Logo

1. Hukuk Dairesi2022/8503 E. 2024/1713 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, davalıya emaneten devrettikleri taşınmaz paylarının iadesi ve alacaklarının tahsili için tapu iptali ve tescil davası açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma kararında belirtilen hususları tam olarak yerine getirmeyerek, tüm delilleri toplamadan ve diğer davalılar hakkındaki iddiaları araştırmadan, eksik inceleme ile hüküm kurması ve yemin deliline hatalı başvurması bozma nedeni olarak değerlendirilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2010/184 E., 2021/640 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil-bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 25.05.2022 Çarşamba günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, davacılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı asil ... geldi, temyiz edilen davalı ... v.d. vekili gelmedi. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve önceki geri çevirme kararı ile getirtilen evraklarla birlikte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, çekişme konusu taşınmazlardaki paylarını ileride geri almak üzere emaneten davalılardan ...'a satış vaadi sözleşmesi ile devrettiklerini ve karşılığında teminat bonosu da aldıklarını, ancak adı geçen davalının iadeye yanaşmadığı gibi bu payları muvazaalı biçimde diğer davalılar ... ve ...'a yine satış vaadi sözleşmesi ile temlik ettiğini, ferağa icbar davası sonucunda da davalı ... adına tescil edildiğini ileri sürerek, davalı ... üzerindeki paylar ile satış vaadi sözleşmelerinin iptalini ve 25.000.-YTL. alacağın tahsilini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı ..., dava konusu yeri satın almak suretiyle malik olduğunu ve bu hususun sabit olduğunu, davanın kötü niyetli ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı ..., davacılarla hiçbir hukuki ve ticari ilişkisi bulunmadığını, diğer davalılarla davacılar arasındaki uyuşmazlıkların kendisini ilgilendirmediğini, diğer davalı ..., davayı kabul etmediğini, davacılarla yaptıkları sözleşmenin konusunun 985 ve 986 parseller olduğunu, bu parselin 12 dönümlük bölümünü parasını vererek satın aldığını, kalan kısmını ise davacılar adına üstlendiği inşaat için yapacağı harcamaların teminatı olarak aldığını, ...'da bulunan 79 parselin ise diğer sözleşmenin konusunu oluşturduğunu, bu parselin 50 dönümünü satın aldığını ve parasını ödediğini, 850 dönümlük bu parselin sözleşme ile 645 dönümlük kısmının kendisine satıldığını, parasını ödediği 50 dönüm dışında kalan miktarın da yapacağı inşaat harcamaları için teminat olarak kendisine devredildiğini, davacıların ekonomik kriz nedeniyle tamamlayamadıkları inşaatları kendisinin üstlendiğini, birçok inşaat harcaması yaptığını, davacıların piyasaya olan borçlarını ödediğini, davanın dayanağı yapılan teminat senedinin bu ilişkinin başlangıcında verildiğini, üstlendiği bu iş nedeniyle mal varlığının büyük bölümünü kaybettiğini, davacılara herhangi bir borcu bulunmadığını, aksine inşaat faaliyetlerinden dolayı alacaklı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 20.02.2007 tarihli ve 2005/78 E., 2007/46 K. sayılı kararı ile; çekişmeli payların davalı ... tarafından açılan ferağa icbar davası ile tescil edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. İlk Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacılar temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairenin 27.10.2010 tarihli ve 2009/13585 E., 2010/628 sayılı kararı ile; " ...Hal böyle olunca, tüm delillerin eksiksiz toplanması, davacıların hangi satış vaadi sözleşmelerini davaya konu ettiklerinin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanması, taraflar arasında düzenlenen 5.7.1995 tarihli senet arkasında yazılanların ve sonradan düzenlenen protokollerin yukarıda değinilen ilke ve olgular ışığında değerlendirilmesi; bunun yanında, taraflar hakkında C.Savcılığınca yürütülen soruşturma ile 2003/173 esas sayılı davanın yargılamasının yenilenmesine yönelik davanın da yapılacak değerlendirmede dikkate alınması, davalıların Türk Medeni