"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/17 E., 2022/187 K.
HÜKÜM/KARAR : Asıl Davada Kısmen Kabul, Birleştirilen Davada Davanın Açılmamış Sayılması
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davasından dolayı Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, asıl davada davalılar tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl Davada davacı ..., Ilgaz ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunup ortak mirasbırakan anneleri ... ve babaları ...'na ait 110 ada 108 ve 120, 129 ada 8, 133 ada 4, 135 ada 5, 137 ada 38, 185 ada 3, 187 ada 1, 139 ada 5, 145 ada 74, 85 ve 88, 147 ada 39, 158 ada 5, 160 ada 1 ve 5, 116 ada 68, 117 ada 3, 118 ada 3 ve 8, 119 ada 2, 123 ada 1 ve 125 ada 5 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sonucunda her nasılsa kardeşleri olan davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazların tüm mirasçılara intikal etmesi gerektiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile ...ve ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesini istemiş; aşamada davasını miras payına hasretmiştir.
Birleştirilen davada davacı ..., başta asıl davaya davacı yanında müdahale talebinde bulunmuş, daha sonra asıl davadaki iddiaları yineleyerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile tüm mirasçılar adına tescili isteğini içerir birleştirilen davayı açmıştır.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalı ..., dava konusu taşınmazların mirasbırakanlarına değil kendisine ait olduğunu, taşınmazları 40 yılı aşkın süredir nizasız, fasılasız, malik sıfatı ile zilyetliğinde bulundurduğunu belirtip davanın reddini savunmuş; yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil olmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulü ile, taşınmazların öncesinde tarafların ortak mirasbırakanlarından kaldığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 713 üncü ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesindeki şartların oluştuğu gerekçesiyle 187 ada 1, 185 ada 3, 110 ada 120, 133 ada 4, 110 ada 108, 135 ada 5, 129 ada 8, 137 ada 38, 160 ada 1, 160 ada 5, 139 ada 5, 119 ada 2, 145 ada 85, 145 ada 88, 117 ada 3, 118 ada 3, 116 ada 68, 125 ada 15 parsel sayılı taşınmazlar bakımından davanın kabulüne; davanın subut bulmadığı gerekçesiyle 147 ada 39, 145 ada 74, 158 ada 5, 118 ada 8, 123 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar bakımından ise davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı ... ve davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20.02.2019 tarihli ve 2019/545 Esas, 2019/1212 Karar sayılı kararıyla, "Çekişmeli taşınmazların evveliyatında kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, tarafların müşterek murisinden intikal edip etmediği ve taksime konu olup olmadığı kesin olarak belirlenmemiş, dava sonucu oluşan tapu kayıtları ile ilgili dava dosyaları getirtilmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için, dava yolu ile tescil edilen 123 ada 1 ve 145 ada 74 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili dava dosyaları getirtilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları huzuruyla yeniden keşif yapılmalı; yapılacak keşifte, dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazların kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, kimin tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, tarafların ortak miras bırakanından intikal edip etmediği, yöntemince taksim edilip edilmediği, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin neye dayalı olduğu, taşınmazların satışa ve bağışa konu olup olmadığı, hususunda beyanları alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. " gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl davada 187 ada 1, 185 ada 3, 110 ada 120, 133 ada 4, 110 ada 108, 135 ada 5, 129 ada 8 ( ifraz sonrası129 ada 17 ve 129 ada 18 parseller), 137 ada 38, 160 ada 1, 160 ada 5, 139 ada 5, 119 ada 2, 145 ada 85, 145 ada 88, 117 ada 3 (ifraz sonrası 117 da 7 ve 117 ada 8 parseller), 116 ada 68 (ifraz sonrası 116 ada 143 ve 116 ada 144 parseller), 125 ada 15 parsel sayılı taşınmazların tarafların mirasbırakanları ... ve ...'den geldiği, mirasçılar arasında taksim yapılmadığı, iddianın sabit olduğu, davalı ...'nın 187 ada 1 parselde yaptığı tadilat ile zemin ya da üzerindeki yapının mülkiyetini kazanmasının mümkün olmadığı, yapılan tadilata ilişkin hakkın ayrı bir dava konusu olacağı gerekçesiyle belirtilen taşınmazlar bakımından davanın kabulüne karar verilmiş, 118 ada 8 ve 158 ada 5 parsel sayılı taşınmazların davalı tarafından