Logo

1. Hukuk Dairesi2022/8215 E. 2023/5818 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaası iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, mirasbırakandan davalılara yapılan temliklerin muvazaalı olup olmadığı ve davacının miras payı oranında tapu iptali ve tescilinin yapılıp yapılmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazların bir kısmının mirasbırakan tarafından devredilmediği ve kapanan kayıtlar üzerinden hüküm kurulduğu, ayrıca davacının miras payı oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerektiği gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/315 E., 2022/182 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul/Karar verilmesine yer olmadığına

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Karar asıl davada davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Asıl davada davacı, mirasbırakan babası ... ...’un 91, 92, 127 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarının tamamı ile 1646, 805 ve 1485 parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu ...’a, 922 parsel sayılı taşınmazını ise davalı yeğeni ...’a satış suretiyle temlik ettiğini, Mustafa’nın da 805 ve 1485 parsel sayılı taşınmazlar ile 1646 parsel sayılı taşınmazın ½ payını davalı kardeşi ...’a devrettiğini, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile mirasçılar adına payları oranında tescile karar verilmesini istemiştir.

2.Birleştirilen davada davacı, Mustafa’nın mirasbırakandan temlik aldığı 127 parsel sayılı taşınmazdaki payını eski eşi olan davalı ...’e, Ayşegül’ün de davalı ...’a devrettiğini, temliklerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına payları oranında tescile karar verilmesini istemiş, yargılama aşamasında davasını atiye terk ettiğini bildirmiştir.

II. CEVAP

1.Asıl ve birleştirilen davada davalı ..., mirasbırakanın 2001 yılından itibaren bir çok kişiye kefil olduğunu, asıl borçlular borçlarını ödemeyince yıllar içinde mirasbırakanın borçlu duruma düştüğünü ve taşınmazlarına haciz konulduğunu, bu dönemde taşınmazlar üçüncü kişilere gitmesin diye mirabırakanın borçlarını ödediğini, ayrıca, 140.000,00 TL bedelle taşınmazları satın aldığını, 805 ve 1485 parsel sayılı taşınmazları da bedeli karşılığı kardeşi Ali’ye sattığını, mirasbırakanın tüm mirasçıları ile arasının iyi olup mal kaçırmasını gerektiren bir durum bulunmadığını; asıl ve birleştirilen davada davalı ..., mirasbırakana ait bir kısım borcun tarafından ödenmesi nedeniyle devirlerin yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

2.Asıl davada davalı ..., taşınmazı 81.000,00TL bedelle satın aldığını, mirasbırakanın 6.000,00 TL borcu düşüldükten sonra kalan satış bedelinin nakit olarak mirasbırakana ödediğini, devirden itibaren taşınmazı kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

3.Birleştirilen davada davalı ..., davalı ...’nın eski eşi olduğunu, mirasbırakanın borçlarını ödemek için kredi çektiklerini, daha sonra boşandıklarını, Mustafa’nın 127 parsel sayılı taşınmazdaki payını boşanma tazminatı olarak kendisine devrettiğini, kendisinin de taşınmazdaki payını 160.000,00TL bedelle davalı ...’a sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

