Logo

1. Hukuk Dairesi2022/8263 E. 2023/4002 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu mera vasfına çevrilen taşınmazlar hakkında, kadastro öncesi zilyetliğe dayanarak açılan tapu iptali ve tescil davasının hak düşürücü süreye tabi olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin, kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihinden itibaren işlediği ve davacının bu süre içerisinde dava açmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf itirazının reddine, davalı ... vekilinin istinaf itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, ... ili, ... ilçesi,... Mahallesinde bulunan 1320 ada 107, 108, 109 ve 117; 1306 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların ... Mera Komisyonu kararı ile mera niteliğinde görüldüğünü, bu işlemin hukuka aykırı olup iptali gerektiğini, babası ile birlikte 1999 yılından bu yana taşınmazlarda tarım yaptığını, bu durumun 2006 yılında yapılan kadastro çalışmaları ile de tespit edildiğini ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarındaki mera kaydı kararının iptali ile adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, ayrıca kadastro tespitine kadar 20 yıllık zilyetlikle kazanım süresinin de dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili, kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, taşınmazda davacının kesintisiz 20 yıllık zilyetliğinin devam ettiğini, kadastro çalışmasında da bu hususun doğrulandığını, tespite dair kararların davacıya tebliğ olunmadığını, davanın esasına dair inceleme yapılmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... vekili, davanın vekil ile takip edilmesine rağmen taraflarına vekalet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek taraflarına vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yörede 05.07.2006 tarihinde yapılan kadastro çalışmasında dava konusu 1320 ada 107, 108, 109 ve 117 parsel ile 1306 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların ham toprak vasfı ile Hazine adına tespit gördüğü ve haklarında kadastro tutanağı tanzim edildiği, tutanakların 18.11.2006 tarihinde kesinleştiği, davanın 24.07.2020 tarihinde açıldığı, kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren dava tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, ancak davada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı ... Belediyesi lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçeleriyle, davacı vekilinin istinaf itirazının reddine, davalı davalı ... Belediyesi vekilinin istinaf itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1.b.2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, Yargıtayın istikrar kazanmış kararlarında 10 yıllık hak düşürücü sürenin kamu malı niteliğinde olan taşınmazlar açısından geçerli olamayacağının belirtildiğini ve bu taşınmazlar için her zaman tapu iptali davası açılmasının mümkün olduğunun vurgulandığını, taşınmazların mera niteliğinde olup kamu malı vasfına çevrildiğini, yalnızca bu sebeple dahi İlk Derece Mahkemesinin ve Bölge adliye Mahkemesinin kararlarının hukuka aykırı olduğunu, bunların yanı sıra, tesis edilen hükümlerde kadastro çalışmalarının yapılması ile tespitten önceki zilyetliğin kesildiğine bu sebeple de 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımının dolmadığına değinilmiş olup bu hususun da açıkça ... Medeni Kanunu hükümlerine aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3. maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.