Kanununun iyiniyete ilişkin hükümleri karşısındaki konumlarının da gözetilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 22.06.2021 tarihli ve 2010/184 E., 2021/640 K. sayılı kararı ile; tüm dosya kapsamına göre davacıların tapu iptali ve tescile ilişkin isteminin; davalı ... üzerinde olan bu kişi adına tescil edilmiş bulunan taşınmazlara ilişkin olduğunun bozma kararı öncesi ve sonrasındaki aşamalardaki beyanlarından sabit olduğu, davacı tarafın davalı ...'e yönelik yemin teklifinin mevcut olduğu, yemin teklifinin bu davalı tarafından kabul edildiği, ancak yemini eda etmek için duruşmaya davet edilmesi ile ilgili diğer usuli işlemlerin yapılmamış olduğu, bozma ilamı sonrasında bu eksikliğin tespit edilerek yemine ilişkin davalı ...'in mahkemeye davet edildiği ve ...'in yemin metnini eda ettiği ve yemini usulünce yaptığının anlaşıldığı, yeminin kesin delil olması nedeniyle davacı tarafın tapu iptali ve tescile ilişkin taleplerinin mevcut kesin delil kapsamında reddine karar vermek gerektiği, davacı tarafın tazminata ilişkin talepleri incelendiğinde; davacılar ile davalı ... arasında birden fazla protokol, borç alıp verme, ödemelerin planlanması gibi hukuki işlemlerin mevcut olduğu, aralarındaki birden fazla hukuki işlemin ayrıca birbirleri ile bağlantılı hale getirildiği, mevcut hal itibariyle bu davaya konu hukuki işlem kapsamında talep edilen tazminatlarla ilgili düzenlemelerin sonraki aşamalarda protokole bağlanarak yapıldığı ve bu protokoller kapsamında davalı ... ve ...'ın söz konusu protokollerdeki edimlerini yerine getirmediği hususunun da kanıtlanamadığı, bu yöne ilişkin karşı tarafa verdikleri senet, çek vb. ödeme araçlarının da dosyaya yansıyan hale göre söz konusu sözleşme ve protokollere bağlı olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde tazminata ilişkin talebin de reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ve aşamalarda ileri sürdükleri iddialarını yineleyip, davacılar tarafından teminat bonosunun, konusunu teşkil eden satış vaadi sözleşmelerinin yapılması için, tamamen ticari ilişkinin dışında dava dışı üçüncü kişiler ile yaşanan sorunlar nedeniyle davalı ...'a verildiğinin iddia edildiğini, davalı ...'ın ise davacılar tarafından yarım bırakılan inşaatlar nedeniyle emanet aldığını söylediğini, bu durumda ne için emanet verildiğinin ispat külfetinin emanet gerekçesini değiştiren davalıda olduğunu, üzerinde durulması gereken hususun davalı ...'ın emanet olarak aldığı taşınmazları hiç bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde tamamını davacılara iade edip etmediği olduğunu, mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen bozma gereklerinin yerine getirilmediğini, yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan hatalı hüküm kurulduğunu, sırf yemin deliline dayanılarak karar verilmesinin doğru olmadığını, yemin davetiyesinin usulüne uygun olmadığını, ayrıca yeminin de usulünce eda edilmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu ve sözleşmenin iptali ile alacak istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişmeli taşınmazlarla ilgili Kadastro Mahkemesinde tespite itiraz davası devam ederken, davacıların kadastro öncesi tapu kayıtları üzerinden ve tespite itiraz davasını bilerek pay satın aldıkları, bu paylarını sonradan satış vaadi sözleşmesi ile davalı ...'a sattıkları, ayrıca aralarında 5.7.1995 tarihli senet düzenlendiği ve senedin arkasına da iş bu senedin 24.3.1995 ve 5.7.1995 tarihli satış vaadi sözleşmelerinde belirtilen taşınmazların teminatı olarak düzenlendiği yönünde açıklama yazıldığı, ilerleyen zamanda da aynı ilişki kapsamında birtakım protokoller yapıldığı; davalı ...'ın diğer davalılar ... ve ... ile de satış vaadi sözleşmeleri düzenlediği; gerek davacı ...'un gerekse davalıların devam etmekte olan tespite itiraz davasına müdahil sıfatıyla katıldıkları ancak tespitten sonraki nedene dayandıklarından bahisle haklarında görevsizlik kararı verildiği, çekişmeli taşınmazların da Mehmet Dalgıç mirasçıları adlarına tesciline hükmedildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.

