Logo

1. Hukuk Dairesi2022/8329 E. 2023/12 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından tapu kütüğünde kayıtlı olmayan taşınmazların zilyetlik yoluyla tescili talebine karşı, davalı idarelerin taşınmazların kamu malı niteliğinde olduğu ve zilyetlikle iktisabın mümkün olmadığı iddiasıyla açılan davada, yerel mahkeme kararının temyiz incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle verdiği karar, davalı Hazine ve Orman Genel Müdürlüğü'nün temyiz itirazlarının ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmemeleri nedeniyle reddedilmesi, davalı belediyenin temyiz itirazlarının ise yerinde görülmemesi gerekçesiyle onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yumurtalık Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın davalılar ... ve ... tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Adana ili Yumurtalık ilçesi Deveciuşağı Mahallesinde bulunan sınırlarını belirttiği iki adet taşınmazın tescil harici bırakıldığını, davacının zilyetliğinde bulunan B harfi ile belirtilen taşınmazı, aynı köyden ... ... ve ... ...'ün imar ihya emek suretiyle tarım arazisi haline getirdiklerini, imar ihya çalışmalarının 1975 yılında başlayıp 1980 yılında tamamlandığını, davacının bu taşınmazı 15.08.2015 tarihinde satın aldığını ve zilyetliğini de devraldığını, davacının dava konusu A harfi ile belirtilen taşınmazı imar ihyadan bu güne kadar, B harfi ile belirtilen taşınmazı ise satın aldığı günden bu güne kadar nizasız fasılasız kullandığını, taşınmaz üzerinde davacı ve davacıdan önceki kişilerin nizasız fasılasız zilyetliğinin 40 - 45 yılı aştığını ileri sürerek taşınmazların davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... Belediyesi vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, orman ve zilyetlik araştırması yapılmasını, dava konusu taşınmazın Yumurtalık Belediyesi sınırları içerisinde kaldığı, mera niteliğinde olduğundan zilyetlikle ediniminin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, orman araştırması yapılması, mera niteliğinde olduğundan zilyetlikle edinimi mümkün olmadığını, davaya konu taşınmazın kumluk niteliğinde olup olmadığı hususu ile kıyı kenar çizgisi kapsamında kalıp kalmadığı hususunun detaylı bir şekilde incelenmek suretiyle davanın reddini savunmuştur.

3. Davalı ... cevap dilekçesinde; kendilerine husumet yöneltilmesinin dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olma ihtimalinin davacı tarafından kabulü anlamına geldiğini, orman sayılmayan yer olduğu kesin olan bir taşınmaz için Orman Genel Müdürlüğünün davaya davalı sıfatı ile taraf edilmesinin hem mantıken hem hukuken hiçbir şey ifade etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Yumurtalık Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.10.2018 tarihli ve 2015/206 E. 2018/246 K. sayılı kararıyla; davacı lehine zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne; Adana ili Yumurtalık ilçesi Deveciuşağı Mahallesinde bulunan fen ve harita bilirkişilerinin 12.03.2018 düzenleme tarihli raporunda; (A) harfi ile gösterilen 11.056,90 m², (B) harfi ile isimlendirilen 12.225,35 m² (D) harfi ile gösterilen 25.726,64 m² taşınmazların tarla vasfı ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Yumurtalık Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

1. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmazların Sarıçam ilçe belediyesinin yetki ve sorumluluk alanında olduğundan kendilerine husumet düşmeyeceğini, mevzuat hükümleri karşısında zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediğini, taşınmazların kendileri adına tescilini istediklerini belirterek, Mahkeme kararının itirazları doğrultusunda kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... Belediyesi vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece yeterli inceleme ve araştırmanın yapılmadığını, tanık dinlenmeden sadece davacı beyanları esas alınarak rapor düzenlendiğini, davacının eylemlerinin imar ve ihya sayılmasının mümkün olmadığını, dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazın ne kadar yüz ölçüme sahip olduğunun da belirtilmediğini, bu nedenlerle Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 02.10.2020 tarihli ve 2019/173 E. 2020/802 K. sayılı kararıyla; davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu belirtilerek istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Adanan Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

1. Davalı ... vekili temyiz dilekçelerinde, Mahkemenin yeterli derecede araştırma yapmadığını, yetersiz bilirkişi raporlarına dayanarak hüküm verildiğini belirterek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; 3402 sayılı Kanun'un 18. maddesi gereğince zilyetlikle iktisabın mümkün olmadığını, dava konusu taşınmazın belediye adına tescili gerektiğini belirterek, Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

3. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; eksik inceleme neticesinde verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme

1. Davalılar Hazine ve ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 361. maddesi gereğince kural olarak istinaf yoluna başvurmayan tarafın temyiz yoluna başvuramayacağı, ancak hukuki yararının bulunması halinde kararı temyiz edebileceği açıktır. Bir başka deyişle, diğer tarafın istinaf başvurusu üzerine, bölge adliye mahkemesi tarafından aleyhine hüküm kurulması halinde temyiz yoluna gidebilecektir.

Somut olayda, İlk Derece Mahkemesi kararı davalılar Hazine ve ... vekillerine usulüne uygun tebliğ edildiği halde, istinaf yoluna başvurulmadığı, davalı ... Belediyesinin istinaf başvurusunun ise Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

O halde, İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın, aleyhine yeni bir durum oluşmadıkça temyiz yoluna başvuramayacağı gözetildiğinde, davalılar Hazine ve ... vekilinin temyiz dilekçesinin reddi gerekmektedir.

