Logo

1. Hukuk Dairesi2022/8299 E. 2023/4276 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesine dayalı gaiplik ve tapu iptal-tescil davasında, davalı kayyımdan harç tahsil edilip edilemeyeceği ve davacı lehine vekalet ücreti takdiri yapılıp yapılmayacağı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece atanan kayyımın, gaip malik adına hareket etmesi nedeniyle Hazine’yi temsil etmediği, gaibin hak ve menfaatlerini koruduğu, bu nedenle harçtan muaf olmadığı, ancak bozma kararında harca ilişkin hususun maddi hataya dayalı olması ve davacının yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin hususları daha önce temyiz etmemiş olması gözetilerek, hükmün harca ilişkin kısmı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/351 E., 2022/138 K.

DAVA TARİHİ : 15.11.2012

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasında görülen gaiplik ve tapu iptal-tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... İdaresi vekili; Abdül Mümin Ağa Vakfından icareli 493 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kadastro ile “Hıristina” adına tescil edildiğini, kayıt malikine ulaşılamaması nedeniyle Defterdarın kayyım tayin edildiğini, 5737 sayılı Yasanın 17 nci maddesi uyarınca taşınmazın vakfı adına tescili gerektiğini ileri sürerek kayıt malikinin gaipliğine, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Kayyım vekili husumet itirazında bulunmuş, vakfın niteliğinin araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.04.2014 tarihli ve 2012/565 Esas, 2014/161 Karar sayılı kararıyla; Vakıflar Kanunu'nun 17 nci maddesindeki şartların oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 25.02.2016 tarihli ve 2014/13848 Esas, 2016/2238 Karar sayılı kararıyla: araştırma eksikliği nedeniyle Mahkeme kararı bozulmuş; kabule göre de, davalı Kayyım'ın yasal hasım olduğu, harcın tamamının davacıdan tahsili gerektiği vurgulanmıştır.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesi 17.02.2022 tarihli 2022/351 E., 2022/138 K. sayılı kararıyla, Vakıflar Kanunu 17 nci maddesindeki şartların oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; bunun yanında, davalının yasal hasım olduğu belirtilerek harç ve yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına hükmedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalı Kayyım'ın kayıt maliklerini temsil ettiğini bu nedenle yasal hasım olmadığını, harç ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulması ve dava kabul edildiğinden aleyhine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, Vakıflar Kanunu'nın 17 nci maddesine dayalı gaiplik ve tapu iptal-tescil istemine ilişkin olup temyize getirilen uyuşmazlık harç yargılama masrafı ve vekalet ücretine yöneliktir.

2. İlgili Hukuk

3561 sayılı Kanun, 492 sayılı Harçlar Kanunu.

3. Değerlendirme

1. Hemen belirtilmelidir ki, bozma kararına uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, özellikle Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen bir önceki 2012/565 Esas, 2014/161 sayılı kararda davalının yasal hasım olarak kabul edildiği ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ile davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar verildiği, bu kararın sadece davalı tarafından temyiz edildiği, davacının bu hususları o tarihte temyize getirmediği, dolayısıyla temyizen incelenen son kararda da bu hususları temyiz edemeyeceği gözetilerek, davacı vekilinin yargılama giderleri ve bu giderlerden sayılan vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Hukuk Genel Kurulunun 12.04.2017 tarihli ve 2017/1-1201 E., 716 K. sayılı kararında belirtildiği üzere; mahkeme kararıyla kayyım olarak atanan ve gaip kişi adına yaptığı bu iş ve işlemler nedeniyle 3561 sayılı Kanun kapsamında yönetim kayyımı olan defterdar burada Hazineyi temsil etmemekte, aksine kayyımlık görevi gereği gaip kişinin anılan taşınmazdaki hak ve menfaatlerini korumaktadır. Taşıdığı kayyımlık sıfatı ile 492 sayılı Harçlar Kanunu kapsamında harçtan muaf olmadığı açıktır. 3561 sayılı Kanun'un 2/son maddesinde “Kayyımlıkla ilgili işlemler her türlü vergi, resim, harç, katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır” hükmüne yer verilmiş ise de burada yargı harçlarından bağışıklığa dair özel bir düzenleme bulunmamaktadır.

3. Ancak; harç hususu kamu düzenine ilişkin olup usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceği gibi, maddi hataya dayalı olan bir bozma kararına uyulmuş olunması halinde de usuli kazanılmış hakka değer verilmesi mümkün değildir. Bu durumda, Dairenin 25.02.2016 tarihli ve 2014/13848 Esas, 2016/2238 Karar sayılı kararında harca ilişkin kısmın maddi hataya dayalı olduğu, Dairemizin son tarihli istikrar kazanmış uygulamalarında da sıklıkla belirtildiği üzere eldeki davada kayyımın harçtan muaf olmadığı gözetilerek, harç ile yükümlü tutulması gerekirken yasal hasım olduğu gerekçesiyle karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline karar verilmiş olması doğru değildir. Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile, hükmün harca ilişkin (3-) bendinin hükümden çıkarılarak yerine "3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 249.136,88TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 282,15TL, tamamlama harcı olarak alınan 62.284,25TL olmak üzere toplam 62.566,40TL'nin mahsubu ile bakiye 186.570,48TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, davacı tarafından yatırılan 62.566,40TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine " cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nın 438/7 nci maddesi gereğince DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.