2. Öte yandan, davalılar ... ile ...'nin satış vaadi sözleşmelerine dayanarak ayrı ayrı cebri tescil davası açtıkları, davalı ...'in bu yolla 2003/173 Esas sayılı dava sonucunda taşınmazlarda pay edindiği, ancak, anılan davanın davalılarından ...ve arkadaşları tarafından eldeki davanın tarafları ve başka bir kısım kişiler hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, nitelikli dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma, şartlı tehdit suçlamasıyla şikayette bulunulduğu, iddianame düzenlenerek Elmalı Ağır Ceza Mahkemesinde açılan dava neticesinde 2016/65 E.- 2018/52 K. sayılı kararı ile; her ne kadar iddianamede suç tarihi olarak 2007 yazılmış ise de; bu tarihin şikayet tarihi olduğu, suç tarihinin iddia edilen eylemlerle ilişkili olarak gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerini yapıldığı tarih olduğu, bu tarihler de dikkate alındığında ceza kanununda zamanaşımı hükmünü düzenleyen düzenlemelerin sanıklar lehine olduğu, 1996 tarihinden karar tarihine kadar olan süre içesinde olağanüstü zamanaşımının gerçekleştiği gerekçesiyle sanıklar hakkındaki kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verildiği, söz konusu kararın 17.03.2016 tarihinde kesinleştiği, yine ...ve arkadaşlarının 2003/173 Esas sayılı davanın yargılamasının yenilenmesini de istedikleri, Kumluca Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/377 E.- 20212/402 K. sayılı dosyasında görülen yargılamanın yenilenmesi davası neticesinde; yargılamanın yenilenmesi talebinin esastan reddi ile 2003/173 E.-2004/103 K. sayılı karardaki hükümde değişiklik yapılmadan aynen hüküm kurulmasına karar verildiği, söz konusu kararın temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesince kararın bozulduğu, bozma sonrası 2013/107 E. numaralı dosya üzerinden yargılama devam edilerek mahkemenin görevsizliğine karar verildiği ve dosyanın Kumluca Asliye Hukuk Mahkemesinde 2014/384 E. numarasını aldığı, bu dosya üzerinden yapılan yargılama neticesinde ise 2023/337 K sayılı 28.09.2023 tarihli karar ile mahkemenin karşı görevsizliğine karar verildiği, davalı ... tarafından açılan cebri tescil davasında ise; Kumluca 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/389 E.- 2014/111 K. sayılı dosyası ile yapılan yargılama neticesinde; davacı ...'ın davasının reddine karar verildiği, söz konusu kararın derecattan geçmek suretiyle 16.01.2019 tarihinde kesinleştiği kayden sabittir.

3. Bilindiği üzere; bozma ilamına uyulmakla taraflar yönünden usuli müktesep hak oluştuğundan bozma ilamında belirtilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir.

Ne var ki, mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gereklerinin yerine getirildiğini söyleme olanağı bulunmamaktadır.

