"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin .../10/2020 tarihli ve 2019/170 Esas - 2020/432 Karar sayılı kararı ile davanın reddine dair verilen kararın davacılar vekili tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 14/12/2021 tarihli 2021/957 Esas 2021/1945 Karar sayılı kararıyla istinaf başvurusunun harç yönünden kabulü ile HMK’nın 353/1-b.2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak harç yönünden hükmün düzeltilmesi suretiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan anneleri ...’ın 07/02/2019 tarihinde ölümü üzerine davalı ile birlikte mirasçı kaldıklarını, mirasbırakanın maliki olduğu ... ada ... parsel sayılı taşınmazı, kendilerini mirastan yoksun bırakmak amacıyla ve muvazaalı olarak satış yoluyla davalıya temlik ettiğini, bedeller arasında oransızlık bulunduğunu ileri sürerek, dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının miras payları oranında iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, babalarından mirasen intikal eden ... ada ... parsel sayılı taşınmazın üzerinde iki daireli ve dört daireli iki adet bina bulunmakta iken, mirasbırakan annelerinin isteği üzerine 2007 yılında taksim yaptıklarını ve ... parselin 70/220 payının davacı ..., 70/220 payının davacı ..., 20/220 payının mirasbırakan Ümmügül, 20/220 payının kendisine düştüğünü, kendisi ile annesine düşen yerde 4 daire, davalılara düşen yerde ise 2 daire bulunduğunu, taksim yapılırken ... ada ... parselin ifrazla iki parsele ayrıldığını, kendisi ile annesine dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazın, davacılara ise dava dışı ... ada ... parsel sayılı taşınmazın isabet ettiğini, davacılara isabet eden yerin arsasının büyük ve köşebaşı olduğunu, babalarının ölümünden sonra mirasbırakan annesiyle birlikte yaşadığını, bakımını yapıp ilgilendiğini, mirasbırakanın çeşitli hastalıkları olup bakıma ihtiyacı olduğunu, 2004 yılından itibaren mirasbırakanı yanına aldığını, mirasbırakanın 2017 yılından itibaren yatağa bağımlı olduğunu, davacıların ise mirasbırakana bakmadıklarını, mirasbırakanın minnet duygusuyla dava konusu taşınmazdaki payını 2008 yılında kendisine sattığını, tapuda gösterilen değerin gerçek değer olup, taşınmazın gerçek değerini mirasbırakana ödediğini, bakıma muhtaç olan mirasbırakanın mal kaçırma iradesiyle hareket etmediğini, satış bedelini nakten ve emeğiyle ödediğini, semenin mutlaka para olması gerekmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, her ne kadar mirasbırakan ile davalı arasında resmi şekilde yapılmış bir bakım sözleşmesi bulunmasa da, temlikin bakım karşılığı ve minnet duygusuyla yapıldığının anlaşıldığı, aksinin davacı tarafça ispatlanamadığı, semenin mutlaka para olması gerekmeyip, hizmet ya da emek de olabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Temlikin muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı ve memleketinde bulunan arsasını, davacıları mirastan mahrum bırakmak amacıyla davalıya devrettiğini, tanık beyanlarının değerlendirilmediğini, bedeller arasında açık oransızlık olduğunu, nakten ödemeye ilişkin herhangi bir dekont sunulmadığını, mirasbırakanın emekli maaşı ve kira geliri bulunduğunu, davalının bunlarla mirasbırakana baktığını, davalının, mirasbırakan ile davacıların ilişkisini kestiğini, davalının emeği olsa dahi taşınmaz devrinin çok fazla orantısız olduğunu, ölünceye kadar bakma sözleşmesi kapsamında mı yoksa satış kapsamında mı temlikin yapıldığının açıklığa kavuşturulmadığını, mirasbırakanın 2008 yılında bakıma muhtaç olmadığını, 2017 yılından sonra yatağa bağımlı ve bakıma muhtaç olduğunu, eksik incelemeyle karar verildiğini, davanın kabulü gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 14/12/2021 tarihli ve 2021/957 Esas - 2021/1945 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın 1/2’şer paylarla mirasbırakan ile davalı adına kayıtlı iken, mirasbırakanın çekişmeye konu ½ payını davalıya satış yolu ile temlik ettiği, pek çok hastalığı bulunan ve son yıllarda yatalak olup, bakıma muhtaç olan mirasbırakanın temliki minnet duygusuyla yaptığı, davalının da mirasbırakana baktığının anlaşıldığı, mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla hareket ettiğinin ispatlanamadığı gözetildiğinde, davanın reddinin doğru olduğu, ancak harç yönünden hükmün düzeltilmesi gerektiği gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun harç yönünden kabulü ile HMK’nin 353/1-b.2. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, harç yönünden hükmün düzeltilmesi suretiyle davanın reddi yönünde yeniden hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili dilekçesinde; istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü itiraz nedenlerini yenileyerek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, satış sözleşmesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun'un 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.2.2. Öte yandan, satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur. Ancak semenin, bir başka ifade ile malın bedelinin mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet veya bir emek de olabileceği kabul edilmelidir. Esasen muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının, mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinde kuşku yoktur.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2) numaralı paragraftaki yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3) numaralı paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, alınması gerekli 80,70 TL onama harcı peşinen alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 14/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.