Logo

1. Hukuk Dairesi2022/854 E. 2023/6274 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı olarak Hazine adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacı adına tesciline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, Hazine adına kayıtlı taşınmazın davacı tarafından zilyetlikle iktisap edilip edilmediğinin belirlenmesi için gerekli araştırma ve incelemenin yapılmadığı, özellikle belirtme tutanakları, hava fotoğrafları ve ilgili diğer delillerin incelenmediği, ayrıca zilyetliğin süresi ve niteliği hususunda yeterli araştırma yapılmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararları bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/761 E., 2021/2376 K.

DAVA TARİHİ : 14.06.2016

HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/215 E., 2018/945 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ilçesi ... Köyü 102 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında yanlışlıkla Hazine adına kaydedildiğini, söz konusu kadastro tespitinin yasal dayanaktan uzak olduğunu, taşınmazın müvekkiline mirasbırakanlarından kaldığını, bu şekilde zilyetliğinin 60 yılı aşkın bir süredir devam ettiğini ileri sürerek Hazine adına olan tapunun iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 46 ncı, Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddelerinde belirlenen 20 yıl süreyle davasız ve aralıksız olarak malik sıfatıyla zilyetlik koşullarının davacı lehine oluştuğunun ispatlandığı, davalı ... Hazinesinin ise davaya konu parsellerin Hazinenin mülkiyetinde olduğu iddiasını ispatlar nitelikte belirtmelik tutanağı dışında bir delil sunamadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, Hakkari ili ... ilçesi ... köyü Bani mevkinde kayıtlı 102 ada 8 parsel sayılı taşınmazın Maliye Hazinesi adına bulunan tapu kaydının iptaline, davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının çekişmeli taşınmazla ilgili vergi kaydı ibraz etmesi eklemeli zilyetliğe dayanmakta ise önceki zilyetlerden kendisine olan geçişleri somut belgelerle ispatlaması gerektiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, aynı çalışma alanı içerisinde zilyetlikle iktisap edilen taşınmazların araştırılmadığını, sulu ve kuru toprak ayrımının 3083 sayılı Yasa hükümlerine göre belirlenmediğini, taşınmazın Hazinenin özel mülkiyetinde olup 1936 yılından bu yana hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu, 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü ve 46 ncı maddelerine göre belirlenen zilyetlik koşullarının davacı lehine gerçekleştiğinin ispatlanamadığını ileri sürerek hükmün kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İleri sürülen istinaf nedenlerine, kamu düzenine ilişkin hususlara, dosyadaki belgelere, taraflarca ileri sürülen ve kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmemesine göre davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 20 ve 46 ncı maddeleri,

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Köy çalışma alanında bulunan 102 ada 8 parsel sayılı 2.654,24 metrekare yüzölçümündeki tarla vasıflı taşınmaz, tapu kaydı uyarınca Hazine adına tespit edilmiştir.

2.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede Toprak Komisyonunca 4753 ve 5618 sayılı Kanunlar uyarınca yapılan çalışmalar sırasında taşınmaz, kadastro tespiti sırasında uygulanan 08.11.1963 tarih, 471 sıra numaralı tapu kaydı ile Hazine adına tescil edilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesince, davacılar lehine 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü ve 46/1 nci maddelerinde belirtilen koşulların oluştuğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf talebi esastan reddedilmişse de, yapılan araştırma ve uygulama hükme yeterli değildir.

4. Bilindiği üzere; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 46/1 inci maddesi, "4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar, bu Kanun hükümlerine göre doğan iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur" hükmünü içermektedir. Buna göre, 4753 sayılı Kanun uyarınca Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmazların zilyetlikle kazanılabilmesi için, öncesi itibariyle özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden bulunması ve tescil tarihi itibariyle zilyetleri yararına 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi uyarınca kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur.

