"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/619 E., 2022/1033 K.
DAVALILAR : Hazine vekili Avukat ..., 19 Mayıs Belediye Başkanlığı vekilleri Avukat ..., Avukat ..., Avukat ...
DAHİLİ DAVALI : ... vekilleri Avukat ..., Avukat ..., Avukat ..., Avukat ..., Avukat ...
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bafra 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/138 E., 2022/35 K.
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili ve muhdesatın aidiyetinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... Kampı, ... Mevkiinde bulunan, dava dilekçesine ekli aplikasyon krokisinde 1 numara ile belirlenmiş olan 548,5 m2 arazinin 2005 yılından bu yana zilyedi olduğunu, kendisinden önceki zilyet tarafından aynı arazi üzerinde 1999-2000 yıllarında taban alanı 80 m2 olan 3 katlı bir ev inşaa edildiğini, kendisinin arazi ile birlikte evin zilyetliğini de devraldığını, arazinin özel mülkiyete engel bir durumunun olmadığını, zilyetlik yönünden iktisap koşullarının oluştuğunu, taşınmazın bulunduğu alanda koruma amaçlı imar planı çalışmaları başladığını, yıllardır süren mağduriyetlerinin ilçe belediyesi tarafından giderilmeye çalışıldığını, ancak ... Büyükşehir Belediyesinin 19 Mayıs İlçe Belediye Başkanlığına gönderdiği 22.12.2015 tarih ve 5275 sayılı resmi yazısı ile dava konusu mevkiideki binaların tespitinin ve ruhsatlı olmayanlar hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılmasının talep edildiğini, ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının adeta ilçe belediyesinin bu yasal girişimini eylemli olarak engelleyerek kendisi ( davacı) ile birlikte yaklaşık 250 aileyi mağdur etmek suretiyle taşınmazları kendi uhdesine geçirme çabası içinde olduğunu ileri sürerek ... Mevkkiinde bulunan, dava dilekçesine ekli aplikasyon krokisinde 1 numara ile belirlenmiş olan 548,5 m2 arazinin adına tesciline, aynı arazi üzerinde bulunan muhdesatın değerinin ve davacıya aidiyetinin tespitine, muhdesatın davacıya aidiyetinin tapunun beyanlar hanesine şerh düşülmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı 19 Mayıs Belediye Başkanlığı; somut uyuşmazlığa bakma görevinin idare mahkemesine ait olduğunu, taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkına sahip olmayan ve bu hakkı yitirmiş bulunan kimsenin Medeni Kanun'daki mülkiyet hükümlerine dayanarak dava açamayacağını, dava konusu taşınmaz üzerinde bir mülkiyet ilişkisi bulunmayan davacının dava konusu işlemlerle hukuken korunması gerekli bir menfaat ilişkisi de bulunmadığından dava açma ehliyeti olmadığını, ehliyet yönünden davanın reddi gerektiğini, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu ve bu yerlerin olağanüstü zamanaşımı veya başka bir yoldan kazanılmasının mümkün olmadığını, dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda zirai herhangi bir tarımsal faaliyet bulunmayıp taşınmazın bulunduğu alanın yazlık evlerin yoğun şekilde bulunduğu, kaçak yapıların yazlık tarzında yapıldığı bir bölge olduğunu, korunması gerekli taşınır ve taşınmazın kültür ve tabiat varlıklarının Devlet malı niteliğinde olduğunu, bir yerin kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilebilmesi için diğer kazanma koşulları yanında taşınmazın niteliği itibariyle kazanılmaya elverişli yerlerden olması gerektiğini, davacı tarafın taşınmaz üzerindeki muhdesatın tespitine ilişkin davasını açmakta hukuki yararı bulunmadığını, dava konusu taşınmazın imara aykırı olarak inşa edildiğinin meydanda olduğunu, 3402 sayılı Yasa'nın 19 uncu maddesi uyarınca kadastro tespitinden sonra muhdesatın tapuya tescili mümkün olmadığından davaya konu muhdesatın davacıya ait olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesinin hukuken mümkün olmadığını, dava konusu taşınmazın kaçak bir yapı olup yıkım kararının da kesinleştiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ..., davacı yönünden yasaların aradığı kazanım koşullarının gerçekleşmediğini, dava konusu taşınmazın zilyetlikle kazanmaya elverişli bir taşınmaz olmayıp Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, kazandırıcı zamanaşımına dayalı ekonomik zilyetlik şartların ve imar-ihyaya ilişkin koşulların oluşmadığını, taşınmaz üzerinde ev yapmanın da kazandırmayı sağlayan ekonomik zilyetlik olarak değerlendirilemeyeceğini, davacının taşınmaz üzerinde yazlık yaptıklarını, tarım arazisi bulunmadığını, dava konusu taşınmaz tescil dışı bırakılmış olup ilgililerin tespit dışı bırakma işlemine karşı itiraz etmediklerini, dava konusu taşınmazın sit alanı ve kültürel ve arkeolojik alanlar içerisinde hangi konumda kaldığının ve derecesinin tespit edilmesi gerektiğini, taşınmaz sit alanı, koruma alanı içerisinde kaldığından zilyetlikle kazanılması da mümkün olmadığını, kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak iddia edemeyeceğini, muhdesatın değerinin ve davacıya aidiyetinin tespitine ve şerhine yönelik taleplerin de reddi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
