Logo

1. Hukuk Dairesi2022/8494 E. 2023/3459 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayanarak tapu iptali ve tescil davasında, davalı mirasçının, davacı mirasçılara ait taşınmazları haksız şekilde kendi üzerine tescil ettirdiği iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, bazı parseller yönünden davalının mülkiyet hakkını kazandığına ilişkin tespitlerde isabetsizlik bulunmadığı, ancak diğer parseller yönünden ise noksan bir inceleme yapılarak hüküm kurulduğu, özellikle de keşif ve bilirkişi incelemesinin eksik yapıldığı ve tapu kayıtlarının getirtilerek incelenmesinin gerekliliği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Mahkemenin önceki tarihli kararının, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 18.09.2018 tarihli 2016/121 Esas 2018/4822 Karar sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 20.06.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen mirasçılar ... ... vekili v.d. Avukat ... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili v.d. gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, ... karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Kadastro sonucunda ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 136 ada 2, 190 ada 21, 305 ada 14, 304 ada 29, 210 ada 130, 187 ada 15 parsel sayılı muhtelif yüzölçümlü taşınmazlar davalı ... adına tescil edilmiştir. Davacılar ... ... ve ... çekişmeli taşınmazların müşterek kök muris ... ...'den intikal ettiği iddiasıyla miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak payları oranında tapu iptali ve adlarına tescil istemiyle dava açmışlardır.

Yargılama sırasında ölen davacı ... ... mirasçıları davadan feragat ettiklerini bildirmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı zamanaşımı def-i ileri sürmüş, çekişmeli taşınmazların bir bölümünün tereke malı olmadığı, 3. kişiden satın alındığı; öte yandan muristen intikal eden taşınmazların ise vasiyetname yoluyla kendisine bırakıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 16/09/2015 tarihli 2012/31 Esas, 2015/71 Karar sayılı kararı ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 18.09.2018 tarihli 2016/121 Esas 2018/4822 Karar sayılı kararıyla: '‘’ Dosya içeriğinden, eldeki davanın 27.03.2012 tarihinde davacı ... ve Yorgi tarafından Av. ...'ye verilen vekaletname ile açıldığı, anılan vekilin 06.07.2015 tarihli dilekçesiyle 30.06.2015 tarihi itibariyle Avukatlık mesleğini terk ettiğini bildirerek dosyaya Baro tarafından başka bir avukat tayin edilmesini istediği, Mahkemece 08.07.2015 tarihli duruşmada avukatın dilekçesinin davacılara tebliğine karar verilerek duruşmanın 16.09.2015 tarihine ertelendiği, celse arasında 11.09.2015 tarihli dilekçe ile yargılama sırasında ölen davacı ...'nin iki mirasçısının davadan feragat ettiklerine dair dilekçe sunmaları üzerine 16.09.2015 tarihli duruşmada davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği görülmektedir. Oysa ki, diğer davacı ...'ye duruşma gün ve saatini bildiren tebligat çıkartılmadığı gibi karar başlığında da davacı sıfatıyla gösterilmediği, kaldı ki; davasından feragat ettiğine dair bir beyanının da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün bozulmasına karar verildiği’’ gerekçesiyle önceki karar bozulmuştur.

C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen temyiz incelemesine esas kararı ile; dava konusu edilen ... 305 ada 14 parsel, 187 ada 15 parsel, 136 ada 2 parselde kayıtlı taşınmazların kadastro tutanaklarında doğrudan ... adına tespitin yapıldığı, ortak muris Aleksandros ...'nin isminin geçmediği, mahalli bilirkişi ve tanıkların hak sahipliğinde değişikliğe sebep olacak derecede ayrıntılı bilgilerinin olmadığı, 304 ada 29 parselde kayıtlı taşınmazın kadastro tutanağında göre ceddinden intikal ettiği ve ... adına tespit edildiği, mirasbırakanın adının yazılmadığı, tapuda kayıtsız taşınmazların taşınır mal hükmünde olduğu, satış ve devir bakımından TMK.nun 762. maddesindeki taşınır mal hükmünde olup, aynı kanunun 763. maddesi hükmüne göre zilyetliğinin devri ile mülkiyeti alıcısına geçeceği, bu nedenle 304 ada 29 parsel yönünden de davanın reddinin gerektiği, öte yandan tapuda kayıtlı bulunan 190 ada 21 parsel, 210 ada 130 parsel ve 304 ada 73 parsel sayılı taşınmazların ortak muris Aleksandros ... tarafından ...'ye (304 ada 73 parsel aynı zamanda müteveffa ...'ye de hibe edildiği) hibe edildiği ve zilyetliğinin devredildiği, kadastro tutanaklarının kesinleştiği, dosya kapsamına göre kadastro tutanağının aksinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

E. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, toplanan delillerden dava konusu taşınmazların kök muristen intikal ettiğinin sabit olduğu, davalının kadastro sırasında diğer mirasçıların yörede bulunmamasını fırsat bilerek sahte belgeler ve yanlı beyanlarla taşınmazları üzerine tespit ve tescil ettirdiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.",

... Medeni Kanunu'nun “Miras ortaklığı” başlıklı 640. maddesinde “Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.

Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.

Tereke (miras ortaklığı) TMK'nın 701 ve devam eden maddeleri uyarınca elbirliği (iştirak) mülkiyetine tâbidir. Elbirliği mülkiyeti, yasa veya yasada gösterilen sözleşmeler uyarınca, aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olmaları durumudur. TMK'nın 701-703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da bulunmamaktadır. Mülkiyet, bir bütün olarak ortakların hepsine aittir. Başka bir deyişle, ortaklık tasfiye ile sona erinceye kadar ortaklardan her birinin ayrı bir mal veya hakkı olmayıp, hak sahibi ortaklıktır.

Elbirliği (iştirak) hâlinde mülkiyet türünde malikler, mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu ilke TMK'nın 701. maddesinde “...Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.’’ şeklinde hüküm altına alınmıştır.

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi " Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur. ‘’ hükmünü içermektedir. ( madde metninde taksimden bahsedilse dahi kıyasen taşınmazın zilyedi murisin mirasçıların yasal miras payına mahsuben sağlığında yaptığı paylaştırma da bu kapsamdadır.)

3. Değerlendirme

1.Çekişmeli 136 ada 2 ve 187 ada 15 parsel sayılı taşınmazların zilyetliğinin, revizyon gören tapu ve vergi kayıt malikleri tarafından satışları suretiyle davalı ...'ye intikal ettiği, adı geçen yararına iktisap koşullarının oluştuğu anlaşılmakla bu taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

2. Dava konusu 190 ada 21, 210 ada 130, 304 ada 29, 73 ve 305 ada 14 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise mahkeme tarafından yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için elverişli olmadığı gibi son derece noksandır. Şöyle ki, mahallinde yapılan ilk keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların yalnızca 136 ada 2 parsel ve 187 ada 15 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde zilyetliğin kim tarafından sürdürüldüğü ve intikali hususunda beyanlarının alındığı bilahare keşfe ara verildiği, ardından kalan parseller yönünden yeniden keşif suretiyle tahkikat yapılmaksızın bozmaya konu kararın verildiği; bozmadan sonra yapılan keşifte ise tüm parseller yönünden yerel bilirkişi ve tanıklardan topluca beyan alındığı, alınan bu beyanların ise son derece yetersiz ve uyuşmazlığın çözümü noktasında elverişsiz olduğu, keza bu keşifte bir kısım taşınmaza revizyon gören kayıtların uygulaması yapılmadan yalnızca zilyetlik hususunda alınan beyanlar ile yetinildiği anlaşılmaktadır. Bu şekilde yapılan noksan tahkikat sonucunda verilen karar maddi gerçeğe ulaşmaktan uzaktır.

3. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için 190 ada 21 parsele revizyon gören muris ... ... adına kayıtlı Ağustos 1961 tarih, 38 sıra, 304 ada 73 parsele revizyon gören yine muris adına kayıtlı Ağustos 1961 tarih, 45 sıra ile 210 ada 130 parsele revizyon gören ve dava dışı ... adına kayıtlı Mayıs 1961 tarih, 18 sıra numaralı tapu kayıtları tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve varsa haritalarıyla birlikte mahalli Tapu Müdürlüğünden veya Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığı’ndan sorulup getirtilmeli, tapu kayıtlarının başka taşınmazlara revizyon görüp görmedikleri belirlenmeli, revizyon görmüşlerse revizyon gördükleri taşınmazların kadastro tutanakları ve kesinleşmiş ise tapu kayıtlarının onaylı örnekleri dosya arasına alınmalıdır.