5. Somut olayda; dava konusu 102 ada 8 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tespit tutanağında 59 nolu toprak tevzii parseline düştüğü belirtilmiş, bu parsele ilişkin belirtmelik tutanağının dosyada bulunmadığı görülmekle mahallinde yapılan keşifte mahalli bilirkişilere 47 parsel sayılı taşınmazın belirtme tutanağı okunmuş, dosyada belirtme tutanağı bulunmadığından vergi tahrir numaralarının doğru olup olmadığı denetlenememiş, Hazine adına oluşan tapu kaydının 1963 tarihli olmasına rağmen davacıların zilyetliklerini bilebilecek yaşta olmayan 1962 doğumlu mahalli bilirkişi beyanı hükme esas alınmış, dava konusu taşınmazın toprak tevzii krokisinde kuzey sınırında mera vasıflı kamu orta malı bulunmasına rağmen yöntemince mera araştırması yapılmamış, komşu mera parselinin kadim mera mı yoksa Toprak Tevzii Komisyonunca oluşturulan mera parseli mi olduğu yöntemince araştırılmamış, belirtmelik tutanağı bulunmadığından icarcı olarak gösterilen kişinin olup olmadığı, taşınmazın kaçak kişilerden intikal edip etmediği ve dava konusu taşınmazın belirtmelik tutanağının somut olaya uygun şekilde mahalli bilirkişilere sorulup sorulmadığı denetlenememiş, toprak tevzi çalışmaları sonucu oluşan tapu kaydına dayalı olarak tespit edildiği halde tespite esas tapu kayıtlarının tüm dayanak belgeleri, belirtmelik tutanakları, toprak tevzi komisyonunca düzenlenen haritası ve iktisap sebebini gösterir şekilde tüm tedavül belgeleri getirtilerek tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadığı ve Hazine tapusunun oluştuğu 1963 yılına kadar zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığı yöntemince araştırılmamış, bir arazinin niteliğini ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde zilyetlik araştırmasında hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır.Davacılar ve zilyetliğine dayandıkları mirasbırakanları adına senetsizden tespit edilen taşınmazların tespiti amacıyla yalnızca Yazı İşleri Müdürlüğü'nden araştırma yapılmış, bu suretle taşınmazın zilyetlikle iktisaba elverişli yerlerden olup olmadığı ve iktisaba elverişli yerlerden ise davacılar yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeksizin eksik araştırmayla karar verilmiştir.

6. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece, öncelikle çekişmeli taşınmazın tespitine esas alınan tapu kaydının oluşumuna dayanak belgeleri, belirtmelik tutanakları, toprak tevzii komisyonunca düzenlenen haritası, belirtmelik tutanağında uygulanan vergi kayıtları ile çekişmeli taşınmazın Hazine adına tapu kaydının oluştuğu tarihten 15-20-25 yıl öncesine ( bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya ikmal edilmelidir.

7. Daha sonra mahallinde elverdiğince yaşlı (taşınmazın tespitine esas alınan tapu kaydının oluşum tarihinden 20-25 yıl öncesini bilebilecek yaşta), tarafsız ve yöreyi iyi bilen davada yararı bulunmayan, taşınmazların bulunduğu köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek 3’er kişilik mahalli bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen (teknik) bilirkişi, 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.

8. Yapılacak keşifte mahalli bilirkişiler yardımı ile toprak tevzii tapu kaydı uygulanarak, hudutları zeminde tek tek göstertilmeli, gösterilen hudutlar fen bilirkişilere haritasında işaret ettirilmeli, dayanağı harita varsa haritasına göre, yoksa ya da haritasının uygulama kabiliyeti bulunmuyorsa hudutların gayri sabit olduğu dikkate alınarak miktarına göre tapu kaydının kapsamı belirlenmeli, kapsam belirlenirken söz konusu kaydın revizyon gördüğü parseller de nazara alınmalıdır. Aynı şekilde, belirtmelikte uygulanan vergi kayıtları da yöntemince uygulanarak kapsamları belirlenmeli, bu kayıtların Hazine adına oluşum nedeni üzerinde durulmalı, mahalli bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, mera vasfında olup olmadığı ya da mera niteliğindeki taşınmazdan kazanılıp kazanılmadığı, mera vasfında değil ise veya komşu mera parselinden kazanılmamış ise kime ait bulunduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından, hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldığı, Hazineden icar yolu ile kullanılıp kullanılmadığı, taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden kalıp kalmadığı, Hazine adına tapu kaydının oluştuğu tarihten geriye doğru davacı taraf ve bayilerinin maliki evvellerinin 20 yılı aşkın zilyetliklerinin bulunup bulunmadığı, komşu taşınmazların kadastro tutanakları ile birlikte varsa dayanaklarının dava konusu taşınmazı ne okuduğu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanları arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalıdır.

9. Fen (teknik) bilirkişinden keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, kadastro paftası ile toprak tevzii paftasının ölçekleri çakıştırılarak keşifte gösterilen sınırların krokide işaretletilmek sureti ile hazırlanmış ayrıntılı kroki ve rapor alınmalı; 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulundan dava konusu taşınmazın öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden mera parselinden nasıl ayrıldığı, aralarında doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığı, meradan açılan bir yer olup olmadığı, meranın devamı niteliğinde olup olmadığı, üzerinde sürdürülen ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığı ve ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü açıklayıp tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor istenmeli; yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişilere tevdi edilerek stereoskop aletiyle incelenmeleri neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, mera parseli ile arasında ayırıcı sınır bulunup bulunmadığını, öncesinin ne olduğunu, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor düzenlettirilmelidir.

10. Diğer taraftan; 3402 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi uyarınca adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların mirasbırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2 nci maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalıdır.

Yukarıda değinilen hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve uygulama ile hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Temyiz eden Hazine harçtan muaf olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.