3.Dahili davalı ...; dava konusu alanın da içinde yer aldığı ... Kızılırmak Deltası 56.000 hektar alana sahip olup 21.700 hektarlık kısmının uluslararası düzeyde ekolojik karakterlerinin aynen korunması için "sulak alanların korunması (RAMSAR) sözleşmesi" listesine dahil edildiğini, ayrıca kazandırıcı zamanaşımı ile edinme koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bafra 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.01.2018 tarihli ve 2016/45 Esas, 2018/20 Karar sayılı kararıyla; davacının tapu iptali ve tescil davasının reddine, muhdesatın tespiti davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; söz konusu kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 19.04.2018 tarih ve 2018/516 E - 2018/548 K sayılı kararıyla; 6360 sayılı Kanun uyarınca ... ilinin mülki sınırlarının Büyükşehir Belediyesi sınırı olarak belirlendiği ve Büyükşehir sınırlarındaki köy ile belde belediyelerinin tüzel kişiliklerini sona erdiği dikkate alınarak ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının da davaya dahil edilerek husumetin yaygınlaştırılması, bundan sonra tarafların tüm delilleri birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; kaldırma kararı uyarınca yapılan yargılama neticesinde, davacının tapu iptali ve tescil davasının reddine, muhdesatın tespiti davasının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiş, söz konusu kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince bu kez eksik araştırma neticesinde bir kısım deliller toplanmadan verilen kararın hatalı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; kaldırma kararı uyarınca yapılan yargılama neticesinde taşınmaz üzerine ev yapmanın imar faaliyeti olarak değerlendirilmediği, muhdesatın tespitine yönelik talepte ise muhdesatın tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmadığı, bunun doğal sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlı olduğu, hukuki yarar dava koşulu olup muhtesatın aidiyeti davalarının dinlenebilmesi için davacı tarafın dava açmakta hukuki yararının bulunmasının zorunlu olduğu, taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat yönünden derdest ortaklığın giderilmesi davası ya da kamulaştırma işlemi bulunmadığı takdirde bu davanın görülemeyeceği değerendirildiğinde muhdesatın tespitine yönelik talebin de hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; raporun kendi içinde çelişkili olduğunu, bilirkişilerin beyanlarını kabul etmediğini, bu raporların ve bu raporları dayanak alan gerekçeli kararın hukuka aykırı olduğunu, taşınmaza ve zilyetliğe ilişkin koşulların oluştuğunu, dava konusu taşınmazın orman ve kumluk alan olmadığını, kıyı kenar çizgisinin içinde kalmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, Mahkemenin zilyetliğin ilk tesis tarihini ve 20 yıllık sürenin ne zaman dolduğunu belirlemediğini, eklemeli zilyetliği dikkate almamasının hatalı olduğunu, dava konusu yerin 1986-1990 arasındaki yıllarda iktisap koşullarının oluştuğunu, arzın tesciline karar verilmesinin muhdesatın hukuka uygun olduğu sonucunu doğurmayacağını, dava konusu yer üzerindeki binanın hukuka aykırılığını öne çıkararak gerçek dava koşullarını göz ardı etmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 03.10.2022 tarihli ve 2022/619 Esas, 2022/1033 Karar sayılı kararıyla; davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip istinaf mahkemesinin gerekçesinin dosya kapsamına, arazinin ve emsal arazilerin jeolojik yorumlarına ve özelliklerine aykırı olduğunu, iktisap koşullarının 1986 yılında oluştuğunu, 2000'li yıllardaki toprak taşıma olgusunun tespitinin tescile engel teşkil etmeyeceğini, davacı vekili olarak keşif tutanağında beyan ettikleri komşu parsellerdeki tarımsal durumun ve arazi yapısının mukayeseli olarak değelendirilmemesinin eksik inceleme olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapusuz taşınmazın tescili ve muhdesatın tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1 inci ve 17 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesis kadastrosunun 1964 yılında yapıldığı, dava konusu alanın 766 sayılı Kanun'un 2 nci maddesine göre tarıma elverişli olmayan alanların tapulamaya tabi tutulamaması nedeniyle tescil harici bırakıldığı anlaşılmaktadır.
2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...