"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
DAVA TARİHİ : 06.07.2017
KARAR : Başvuru ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 28/03/2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... ...geldiler. Duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, ... karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan anneleri ...'ın dava konusu 1140 parsel sayılı taşınmazını satış göstermek suretiyle oğlu olan davalıya devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın taşınmazını satma ihtiyacı bulunmadığını ileri sürerek, tapu kaydının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline, olmadığı takdirde saklı payları oranında tazminata karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafın iddiasını ispat etmesi gerektiğini, mirasbırakanın 1995-1996 yıllarında iki adet taşınmazını satarak davacılara harcadığını, dava konusu taşınmazı satmak istediğinde ise kendisinin bedeli karşılığında satın aldığını, satış bedeli olarak bugün yaklaşık 30.000,00 TL'ye denk gelecek altın ve dövizi annesine verdiğini, satış bedelinin bir ksımının mirasbırakan ve eşi tarafından kullanıldığını, bir kısmını ise davacıların mirasbırakandan zorla aldıklarını, satış tarihinde taşınmazın ciddi bir ekonomik değeri bulunmadığını, taşınmazı alım gücü olduğunu, mirasbırakanın davacı ... adına eşi...'ye, diğer davacı ...'ya da başka taşınmazlar hibe ettiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte mahfuz payların ihlal edilmediğini, babasının ölümü üzerine mirasbırakanın kendi yanında kalmaya başladığını, davacı ...'nın eve gelerek mirasbırakanı dövdüğünü, davacı hakkında ceza davası açıldığını, davacının mirasbırakana şiddet uygulamaya başladığını, kendi talebi ile mirasbırakanın huzurevine yerleştirilmek zorunda kalındığını, huzurevinde kaldığı süreçte de mirasbırakan ile ilgilenmeye devam ettiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, mirasırakanın aktif ve pasif malvarlığı değerleri bütün olarak değerlendirildiğinde devredilen taşınmazların malvarlığının önemli bir bölümünü teşkil ettiği, davalı tarafından satım bedellerinin döviz ve altın verilmek suretiyle elden ödendiği iddia edilmekle ve bu iddia bir kısım tanık beyanları ile doğrulanmakla birlikte bu iddanın her zaman ileri sürülebilir mahiyette olduğu ve destekleyen başkaca yazılı bir delilin de dosyaya ibraz edilmediği, kaldı ki celb edilen banka kayıtları ile satış tarihlerinde malvarlığında bir artış olduğuna yönelik bir durumun tespit edilemediği, temlikin gerçek bir satış olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya, hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı tanık beyanlarında muvazaa olgusunu ispatlayacak bir husus bulunmadığını, davalı tanık beyanlarının temlikin gerçek bir satış olduğunu ispatladığını, hatalı değerlendirme yapıldığını, 17 yıl sonra terekeden satış bedelinin aynen çıkmasını beklemenin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davanın ispatlanamadığını, paylaştırma olgusuna ve davacılara yapılan devirlere değinilmediğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, mirasbırakanın davacılardan mal kaçırmak gayesi ile dava konusu taşınmazı davalıya satış gösterdiği, tapuda gösterilen satış akdinin, tarafların gerçek iradelerini gizlemeye matuf olduğu, bu itibarla yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, kararın usul ve yasaya, hakkaniyete aykırı olduğunu, hatalı gerekçeler ile başvurunun reddine karar verildiğini, kararın maddi delillere aykırı olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde saklı pay oranında tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., ... Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren ve 28/03/2023 olan duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalıdan alınmasına,
Aşağıda yazılı 93.563,48 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.