4.Birleştirilen davada davalı ..., davaya cevap vermemiş, yargılama aşamasındaki beyanlarında işlemin gerçek satış olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Düzce 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.11.2019 tarihli ve 2015/76 Esas, 2019/369 Karar sayılı kararıyla; davalı ...’ye yapılan temlikin gerçek satış olduğu, mirasbırakanın diğer taşınmazlarını ise borçlarını ödeyebilmek için bedel karşılığında oğlu Mustafa’ya devrettiği, temliklerdeki amacın mal kaçırmak olmadığı, 127 parsel sayılı taşınmazın ise Mustafa adına kayıtlı bulunmadığı gerekçesiyle 127 parsel sayılı taşınmaz yönünden asıl davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine, diğer davalılar yönünden ise esastan reddine; birleştirilen dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 11.11.2020 tarihli ve 2020/886 Esas, 2020/928 Karar sayılı kararıyla; Mahkeme kararda isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Dairenin 27.10.2021 tarihli ve 2021/1852Esas, 2021/6126Karar sayılı kararıyla: “... Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazların mirasbırakanın tüm mal varlığını oluşturduğu, mirasbırakanın değişik tarihlerde taşınmazlarını davalı iki oğlu ve yeğeni Hilmi’ye temlik ederek mal varlıklarını elden çıkardığı, davalılar Mustafa ve Ali savunmalarında mirasbırakanın borçlarını ödediklerini bildirmiş iseler de, ödenen borç tutarları ile taşınmazların gerçek değerleri karşılaştırıldığında bu savunmaya itibar edilemeyeceği, davalı ...’nin temlik aldığı 922 parsel sayılı taşınmaz için ödediğini beyan ettiği tutar ile bilirkişilerce taşınmazın temlik tarihindeki belirlenen değeri arasında aşırı fark bulunduğu ve Hilmi’nin taraflar arasındaki ilişkileri bilebilecek durumda olduğu, davalı tanıklarından mirasbırakanın eşi ve tarafların annesi Nazmiye’nin "davalılar taşınmazları üzerine alırken bizim bir kız kardeşimiz var, biz onun gönlünü de yaparız dediler" şeklindeki beyanı da göz önüne alındığında temliklerin mirasbırakanın tek kız çocuğu olan davacı ...’den mal kaçırma amacıyla yapıldığı sonucuna varılmaktadır. Hâl böyle olunca; asıl dava yönünden davalılar adına kayıtlı olmayan 127 parsel sayılı taşınmaz dışındaki diğer taşınmazlar için davanın kabulüne karar karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek davanın reddine karar verilmesi doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Düzce 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.04.2022 tarihli ve 2021/315 Esas, 2022/182 Karar sayılı kararıyla; asıl davada 922, 1646, 91, 92, 805,1485 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne, davalılar adına kayıtlı olmayan 127 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalılar Ali, Mustafa ve Hilmi vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Asıl davada davalılar Ali, Mustafa ve Hilmi vekili temyiz dilekçesinde; önceki savunmalarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 706 ıncı, ... Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237 ve Tapu Kanunu'nun 26 ıncı maddeleri

3. Değerlendirme

1- Mahkemece, hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığından davalılar vekilinin yerinde görülmeyen öteki temyiz itirazlarının reddine.

2-Ancak dava konusu 1485 parsel sayılı taşınmazın ½ payı mirasbırakan ... ...tarafından davalı ...’ya devredilmiş olup, diğer ½ payın dava dışı ... Akbulut’dan satın alındığı, mirasbırakan ile bir ilgisi bulunmadığı halde kabul kapsamına alınması doğru olmadığı gibi, tevhit, ifraz ve yenileme ile oluşan yeni kayıtlar üzerinde karar verilmesi yerine kapanan kayıtlar üzerinden hüküm kurulması da isabetsizdir.

3-Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazların en son çap kayıtlarının getirtilmesi, mirasbırakandan davalılara aktarılan payların hangi parsellere gittiği, imar uygulaması, tevhit ve ifraz işlemleri sonucunda oluşan taşınmazlara ne kadarının yansıdığı hususunda bilirkişi raporu alınması ve belirlenecek bu paylar üzerinden davacının miras payı oranında iptal ve tescile karar verilmelidir.

4-Kabule göre de; karar ilam harcının dava konusu kabul edilen taşınmazlarda mirasbırakan tarafından davalılara devredilen payların davacının miras payına isabet eden kısmının keşfen belirlenen dava tarihindeki değeri üzerinden alınması ve karar başlığında asıl davada taraf olmayan ... ve ...’ın davalı olarak gösterilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi de doğru değildir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Asıl davada davalılar vekilinin değinilen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

24.10.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.