Logo

1. Hukuk Dairesi2022/8394 E. 2024/424 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın zilyetlik yoluyla iktisap edilip edilmediği ve kimin adına tescil edilmesi gerektiği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozmaya uygun olarak yaptığı yargılamada hukuka aykırılık bulunmadığı ve davacı yararına imar ve ihya çalışması yapılan kısım yönünden zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğunun tespit edilmesi gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/729 E., 2020/265 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul

Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Şanlıurfa ili, ... ilçesi, ...köyü kadastro çalışma alanında bulunan ve kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan dava konusu taşınmazı imar ve ihya ettiğini ve taşınmaza yirmi yıldan fazladır zilyetlikle malik olduğunu, taşınmazın taşlarını temizleyerek tarıma elverişli hale getirildiğini ileri sürerek adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, kanunlarda belirtilen iktisap şartlarına ilişkin gerekli araştırmaların yapılması gerektiğini, yasal koşulların oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuş; dava konusu taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. Davalılar Şanlurfa Büyükşehir Belediyesi ve Haliliye Belediyesi, davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

1. Mahkemece; davacı lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 nci maddelerinde belirtilen zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle bilirkişi raporunda (418-A) ile gösterilen alan yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 05.02.2018 tarihli ve 2015/18249 Esas, 2018/540 Karar sayılı kararı ile; yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın yeterli olmadığı, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişi katılımı ile yeniden keşif yapılması, 3402 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi göz önüne alınarak taşınmaz imar planı kapsamında ise imar planının onay tarihinden önce, imar planı kapsamı dışındaysa dava tarihine kadar 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17 nci maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi ve tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği; kabule göre de, davacı tarafından dava konusu edildiği halde (dava dilekçesine ekli krokide içerisinde kalan) hükme esas alınan teknik bilirkişi raporuna ekli krokide yeşile boyalı olarak gösterilen taşınmaz bölümü yönünden hüküm kurulmamış olmasının, yine davalı Hazinenin TMK'nın 713/6 ncı maddesi uyarınca tescil talebi olduğu halde bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olmasının ve henüz tapu kaydı oluşmamış taşınmaz yönünden tapu kaydının iptaline şeklinde hüküm kurulmuş olmasının da isabetsiz olduğu gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

3. Mahkemenin 24.03.2020 tarihli ve 2018/729 Esas, 2020/265 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulü ile; dava konusu (A) harfi ile gösterilen taşınmazın imar-ihya çalışmasının yapıldığı gerekçesiyle anılan kısmın davacı adına tesciline; (B) harfi ile gösterilen kısımda ise imar ve ihya işleminin yapılmadığı gerekçesiyle bu bölümün Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporlarının yetersiz olduğunu, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarından imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı hususunun net olarak anlaşılamadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; zilyetlikle iktisaba ilişkin şartların oluşmadığını, hava fotoğraflarının dikkatlice incelenmediğini, eksik araştırma yapıldığını, Haliliye Belediyesi yönünden taraf sıfatı bulunmadığını, davalı ... aleyhine kurulan hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; Şanlıurfa ili, ... ilçesi, ...köyü kadastro çalışma alanında bulunan ve kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan dava konusu taşınmazın, 13.03.2013 tarihinde ihdasen 418 parsel numarası ile 17.879,66 metrekare yüz ölçümlü, tarla vasıflı olarak sınırlandırıldığı ancak davalı olduğu için malik hanesinin açık bırakıldığı, toplulaştırma neticesinde 153 ada 11 numaralı parsel olduğu anlaşılmaktadır.

2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin ve davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Aşağıda yazılı 82,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ... Başkanlığından alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.