Logo

1. Hukuk Dairesi2022/8346 E. 2023/1506 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı şirketin, dava dışı şirketle yaptığı sözleşme kapsamında devrettiği taşınmazın, hile nedeniyle tapu kaydının iptali ve adına tescili istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı şirketin, taşınmazı devrederken basiretli bir tacir gibi davranmayıp gerekli özeni göstermediği ve mahsuplaşma iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

HÜKÜM/KARAR : Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Düzce 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 14.03.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı Soykara İnşaat vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, 1493 ada 3 ve 1494 ada 3 parsel sayılı taşınmazlarda Aşiyan Konakları adlı sitede 440 dairelik konut inşaatı yaptığını, gayrimenkul yatırım ortaklığı firması olarak bildikleri dava dışı İdeal GYO Ltd. Şti. ile 13.08.2013 tarihinde 308 adet konutun satışına ilişkin taahhüt sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin "C-Süresi" başlıklı maddesi gereğince satışa konu taşınmazların imalat süresi içinde satılması, bu satış desteği hizmeti karşılığında ise sözleşmenin "E-Fiyatlandırma" maddesinde yazılı m² birim fiyatının üzerinde gerçekleştirilen satışlardan hizmet bedeli olarak komisyon alınması, fatura karşılığı yaptığı masrafları süreç içinde talep etmesi ancak satışlar bitmeden hizmet bedelinin talep edilemeyeceğinin kararlaştırıldığını, henüz çalışmalar devam ederken dava dışı İdeal GYO Ltd. Şti.nin satışların bitiminde yapılacak ödemeye esas olmak üzere inşaatı tamamlanan 6 adet dairenin kendilerinin gösterdiği kişilere devrinin yapılmasını isteyerek protokolün sonradan düzenleneceğini söylediğini, duyulan ... sonucunda 1494 ada 3 parseldeki D blok 1 no.lu bağımsız bölümü davalıya satış suretiyle devrettiğini, satış karşılığında bir bedel almadığını, dava dışı İdeal GYO Ltd. Şti.den protokol düzenlenmesini istese de sonuç alamadığını, 6 adet taşınmazın bu şekilde dava dışı İdeal GYO Ltd. Şti.nin yetkilisi, ortağı ya da birinci derece yakınlarına devredildiğini, taşınmazın devrinin hile ile sağlandığını, 24.11.2015 tarihinde ihtar gönderdiğini ve ardından 14.12.2015 tarihinde İdeal GYO Ltd. Şti. ile aralarındaki sözleşmeyi feshettiklerini, 6 adet taşınmazın devir ve temlikinin aynı gün ve saatte yapıldığını ileri sürerek hile nedeniyle tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde bedelin faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazı satış suretiyle edindiğini, satış bedelinin peşinen ve elden ödendiğini, satışa dair resmi senet ile satış bedelinin tahsil edildiğinin açık olduğunu, davacının basiretli bir tacir gibi davranması gerektiğini, 14.07.2015 tarihinde aralarında harici satış sözleşmesinin düzenlendiğini, mahsuba ilişkin bir hükmün söz konusu olmadığını, hile iddiasının doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 16.01.2018 tarihli ve 2015/608 Esas, 2018/32 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinafı üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 14.02.2019 tarihli ve 2018/859 Esas, 2019/194 Karar sayılı kararı ile harca ilişkin eksiliğin giderilmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılması için dosyanın Mahkemesine iadesine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı uyarınca işlem yapılarak yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının davacıyı yanıltarak iradesini fesada uğrattığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı istinaf dilekçesinde özetle, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın dava dışı Şirkete yöneltilerek açılması gerektiğini, davanın ticari dava olmasına rağmen ticaret mahkemesinde görülmemesinin hatalı olduğunu, Mahkemece delillerin dikkate alınmadığını, davacı tarafın ispat yükümlülüğünü yerine getirmesine rağmen Mahkemece hatalı karar verildiğini, davacının basiretli bir tacir gibi davranması gerektiğini, tanıkların yanlı beyanda bulunduklarını, davacı ile davalı arasında davacıda oluştuğu iddia edilen ... ilişkisini değerlendirmesinin hatalı olduğunu, davacının bedelsiz devir yaptığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı ile aralarında harici satış sözleşmesi olmadığının belirtildiğini, harici satış sözleşmesi ile ilgili hatalı değerlendirme sonrasında karar verdiğini, satış bedelini ödediğinin resmi senette belirtildiğini, mahsuba ilişkin herhangi bir somut delil sunulmadığını, bedel ve alacağa hükmedilemeyeceğini, tapu iptaline değil davacıya varsa şahsi alacak ... kazandırılabileceğini, davanın kendisine yöneltilemeyeceğini, kararın ... yargılama ilkesine aykırılık teşkil ettiğini, tacirin yanılması kendi basiretsizliğinden meydana geliyor ise tacirin yapmış olduğu işlemin hile sebebiyle iptalinin mümkün olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı Şirketin tüzel kişi tacir olduğu, davacı Şirket ile davalı arasında akdedilen 14.07.2015 tarihli sözleşme ile dava konusu taşınmazın 237.300,00 TL bedel karşılığı satışının kararlaştırıldığı ve taşınmazın 27.07.2015 tarihinde bizzat davacı Şirket tarafından davalıya temlik edildiği, davacı Şirketin dava dışı İdeal GYO Ltd. Şti. ile arasındaki ilişki gereğince mahsuplaşmak amacı ile dava konusu taşınmazı temlik ettiği iddiasını usulünce kanıtlayamadığı, gayrimenkul ve inşaat alanında iştigal eden davacı Şirketin, gerekli tedbirleri almadan ve sözleşme yapmadan dava konusu taşınmazı devretmesi karşısında basiretli bir tacirin göstermesi gereken dikkat ve özeni göstermediği, benzer davada Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin davanın reddine karar verilmesi yönünden karar verdiği gerekçeleriyle istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle, BAM'ın öncesi kaldırma kararı ile çelişen bir karar verdiğini, mahsuplaşma yapılacağı güvencesi ile hareket edildiğini ve 6 adet dairenin verildiğini, bunlardan bir tanesinin de dava konusu bağımsız bölüm olduğunu, ek protokol taleplerinin oyalandığını, taşınmazların hepsinin İdeal GYO.... Şirket yetkilisinin yakınları olduğunu, banka hesaplarına ödeme yapılmadığını, buna ilişkin davalının delil de sunamadığını, davalının alım gücü olmadığını, 6 adet taşınmazın aynı gün devrinin tesadüf olmadığını, resmi senedin doğru olmadığının ispatlandığını, ihtilafın sadece basiretli tacir olma ile değerlendirildiğini, iyi niyet kurallarına uyma yükümlüğünün değerlendirilmediğini, 1,5 milyon zarara uğramalarına sebep olunduğunu, karşılıklı iyiniyet ve mahsuplaşma taahhüdü kapsamında verilen sözün yerine getirildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili, olmazsa bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

Bilindiği üzere, hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36 ncı maddesinin 1 inci fıkrasında açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sbeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.