dava dışı 3. kişiden satın alındığı, 123 ada 1 ve 145 ada 74 parsel sayılı taşınmazların ise Kadastro Mahkemesinin 2007/493 Esas, 2015/186 Karar sayılı kararı ile hükmen davalı adına tescil edildiği gerekçeleriyle anılan bu dört parça taşınmaz bakımından davanın reddine karar verilmiş; birleştirilen davada ise davanın takip edilmediği gerekçesiyle açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalılar temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar, 187 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki evin tamamının mirasbırakanları davalı ... tarafından yapıldığını, bu hususun tanık beyanları ile de sabit olduğunu, Mahkemenin taşınmazdaki evin tadilatının davalı ... tarafından yapıldığına yönelik tespitini kabul etmediklerini, TMK'nın 722 nci ve 724 üncü maddeleri gereğince taşınmazın adlarına tesciline karar verilmesi gerektiğini, mirasbırakanları ...'nın taşınmazları satın aldığına ilişkin sunduğu 31.07.1982 ve 02.09.2006 tarihli senetlerin Mahkemece değerlendirilmediğini, 02.09.2006 tarihli senette imzası bulunan ... ve ...'in imzaların kendilerine ait olduğunu kabul ettiklerini, diğer tanık ve mahalli bilirkişilerin de senedin varlığına dair duyumları olduğunu ifade ettiklerini, senet ve tanık ifadelerinin birbirini doğruladıklarını, bilirkişi tarafından da senette yer alan taşınmazların hangi taşınmazlar olduğunun belirlendiğini, taşınmazların mirasbırakanları ...'ya ait olduğu açık olmasına rağmen Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinini hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi; 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı.
3. Değerlendirme
Kadastro sonucu ... köyünde bulunan 187 ada 1, 185 ada 3, 110 ada 120, 133 ada 4, 110 ada 108, 135 ada 5, 129 ada 8 ( ifraz sonrası129 ada 17 ve 129 ada 18 parseller), 137 ada 38, 160 ada 1, 160 ada 5, 139 ada 5, 119 ada 2, 145 ada 85, 145 ada 88, 117 ada 3 (ifraz sonrası 117 da 7 ve 117 ada 8 parseller), 116 ada 68 (ifraz sonrası 116 ada 143 ve 116 ada 144 parseller), 125 ada 15 parsel sayılı taşınmazların irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edildikleri, tespitlerin itiraza uğramadan 16.10.2007 tarihinde kesinleşmesi ile tapu kayıtlarının davalı adına oluştuğu; tarafların mirasbırakan babaları ...'nın 05.06.2006 tarihinde, mirasbırakan anneleri ...'nin ise 21.11.1972 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak davanın taraflarının yanında dava dışı çocukları ...,...'nın kaldığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. "Usulü kazanılmış hak" olarak tanımlayacağımız bu müessese mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı).
Ne var ki, Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir.
Somut olayda, davalının savunmasında, taşınmazların annesinin babası ...'e ait iken onun ölümüyle annesi dahil dört kardeşe kaldığını, dayıları ... ve ...'in paylarını 31.07.1982 tarihli gayrimenkul satış senedi ile bedeli karşılığında kendisine sattıklarını, 02.09.2006 tarihinde ise davacı ... dışında kalan kardeşlerinin tamamının anne ve babalarından intikal eden miras hakkını satın aldığını ileri sürdüğü, 12.07.2021 tarihinde yapılan keşif sonrası fen bilirkişisi ... tarafından düzenenlenen bilirkişi raporunda 31.07.1982 tarihli satış senedinin incelendiği, bu senette satışa konu taşınmazların hudutları yazmadığından dava konusu taşınmazlara uygulanamadığı ancak dosyada mevcut 23.10.2014 tarihli fen bilirkişisi raporundan bu senedin dava konusu edilen taşınmazların bir kısmını kapsadığı, keşif sırasında da dava konusu edilen 2 parça taşınmazın da satışa konu edildiğinin anlaşıldığı, hususlarına yer verildiği görülmektedir.
Hal böyle olunca; davalının savunmasına dayanak gösterdiği 31.07.1982 tarihli satış senedi ile 02.09.2006 tarihli belgeler üzerinde durulması, yeniden keşif yapılarak mahalli bilirkişilerin ve tanıkların dinlenmesi, satış senedinin kapsamının, çekişmeli taşınmazların evveliyatında kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiğinin, kimin tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığının, tarafların ortak mirasbırakanından intikal edip etmediğinin, yöntemince taksim edilip edilmediğinin, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin neye dayalı olduğunun, taşınmazların satışa ve bağışa konu olup olmadığının saptanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl davada davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
Peşin yatırılan harcın yatırana iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
08.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.