembolik olduğunu, satış işleminin tarafların gerçek iradelerini yansıtmadığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, murisin ölmeden önce taşınmazlarını tüm çocuklarına paylaştırdığını, ölümünden sonra da çocuklarının bu taşınmazların tapularını üzerlerine aldıklarını, dava konusu taşınmazın ise davalının ölene kadar murise bakmasından dolayı davalıya devredildiğini, boşanma davası aşamasında dinlenen tüm tanıkların davalının murise baktığını açıkça belirttiğini, öte yandan davacının sadece hissesi oranında talepte bulunabileceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 13.02.2020 tarihli ve 2017/191 E, 2020/59 K. sayılı kararıyla; murisin gerçek iradesinin mal kaçırmaya yönelik olduğu ispatlanamadığı gibi, bağışlandığı ve bu nedenle şekil şartı nedeniyle geçersiz olduğu iddiasının da ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; murisin ihtiyacı olmamasına rağmen bağ vasfında olan büyük bir taşınmazı o tarihte gelini olan ...'e satış yoluyla devrettiğini, murisin satış gösterdiği taşınmazdan daha küçük ve ederi daha az taşınmazlarının bulunduğunu, murisin taşınmazı, çok düşük bir bedelle devrettikten 4 ay 17 gün gibi çok kısa bir süre sonra vefat ettiğini, davalının düzenli gelirinin olmadığını dava konusu taşınmazı alacak herhangi bir maddi gücü bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 05.10.2022 tarihli ve 2020/1073 E-2022/1426 K. sayılı kararı ile davalının murisin gelini olduğu, zaman zaman diğer çocuklarının yanına gitse de hayatı boyunca davalı ve oğlu ...'nin yanında kaldığı, bakımı ile ağırlıklı olarak onların ilgilendikleri, özellikle ölümünden önceki 5-6 aylık hastalığı süresince bakımının davalı tarafından yapıldığı, murisin davacı ve diğer çocukları ile arasının kötü olmadığı, minnet borcunu ödemek amacıyla dava konusu taşınmazı davalıya devrettiği, davacı tarafından murisin taşınmazı davacıya bırakma niyetinin olduğu, diğer taşınmazlarını dava dışı erkek çocuklarına bıraktığı ileri sürülmüş ise de davanın denkleştirme talebiyle açılmadığı, kaldı ki süre verildiği halde diğer taşınmazlara ilişkin somut beyanda bulunulmadığı, istinaf sebeplerinin yerinde görülmediği gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın/353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras ... çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
2. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesi şöyledir:
"İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",
4721 sayılı TMK'nın 6. maddesi şöyledir:
"Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,
03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.