Logo

1. Hukuk Dairesi2022/8291 E. 2023/1063 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi döneme ilişkin tapu iptali ve tescil davasında, dava değerinin istinaf ve temyiz incelemesine ilişkin parasal sınırın altında kalması nedeniyle istinaf başvurusunun reddinin hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: 7251 sayılı Kanun’un 53. maddesi ile 3402 sayılı Kanun’a eklenen Ek 6. madde ile getirilen düzenlemeyle, kadastro öncesi döneme ilişkin tapu iptali ve tescil davalarının mülkiyet hakkına doğrudan etkisi gözetilerek miktar ve değere bakılmaksızın temyiz incelemesine tabi tutulması gerektiği, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi'nin dava değerini dikkate alarak istinaf başvurusunu reddetmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

HÜKÜM/KARAR : Direnme, Ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince; dava konusu 146 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönüyle, taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün, davacılardan ... ile davalının müştereken kullanımında olduğu, 146 ada 4 parsel sayılı taşınmazın ise tarafların müşterek murisinden geldiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, istinaf kanun yolu açık olmak üzere 09.05.2019 tarihinde karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 07.11.2019 tarihli kararıyla; eldeki davanın 1.000,00 TL değer üzerinden açıldığı ancak Mahkemece mahallinde yapılan keşifte, dava konusu taşınmazların nizalı bölümlerinin toplam değerinin, hüküm tarihi itibariyle 6100 sayılı HMK'nın 341/2. maddesinde yazılı kesinlik sınırı olan 4.400,00 TL'nin altında olduğu, İlk Derece Mahkemesince HMK'nın 346. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin reddedilmesi gerekirken, Mahkemece bu yönde bir karar verilmeksizin dosyanın bu hali ile Daireye gönderildiği gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin 6100 sayılı HMK'nın 341/2, 346 ve 352/1. maddeleri gereğince reddine, kesin olmak üzere karar verilmiştir. Söz konusu kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 03.12.2019 tarihli kararıyla; davalı vekilinin temyiz başvurusunun, kesin kararın temyizine yönelik olduğu gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK’nın 366. maddesi delaletiyle, aynı Yasa'nın 346. maddesi uyarınca, temyiz kanun yolu açık olmak üzere, temyiz başvurusunun reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 24.03.2022 tarihli ve 2021/4154 Esas, 2022/2396 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.

Dairemiz bozma kararına Bölge Adliye Mahkemesince direnilmesi üzerine, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 373. maddesinin 5. fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede; 7251 sayılı Kanun’un 53. maddesi ile 3402 sayılı Kanun’a eklenen Ek 6. maddesinin gerekçesinde de açıkça belirlendiği üzere, bu madde ile mevzu davaların mülkiyet hakkına doğrudan tesirinden ötürü, ehemmiyeti gereği miktar ve değerine bakılmaksızın kanun yolu incelemesine tabi tutulması suretiyle etkin denetim mekanizmasının oluşturulmasının amaçlandığı, Anayasa ve AİHS ile güvence altına alınan ... yargılama ... kapsamında, mahkeme kararlarına karşı kanun yolu başvurusunda bulunma ..., hukuki belirlilik ilkesi, etkin denetim mekanizmasının oluşturulması gayesi ve 7251 sayılı Kanun’un 53. maddesi ile 3402 sayılı Kanun’a eklenen Ek 6. maddesinin düzenleme amacı bir arada değerlendirildiğinde, tereddüde yol açan usul hükümlerinin aşırı şekilci olarak uygulanması neticesinde, yasanın denetim yollarının kullanımını önemli ölçüde etkileneceğinden, kanun yolu başvuru aşamalarının süren usul işlemlerinden olduğu, hükmün kesinleşinceye kadar geçirdiği derecâtın bir bütünü oluşturduğu hususları da göz önüne alındığında, 3402 sayılı Yasa'nın Ek 6. maddesinin henüz kanun yolu aşamasında olan dava dosyalarına, yürürlük tarihinden bağımsız olarak sirayet edeceği hususunun tereddütsüz olduğunun anlaşıldığı, somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince, dava değerinin istinaf ve temyiz incelemesine ilişkin parasal sınırın altında kaldığı gerekçesiyle, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılmış olan eldeki tapu iptali ve tescil davasında, istinaf dilekçesinin ek karar ile reddine karar verilmiş olmasının az yukarıda değinilen yasal düzenlemelere aykırı olduğu, şu halde, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken dava değeri dikkate alınarak istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşılmaktadır. Dairemiz kararı usul ve kanuna uygun bulunduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeple;

Dosyanın YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNA GÖNDERİLMESİNE,

23.02.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

- MUHALEFET ŞERHİ -

24.03.2022 tarihli ve 2021/4154 Esas, 2022/2396 Karar sayılı bozma ilamına yazdığım muhalefet gerekçesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçelerle direnme kararının onanması düşüncesinde olduğumdan dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na gönderilmesi yönünde oluşan sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum.