Logo

1. Hukuk Dairesi2022/8437 E. 2023/271 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, kardeşlerinin kendisini hile ile aldatarak taşınmazdaki payını devraldıklarını iddia ederek tapu iptali ve tescil ile tazminat istemiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmaz payının devrinde hile unsurunun bulunduğu ve davalının kötü niyetli olmadığı, bu nedenle davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine, tazminat talebinin ise kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

KARAR : Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Saray(Tekirdağ) Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, dava konusu 30 parsel sayılı taşınmazdaki payını kardeşleri olan davalılara devrettiğini, işlem tarihinde 74 yaşında olup, okuma yazma durumu göz önünde bulundurulduğunda ayırt etme gücünü kısmen kaybetmiş olduğunu, bu durumundan yararlanan davalı kardeşlerinin; mazot ve gübre desteği almak için rızası ve muvafakati gerektiğini söyleyerek ve kendisini aldatarak tapuya götürdüklerini, satış işlemi yapıldığını farketmeksizin davalıların sözlerine itibar ettiğini, dava konusu taşınmazdaki payını devrettiğini, davalı kardeşlerinin de taşınmazı diğer davalı ...'e temlik ettiğini, taşınmazın satış bedeli 24.000,00 TL olarak gösterilmiş ise de taşınmazı 400.000,00 TL'ye satan davalı kardeşlerinin bu satım bedelini aralarında paylaştıklarını, aşırı yarar sağladıklarını, kendi payına düşen bedelin de kendisine verilmediğini ileri sürerek kendi payının tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin talep ve dava ... saklı kalmak kaydıyla taşınmazın gerçek satış değerinden payına isabet eden bedelin faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalılar ... , ..., ... davanın hakdüşürücü sürede açılmadığını, irade sakatlığının söz konusu olmadığını, davacının rızasıyla yapılan gerçek bir satış olduğunu, mirasbırakanlarından kalan taşınmazları paylaştıklarını, dava konusu taşınmazın ise erkek çocuklara düştüğünü, davacı ve dava dışı yeğeninin bu amaçla dava konusu taşınmazdaki paylarını bedeli karşılığında sattıklarını, davacının payına düşen bedelin ödendiğini, akli dengesinin yerinde olduğunu, kendilerine yapılan temlikten bir buçuk yıl sonra taşınmazı diğer davalı ...'e sattıklarını belirterek, davanın reddini savunmuşlar, diğer davalı ... ... savunma getirmemiş, yargılama sırasında davalılardan Hikmet ve ... ...'nin ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmişlerdir.

2. Davalı ..., dava konusu taşınmazı iyiniyetle, bedeli karşılığında satın aldığını, satın aldığı tarihte davacının taşınmazla bir ilgisi bulunmadığını, daha önceden payı varsa bunun kendisini ilgilendirmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın konusu ve hukuki sebebinin; aldatma ve aşırı yararlanmaya dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olduğunu, davalı ...'in iyiniyetli olmadığını, davacıya herhangi bir satış bedeli verilmediğini, tanık beyanları ve diğer deliller ile de iddianın sabit olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının temlik tarihinin 08/08/2016, davalı kardeşlerin diğer davalı ...'e temlik tarihinin 12/12/2017, eldeki davanın açılış tarihinin ise 16/01/2018 tarihi olduğu, davacının hile olgusuna davalı ...'e satış tarihiyle vakıf olduğu, işbu davanın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, dosya içeriği ve özellikle tanık ...'nin beyanı nazara alındığında davacının payını kardeşlerine temlikinde hile olgusunun sabit görüldüğü, birinci temlikin bedelsiz olduğu, ikinci el davalı ...'in kötüniyetli olduğuna dair dosya içeriğinde delil bulunmadığı, anılanın ediniminin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 1023. maddesi kapsamında korunması gerektiği, dava tarihi itibarıyla davacının payına isabet eden tutarda tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak, davalı ... yönünden tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin diğer davalı ve dahili davalılar yönünden kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar/dahili davalılar İsmet, ..., ..., ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar/dahili davalılar İsmet, ..., ..., ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf kararının eksik incelemeyle usul ve yasaya aykırı olarak verildiğini, sadece davacı tanığı ...'un beyanının esas alınarak hüküm kurulduğunu, dosya kapsamında pek çok tanık dinlenmiş olmasına rağmen diğer tanıkların hiçbirisinin beyanlarına itibar edilmeyip sadece davacı tanığı ...'un beyanlarından hareketle davanın bedel yönünden kabul edilmesinin kanuna aykırı olduğunu, davacı tanığı ...'nin beyanlarına itibar edilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın satış iradesinin olmadığı ve mazot-gübre alınması amacıyla imza verdiği iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, hem tapu kayıtları, hem de tanık beyanlarının bu hususu kanıtladığını, davacı tarafça akıl sağlığının olmaması ve hile iddialarının bir bütün halinde sunulduğunu, davacının akli dengesinin yerinde olmasının bile davacı tarafın gerçek dışı iddialarla Mahkemeyi yanıltmayı amaçladığını gösterdiğini, İstinaf Mahkemesi tarafından bu hususun gözetilmediğini, toplanan tüm deliller ve dinlenen tanık beyanları değerlendirildiğinde; hukuka ve usule uygun bir pay satış işlemi yapıldığını, aldatma yada hile bulunmadığını, tapu kaydının iptalini yada hisse bedelinin ödenmesini gerektirir hiçbir sebebin olmadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ehliyetsizlik, hile (aldatma) ve aşırı yararlanma hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36/1. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup bir kısım davalılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.01.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.