"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf Başvurusunun Esastan Reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çal Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 07/03/2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ... ile temyiz edilen davacı vekili Avukat ... ... geldiler. Duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı: kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, dava konusu 233 ada 1 parsel sayılı taşınmazı üzerinde bulunan akaryakıt istasyonunda işletmecilik yaptığını, dava dışı dağıtım şirketi olan Enerji Petrol ....A.Ş. ile akaryakıt bayilik sözleşmesi yapmak konusunda anlaşmaya vardığını, taşınmaz üzerinde yine kendisine ait ... Petrol ...Şirketi için 19.09.2010 tarihinde 5 yıl süre ile geçerli olmak üzere intifalı bayilik sözleşmesi imzaladığını, 18.10.2010 tarihinde dava konusu taşınmaz üzerinde dava dışı Enerji Petrol ...A.Ş. lehine intifa ..., yine dava dışı Enerji Petrol ....A.Ş. lehine 05/10/2011 tarihinde azami 800.000,00 TL'lik ipotek tesis edildiğini, sonrasında ise Enerji Petrol ....A.Ş. yetkililerinin baskısı ve kötüniyetli yönlendirmesi üzerine, akaryakıt istasyonu vasıflı dava konusu taşınmazının; aynı holding bünyesinde yöneticileri aynı ve Lpg satışı için bayilik sözleşmesi yapılacak olan davalı ...ye muvazaalı ve bedelsiz olarak devredilmek suretiyle elinden alındığını, taşınmazın devri için yanıltıldığını, devir iradesi olmamasına rağmen taşınmazın muvazaalı bir şekilde alındığını, dava dışı Enerji Petrol ....A.Ş.den taahhütlerini yerine getirmesini istediğinde kendisine hiç bir cevap verilmediğini, hatta resmi olarak maliki olmadığı istasyonda faaliyet gösterebilmesi için ilgili akaryakıt mevzuaatı uyarınca imzalanması zorunlu kira sözleşmesinden kaynaklanan takiple şoka uğradığını, Çal İcra Müdürlüğünün 2017/299 Esas sayılı dosyası ile aleyhine icra takibi başlatıldığını, bu takiple birlikte dava dışı şirketin kendisini oyaladığını, kandırdığını, dolandırıldığını anladığını, dava dışı Enerji Petrol ....A.Ş. ve davalı ... ...A.Ş.nin gerçekte var olmayan devir iradesi ile gerek 3. şahıslarla gerekse hileli beyanlarla aldatarak muvazaalı bir işlem yarattıklarını, iradesinin sakatlandığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, hak düşürücü sürenin 1 yıl olduğunu, aldatma kastından söz edilemeyeceğini, satış anında taşınmaz üzerinde intifa ... ve ihtiyati haciz bulunduğunu, sırf düşük bedelle satım iddiasına dayalı tapu iptal tescil talebinde bulunamayacağını, Enerji Petrol ....A.Ş. lehine ipotek tesis edildiğini, Enerji Petrol ...A.Ş.nin ipotekle teminat altına alınmış alacağı için tapunun devrini istemekte menfaat sahibi olamayacağını, geçersiz bir sözleşme olmadığı gibi satış işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu, zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Çal İcra Müdürlüğünün 2017/299 E. sayılı takip dosyasında ödeme emrinin davacıya tebliğ tarihi olan 26.09.2017 tarihinin davacının hileyi öğrenme tarihi olarak kabul edildiği ve huzurdaki davayı bir yıllık hak düşürücü sürede açtığı kanaatinin hasıl olduğu, davacının iddialarının sübut bulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının kira ilişkisini kabul ettiğini, açılan dava gibi kira takibine de dava açılabileceğini düşünmeyen Mahkemenin tarafsızlığını kaybettiğini, kişinin kendi muvazaasına dayanarak iptal talep edemeyeceğini, davacının satış bedeli yönündeki muvazaa iddiasının dinlenemeyeceğini, davanın yasal sürede açılmadığını, davacının iddialarının soyut kaldığını ve ipotekle teminat altına alınan borçlarını dahi ödemediğini, davalının bahse konu istasyonu fiilen kendince işletmesinin mümkün olmadığını, önceki işletmeciye kiraya verilmiş olmasının gayet normal bir durum olduğu gibi, ipotek yüklü taşınmaz ve borçlar da düşünüldüğünde faaliyet yapmadan borcun da kapanmasının mümkün olmadığını, ipotek alacaklısı şirketten ayrılan ve husumeti olan personellerin, davacının dilekçesinde ortaya koyduğu afaki senaryoya çanak tutmaya çalıştıklarını, ancak hala dava dilekçesinde muvazaa ve hile konusunda hangi gerekçeye dayanıldığının anlaşılamaması karşısında haksız bir gerekçe ile hüküm kurulduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalı tarafça aldatıldığı, taşınmazı satmak gibi bir düşüncesi yokken Enerji Petrol Ürünleri ...A.Ş. yetkililerince satışa ikna edildiği, dosyadaki diğer belgeler ve kayıtlarla çelişmeyen, tutarlılık halinde bulunan tanık anlatımlarında hile unsurunun desteklendiği, İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, istinaf taleplerinin incelenmediğini, taşınmazın değerinin satış ve dava tarihi itibariyle karşılaştırılmadığını, ipotek yüklü taşınmazın satış bedelinin yüksek olmasının beklenemeyeceğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36/1. maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 222. maddesi şöyledir:
"(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır."
3. Değerlendirme
1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının dava konusu 233 ada 1 parsel sayılı taşınmazını üzerindeki takyidatlar ile birlikte 21.01.2013 tarihinde 12.500,00 TL bedelle satış suretiyle davalı ...ye devrettiği, taşınmazın devri sırasında dava dışı Enerji Petrol Ürünleri Paz. A.Ş. lehine 18.10.2010 tarihli 5 yıl süreli intifa ..., yine dava dışı Enerji Petrol Ürünleri Paz. A.Ş. lehine 05.10.2011 tarihli 800.000,00 TL bedelli ipotek tesisi olduğu, dava dışı Halkbank lehine de 05.09.2012 tarihli haciz şerhi bulunduğu anlaşılmaktadır.
2. Somut olayda; davalı şirketin satın alma savunmasında bulunduğu, ne var ki delil olarak dayandığı ticari şirket defter ve kayıtlarının usulünce incelenmediği, davalı tarafından davacıya satış bedeli olarak herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin yeterli araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
3. Hal böyle olunca; davalı taraftan ticari defterlerinin usulüne uygun olarak ibraz edilmesinin istenmesi, ibraz edilecek ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması, dava konusu taşınmazın satış bedelinin davacıya ödenip ödenmediğinin tespit edilmesi, dosya kapsamındaki toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmektedir.
VI. KARAR:
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacıdan alınmasına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.