4. Bundan sonra taşınmazlar başında, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi, taraf tanıklarının tümü ve halen hayatta olan tespit bilirkişileri hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı, yapılacak bu keşif sırasında çekişmeli 190 ada 21 ve 304 ada 73 parsel sayılı taşınmazların müşterek muris adına kayıtlı Ağustos 1961 tarih, 38 ve 45 sıra numaralı tapu kaydına dayalı olarak kadastro tespitinin yapıldığı anlaşılmakla, tapu kayıtları tesislerinden itibaren tedavülleriyle birlikte okunup sınırlar mahalli bilirkişilere zeminde tek tek göstertilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, fen bilirkişisine uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir, denetime ve keşfi takibe imkan verir, yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırlar ile her bir tapu kaydının kapsadığı beyan olunan alanı ve var ise revizyon gördüğü dava dışı parselleri gösterir şekilde rapor düzenlettirilmeli, taşınmazlar kayıt kapsamında kalıyor ise bu kez revizyon gören kayıtların diğer malikleri ile müşterek muris ... ...'nin dahil olduğu taksim neticesinde bu yerin ... ...'ye isabet edip etmediği hazır olan yerel bilirkişi ve tanıklara sorularak belirlenmeli, taşınmaz taksimen ...'e isabet etmiş ise bu kez muris tarafından ...'ye zilyetliğin herhangi bir hukuki dayanakla ( hibe, satış vs.) teslim edilip edilmediği hususu hazır olan bilirkişi ve tanıklardan sorularak saptanmalı, taşınmazlar kayıt kapsamı dışında kalıyor ise bu kez taşınmazlara kimin zilyet olduğu, zilyetliğin hangi tarihte başladığı, ne şekilde, kim tarafından ve hangi sıfatla sürdürüldüğü sorularak maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalıdır.

5. 210 ada 130 parsel sayılı taşınmaz başında yapılacak keşif sırasında, bu taşınmaza revizyon gören Mayıs 1961 tarih, 18 sıra numaralı tapu kaydı tesisinden itibaren tedavülleriyle birlikte okunup sınırlar mahalli bilirkişilere zeminde tek tek göstertilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, fen bilirkişisine uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir, denetime ve keşfi takibe imkan verir, yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırlar ile tapu kaydının kapsadığı beyan olunan alanı gösterir şekilde rapor düzenlettirilmeli, taşınmazın kayıt kapsamında kalması durumunda kayıt malikinin zilyetliği teslim suretiyle haricen davalı ...'ye mi yoksa kök muris ...'e mi devrettiği belirlenerek, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesinde yazılı iktisap koşullarının muris ... terekesi lehine mi, yoksa... mi oluştuğu belirlenmeli; bu anlamda taşınmazın tereke malı olup olmadığı araştırılmalı, taşınmaz kayıt kapsamı dışında kalıyor ise bu kez taşınmaza kimin zilyet olduğu, zilyetliğin hangi tarihte başladığı, ne şekilde, kim tarafından ve hangi sıfatla sürdürüldüğü sorularak maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, özellikle kök muris ...'in sağlığında bu taşınmaza zilyet olup olmadığı, zilyet ise zilyetliğini ...'ye herhangi bir hukuki dayanakla ( hibe, satış vs.) teslim edip etmediği yönü üzerinde durulmalıdır.

6. 304 ada 29 ve 305 ada 14 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise, çekişmeli taşınmazların kadastro sırasında belgesizden davalı ... adına tespit edildiği anlaşıldığına göre, yapılacak keşif sırasında bilirkişi ve tanıklardan taşınmazlara kimin zilyet olduğu, zilyetliğin hangi tarihte başladığı, ne şekilde, kim tarafından ve hangi sıfatla sürdürüldüğü sorularak maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, özellikle kök muris ...'in sağlığında bu taşınmazlara zilyet olup olmadığı, zilyet ise zilyetliğini ...'ye herhangi bir hukuki dayanakla ( hibe, satış vs.) teslim edip etmediği yönü üzerinde durulmalıdır.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile (6100 Sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 Sayılı HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,

03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılardan alınmasına,

Yatırılan peşin harcın istek halinde davacıya iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere

20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.