Şöyle ki; bozma ilamında açıkça davacıların hangi satış vaadi sözleşmelerini davaya konu ettiklerinin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanması, taraflar arasında düzenlenen 5.7.1995 tarihli senet arkasında yazılanların ve sonradan düzenlenen protokollerin inançlı işlem iddiası kapsamında değerlendirilmesi, ayrıca taraflar hakkında Cumhuriyet Savcılığınca yürütülen soruşturma ile 2003/173 E. sayılı davanın yargılamasının yenilenmesine yönelik davanın da yapılacak değerlendirmede dikkate alınması gerektiği belirtilmesine rağmen, bozma sonrası davacı vekili tarafından sunulan 11.10.2010 havale tarihli dilekçede hangi gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin dava konusu edildiğinin bildirildiği, mahkemece bozma ilamında belirtilen dosyaların getirtildiği, aşamalarda yargılamanın yenilenmesine ilişkin dava dosyasının bekletici mesele yapılmasına karar verildiği, daha sonra 16.03.2021 tarihli 35. celsede davacılar tarafından davalı ...'a yemin teklif edildiği ve davalı tarafça kabul edilmesine rağmen yeminin eda ettirilmediği hususunun tespit edildiği, bu nedenle kurulan ara kararla davalı ...'e yemin hususunda meşruhatlı davetiye tebliğine ve yargılamanın yenilenmesine ilişkin dosyanın beklenmesi yönündeki ara karardan dönülmesine karar verildiği, 22.04.2021 tarihli duruşmada ise davalı ...'in yemini eda ettiği, bu nedenle davanın reddine karar verildiği, diğer davalılar hakkındaki iddialar yönünden bir araştırma ve değerlendirme yapılmadığı, yine bozma ilamında belirtilen dosyalar yönünden de bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır.

Ayrıca Dairemizce verilen geri çevirme kararları ile Kumluca Kadastro Mahkemesinin 1995/11 E.- 1998/421 K. sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde eldeki temyize konu dosyanın davacılarından ... ve davalıları ..., ... ve ...'ın müdahalelerinin tespitten sonraki haklara dayandığı gerekçesi ile açtıkları davalar hakkında görevsizlik kararı verildiği, söz konusu görevsizlik kararından sonra adı geçen şahıslar hakkındaki davaya ilişkin olarak varsa dosyanın aldığı yeni esas numarasının tespit edilmesi söz konusu dosyanın akıbetinin bildirilmesi istenmiş ise de; geri çevirme kararlarının gereğinin yerine getirilmediği açıktır.

4. Hal böyle olunca; önceki bozma ilamında belirtilen hususların eksiksiz ve doğru bir şekilde yerine getirilmesi, davalı ...'in dava konusu taşınmazlarda pay edindiği 2003/173 Esas sayılı dosya hakkında açılan yargılamanın yenilenmesi davasının akıbetinin araştırılması, yine Kumluca Kadastro Mahkemesinin 1995/11 E.- 1998/421 K. sayılı dosyasında eldeki dosyanın tarafları hakkında verilen görevsizlik kararı sonrası dosyanın akıbetinin tespit edilmesi, yine Kumluca Sulh Hukuk Mahkemesinin 2003/173 E -2004/103 K sayılı kararının gerekçesinde; "....17.12.1996 tarih, 4584 yevmiye nolu, Antalya 2.Noterliğince düzenlenen satış vaadi sözleşmesinde, satıcısının ..., alıcısının ... olduğu, konusunun ise dava konusu parsellerin 261 dönüm olarak ele alındığı, bu parsellerin de %40 ının tekabül eden hissesine satış vaadi sözleşmesi ile ...'ın aldığı, devamında bu parsellerin satış vaadi sözleşmesi esnasında davalı olduğunu, Kadastro Mahkemesinin 155 dönümüne karar verdiğini, bu 155 dönümden 14 dönümünü ...'a sattğını, kalan 109 dönüm yerin asliye hukuk mahkemesinde davalı olduğunu, sonuçlanınca %40'tan 1/6 sının ...'a satmayı ...'ın vaad ettiği anlaşılmıştır" ifadelerine yer verildiği görülmekle Kadastro Mahkemesinden, gerekçede bahsi geçen 155 dönümlük kısım için kararın kadastro müdürlüğüne ya da tapu müdürlüğüne gönderilip gönderilmediği hususlarının sorulması, toplanan ve toplanacak delillerin bir arada değerlendirilmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, tüm deliller toplanmadan yemin deliline başvurulamayacağı hususu göz ardı edilerek noksan inceleme ve araştırma ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harçlarının istek hâlinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren ve 25.05.2022 olan duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılardan alınmasına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,29.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.