Logo

1. Hukuk Dairesi2022/8504 E. 2023/2383 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaletname ile devredilen taşınmazların satışının, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle hileli ve muvazaalı olduğu iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının davacılar tarafından ispatlanamaması ve davalıların iyi niyetli olduğunun kabulü gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, aşamada bedel istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacıların istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

Karar, davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 25.04.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar ... v.d. vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalılar ... v.d. gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, ... karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili, davacının mirasbırakanı ...'ın ... Noterliğinin 16.11.1979 tarih ve 21045 yevmiye no.lu düzenleme şeklindeki vekaletnamesi ile 295 ada 2 ve 294 ada 1 parsel sayılı taşınmazlardaki miras paylarını devir etmesi için davalılardan Köksal'ın babası ...’a vekalet verdiğini, vekilin 03.12.1979 tarihinde taşınmazlardaki ...’a ait payların yarısını oğlu davalı ...'a, diğer yarısını ise ...'nin oğulları olan diğer davalılar ... ve ...'e devrettiğini, satış bedelinin ödenmediğini, davacıların bu durumu yeni öğrendiklerini, temliklerin hileli ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalılar adına kayıtlı dava konusu taşınmazlardaki mirasbırakan ...’a ait payın tapu kaydının iptali ile mirasbırakan ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, aşamada mirasbırakanın diğer mirasçıları davaya dahil olmuşlar, davacılar vekili 06/03/2019 tarihli dilekçe ile dava konusu taşınmazlardaki ...’ın 1/6 miras payına isabet eden 825.599,01 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; ...'ın, kız kardeşleri olan ... ..., ... ... ve ... ile birlikte ... Noterliğinin 16.11.1979 tarihli ve 21045 yevmiye no.lu vekaletnamesi ile diğer kardeşi olan ... ...'nu vekil tayin ettiklerini, ... ...'nun kız kardeşlerini koruyup gözettiği için ...'nin özlem ve minnet duygusu ile taşınmazların bir bölümünün yeğenleri olan davalılara hibe edilmesini istediğini, karşılığında herhangi bir para almadığını, ...'nin dava dışı taşınmazlarının da bulunduğunu, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/893 Esas sayılı dosyasında davacı tarafın kardeşlerinin ve akrabalarının 11.02.2016 tarihinde tanık olarak dinlendiğini belirterek, davanın reddini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazların hibe edilmesi amacıyla mirasbırakan ... tarafından vekaletname düzenlendiği, anılan vekaletnamede hibe yetkisinin de bulunduğu, davacıların vekaletnamenin kötüye kullanıldığı iddiasını usulünce kanıtlayamadıkları gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanık ...’ın beyanlarından temlikin bedel karşılığı yapıldığının anlaşıldığını, ancak davalıların mirasbırakanı ...’nın kız çocuklarını mirastan uzaklaştırmak kastı ile hareket ettiğini ve satış bedellerinin ödenmediğini, tanık ... ... ...’ın tanık olarak alınan ifadesine itibar edilemeyeceğini, kendisine söylenenleri tekrar ettiğini, yaşı itibariyle temlik tarihindeki olayları bilecek durumda olmadığını, diğer tanık Melahat'in de yaşının devir tarihinde küçük olduğunu, vekaletnamedeki bağışlama yetkisinin işlemin satış işlemi olmasına karar verildiğinden geçersiz olduğunu, bu nedenle tescilin yolsuz olduğunu, diğer davalıların iyiniyetli olmadıklarını, davalı tanıklarının aile dışından kişiler olup miras meselesini bilmelerinin mümkün olmadığını, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/893 Esas sayılı dosyasının eldeki dava ile bir ilgisinin olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ...nın 190 ve TMK'nın 6. maddeleri uyarınca vekalet görevinin kötüye kullanıldığının davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesi ile davacıların istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, aşamada bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. ... Borçlar Kanunu'nun temsil ve vekalet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar. 6098 s. ... Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği ... ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda ... ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. (TBK'nin 504/1) Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK'da daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK'da benzer alanda ... ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.

2. Vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.

3. Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK'nın 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu Yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.

4. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." ve 4721 sayılı TMK'nın 6. maddesinde "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." düzenlemeleri mevcuttur.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370 ... maddesi uyarınca ONANMASINA,

Temyiz edilen davalılar vekili davetiye tebliğine rağmen duruşmaya katılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

25.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.