"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Ret
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; senetsizden davalı adına tespit edilen 247 parsel sayılı dava konusu taşınmazın ...'dan Hazineye intikal eden Mart 1302 tarih 1 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığını, Hazine adına kayıtlı taşınmazın zilyetlikle kazanılamayacağının yasalarca belirlendiğini ileri sürerek davalılar adına oluşturulan tapu kaydının iptali ile dava konusu yerin Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... ... Dağ cevap dilekçesinde; taşınmazın kendisine ait tapu kaydı kapsamında kaldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.11.1987 tarihli ve 1982/312 Esas, 1987/384 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Karar; Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 30.09.2010 tarihli ve 2010/1075 E., 2010/5675 K. sayılı kararı ile; ''davacı Hazinenin dayanağı olan Mart 1302 tarih 1 sıra numaralı ve davalı dayanağı Temmuz 323 tarih 11 sıra numaralı tapu kaydı mahalline yöntemince uygulanarak kapsamları belirlenmediği gibi, tespite esas olan 1938 tarih 165 tahrir numaralı vergi kaydı da uygulanmamıştır. Doğru sonuca varılabilmesi için, tapu kayıtlarının oluşum belgeleri tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ve haritaları ile çekişmeli taşınmaza komşu 245, 246, 248, 249 ve 250 parseller ile su akıntısı ve yoldan sonra gelen taşınmazların onaylı tutanak örnekleri ve dayanağı olan belgeler getirtilmeli, uzman bilirkişiye inceleme yaptırılarak davalı tapusunun oluşum sebebi kesin olarak belirlenmeli, davalı tapusunun köyü, mevkii ve pay durumu incelenmeli, revizyonu kesin olarak saptanmalı, Hazine tapusu kapsamındaki yerlerin iskanen dağıtılıp dağıtılmadığı hususu yetkili mercilerden sorulmalı, gerektiğinde iskan kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmalı, dosya tamamlandıktan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında tarafların dayandıkları tapu kayıtları (oluşumlarından itibaren tüm tedavülleriyle) ve dayanağı olan tüm belgeler okunup, kayıtlarda yazılı sınırlar yerel bilirkişilere zeminde tek tek göstertilmeli, davalı tapusunun sınırındaki ... ve ... yerleri kesin olarak tespit edilmeye çalışılmalı, kayıtlarda yazılı olup yerel bilirkişilerce gösterilemeyen sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, tapu kaydında geçen köy ile çekişmeli taşınmazın bulunduğu köyün farklı olması dikkate alınarak bu çelişki yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmak suretiyle giderilmeli, tespite esas vergi kaydı uygulanmalı, vergi kaydı maliki ile tapu kaydı maliki arasındaki akdi ve ırsi ilişki irdelenmeli, bu hususta davalı tarafa tanık dinletme olanağı tanınmalı, bilirkişi ve tanıkların zeminde gösterdiği sınırlar teknik bilirkişiye haritasında işaret ettirilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve tespit bilirkişileri beyanları arasında çelişki doğduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli, keşfe götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan kayıtların kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan verir biçimde kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.'' gerekçeleri ile eksik inceleme nedeniyle bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.12.2015 tarihli 2011/120 Esas 2015/383 Karar sayılı kararı ile bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde; davacı tapusu her ne kadar davalının taşınmazını da içine alacak şekilde geniş bölgeyi kapsasa da, davalıların taşınmazı önceki malikten satın aldığı ve kendisine bu şekilde tapu verilerek tapunun kesinleştiği, iyi niyetli alıcı konumunda olduğu, şahıslara yeni tapu verildikten sonra davacı idarenin eski tapuya dayanarak hak iddia edemeyeceği, kaldı ki; aynı yörede bulunan diğer tüm taşınmazlar hakkında da bu yönde dava açıldığı ve davaların reddedilerek ve Yargıtay incelemesinde onanarak kesinleştiği, (örn: 248 parsel hakkında Yargıtay 1. HD'sinin 1989/9540-10245 E.K., 245 parsel hakkında Yargıtay 1. HD'sinin 1988/11910-12753 E.K. sayılı onama kararları) gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; Hazineye ait tapu kaydının iskan ve tedavül görmediğinin dosyada mevcut deliller ile sabit olduğunu, taşınmaz kadastro sonrasında tapuya dayanılarak değil, senetsizden davalı üzerine yazılıp sadece vergi kaydına dayanıldığını, tespite esas alınan vergi kaydının ise dava konusu taşınmaza ait olmadığının yapılan keşifte belirlendiğini, dava konusu parselin, Hazineye ait tapu kaydı kapsamında kaldığının keşifte dinlenen bilirkişi beyanları ve bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, çifte tapu halinde, gerçek nedene dayanan ve eski tarihli olana itibar edilmesi gerektiğini ayrıca davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin de olması gereken ücretten daha yüksek hesaplandığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun;
20. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
Tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde;
A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.
B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.
C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.
D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir.
Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14 üncü ve 17 nci madde hükümleri uygulanır.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucunda Çanakkale ili, ... ilçesi, Kocaçeşme köyü çalışma alanında bulunan 247 parsel sayılı 10.300,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, vergi kaydı, irsen intikal, taksim, satış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, hükmüne uyulan bozma kararına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun hükmün HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'un 438. maddesi uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
20.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.