2 Davalı ... Belediyesi vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV./3.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesinin kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. KARAR

1. Yukarıda (V.3.1) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle; davalı Hazine ve ... vekilinin temyiz dilekçesinin reddine,

2. (V.3.2) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda dökümü yapılan 14.707,29 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ... Belediyesinden alınmasına,

09.01.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy çokluğu ile karar verildi.

-MUHALEFET ŞERHİ-

Dava, TMK’nın 713, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tescil istemine ilişkindir.

İlk derece mahkemesince fen bilirkişileri tarafından düzenlenen 12.03.018 tarihli raporda (A), (B) ve (D) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, bölge adliye mahkemesince davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ve Yumurtalık Belediyesinin istinaf istemi esastan ret edilmiştir.

Davacının adına tescilini istediği taşınmaz bölümlerinin 1956 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında çalılık ve pırnallık olarak tespit harici bırakıldığı, davacının (B) harfi ile gösterilen kısmı dava tarihinden kısa bir süre önce dava dışı ... ... ve ... ...’ten satın alıp zilyetliği de devraldığını ileri sürdüğü, (D) harfi ile gösterilen kısmı davacının babasının imar-ihya ettiğinin, ölene kadar babası, babasının ölümünden sonrada davacının kullandığının mahalli bilirkişilerce söylendiği, nüfus kayıtlarına göre davacının babası ... ...’nin 08.0.2006 tarihinde öldüğü mirasçı olarak eşi Zeynep ve davacı ile birlikte 6 çocoğunun kaldığı anlaşılmaktadır.

Dosya kapsamından, kabul kararının eksik inceleme ile verildiği sonucuna varılmaktadır. Şöyle ki;

- Bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen ve kabul kapsamında yer alan taşınmaz bölümünü davacının babasının imar-ihya ettiği ve kullandığı, 2006 yılında babasının ölümünden sonra davacının kullandığı mahalli bilirkişiler tarafından beyan edildiği ve davacının 5 kardeşi ile annesinin de mirasçı olarak kaldıkları anlaşıldığı halde, (D) harfi ile gösterilen bölümün zilyetliğinin davacıya nasıl geçtiği (taksim, hibe vs.) araştırılıp davacının bu bölüm açısından aktif dava ehliyeti olup olmadığı belirlenmeden karar verilmiştir.

- Dava konusu edilen (B) harfi ile gösterilen bölümün 3. kişilerden satın alındığı ve zilyetliğinde devralındığı davacı tarafından iddia edildiği halde, davacının bayileri hakkında senetsizden taşınmaz mal edinip edinmedikleri hiç araştırılmadığı gibi, kadastro müdürlüğünün “senetsizden mal edinimine ait defter tutulmadığından tespit yapılmadığı” ve tapu müdürlüğünün “senetsizden tescil davası sonucu tapulama işlemi yapılan gayrimenkul olmadığı” şeklindeki cevapları ile yetinilip kadastro işlemleri sonucu senetsizden davacı ya da murisleri ile (B) harfi ile gösterilen bölüm yönünden davacının bayileri açısından senetsiz mal edinme araştırması yapılmamış, netice itibari ile yetersiz araştırmayla karar verilmiştir.

- Yargıtayın Yerleşik Uygulamalarına göre orman kadastrosu yapılmamış ya da yapılmış olmakla birlikte henüz kesinleşmemiş yerlerde taşınmazın o yöreye ait memleket haritası, amenejman planı ve ... fotoğrafları uygulanmak suretiyle orman olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Taşınmazın bulunduğu yörenin orman kadastrosunun 2013 yılı kadastro programına alındığı, sonrasında kadastro çalışmalarının yapıldığı, ancak henüz kesinleşmediği gelen yazı cevaplarından anlaşılmaktadır. İncelenmesi gereken evrak dosyada bulunduğu halde jeodezi ve fotogrametri uzmanı tarafından streoskobik olarak incelenmesi gereken ... fotoğraflarının ehil olmayan orman mühendisi tarafından incelenmesi doğru olmadığı gibi, bu bilirkişi tarafından yeterli ve bilimsel incelemenin de yapılmadığı, varılan sonuç ve kanaatin dosya kapsamına uygun olmadığı görülmektedir. Zira 1953 ve 1975 tarihli ... fotoğraflarında (D) harfi ile gösterilen bölümünün batı sınırındaki ormandan ayırıcı bir özelliğinin ve sınırının olmadığı orman sayılan yer ile aynı görüntüde olduğu çıplak gözle dahi görülebilmektedir. Yine 1975 tarihli “Arazi kadastrosu ile çakıştırılmış memleket haritasında” (D) harfi ile gösterilen bölümün tamamı ile (A) ve (B) harfi ile gösterilen bölümlerin bir kısmının yeşil renkli olarak gösterildiği, memleket haritasındaki izohipslerden taşınmazların eğimli oldukları görülmektedir. Bu durumda ... fotoğraflarının Yargıtay uygulamalarında aranılan hususları kapsayacak şekilde ehil bilirkişilere incelettirilmesi, orman mühendisi tarafından düzenlenen raporların yetersiz ve dosya kapsamına uygun olmadığı görüldüğünden, önceki bilirkişinin yer almadığı 3 kişilik orman bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınıp bütün deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekir.

- Davacının, dava konusu ettiği ve orman vasfıyla Hazine adına kayıtlı parsel içerisinde yer aldığı anlaşılan (C) harfi ile gösterilen bölüm ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru olmamıştır.

Açıklanan nedenlerle eksik inceleme ile verilen kararın bozulması gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun onama yönündeki görüşüne katılmıyorum.