"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine ilişkin karar verilmiştir.
Kararın Davalı Karşı davacı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun karşı davacının istinaf isteminin HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı ... İnşaat San. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 11/04/2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı (karşı davacı) ... İnşaat vekili Avukat ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı (karşı davalı) ... vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, ... karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, 209 ada, 27, 64, 72, 73 parsel sayılı taşınmazlar ile 1303 ada, 6 parselde kayıtlı taşınmazların 12/04/2007 tarihli ihale ile davalı şirkete devredildiğini, Danıştay 13. Dairesinin 26/04/2011 tarih ve 2007/5183 E. 2011/1862 K. sayılı kararı ile 12/04/2007 tarihli ihalenin iptaline karar verildiğini, devrin yolsuz hale geldiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı vekili; dava konusu taşınmazların ihale ile satın alındığını, satış bedelinin ödendiğini, davalı karşı davacının tüm edimlerini yerine getirdiğini, Danıştayın ilgili kararının tescil tarihinden sonra verildiğini, olayda ödemezlik definin söz konusu olduğunu, davacının idari yargıdaki davayı 18/05/2007 tarihinde öğrenmesine karşın devir işlemini yerine getirdiğini, herhangi bir ihtirazı kayıt ileri sürmediğini belirterek, davanın reddini ve karşı dava ile taşınmazların tapu kütüğünün beyanlar sütunundaki yolsuz belirtmenin terkinini istemiş, 12/03/2019 tarihli dilekçesi ile asıl davanın reddi ile dava konusu taşınmazların tapu kütüğünün beyanlar sütunundaki yolsuz belirtmenin terkinine, asıl davanın kabul edilmesi halinde karşı dava olarak dava konusu taşınmazların elden çıkma anındaki gerçek bedelleri tespit edilerek, davalı tarafından davacıya ödeme yapıldığı tarihten itibaren TCMB avans faizi oranında faizi ile birlikte ödenmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile sicil kaydının hukuki sebepten yoksun kalarak yolsuz tescil durumuna düştüğü gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, ihaleye konu taşınmazların tapu kaydına konulan şerhin kaldırılması istemine ilişkin olan karşı dava yönünden ise, davalı karşı davacı vekiline sunmuş olduğu ıslah dilekçesini harçlandırmak üzere süre verilmesine rağmen yasal süre içerisinde harçlandırma yapmadığı, ıslah yapılmamış gibi davaya devam edilmesi gerektiği, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali gerektiğinden anılan tapu kayıtlarında yolsuz bir şerh de bulunmadığı gerekçesi ile karşı davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi davalı karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mülkiyetin davalıya devredilmesi işleminin dayanağının ihalenin değil, davacı tarafından taşınmazların satışı için alınmış olan 25.05.2007 tarihli yönetim kurulu kararının oluşturduğunu, anılan yönetim kurulu kararının iptal edilmediğini, davacı ... tarafından 12.04.2007 tarihli ihalenin ardından verilen tekliflerin değerlendirildiğini, Komisyon kararı ve Yönetim Kurulu kararı ile taşınmazların davalı şirket adına 02.08.2007 tarihinde tescil edildiğini, bu kapsamda davacı ... ile davalı şirket arasında satış sözleşmesi imzalandığını, ancak ihalenin iptal edilmesi talepli davanın tescil işlemleri yapılmadan çok önce açıldığını, buna rağmen davacı tarafından dava konusu taşınmazların devredildiğini, devir sözleşmesinde de herhangi bir iptal maddesinin düzenlenmediğini, Danıştay tarafından verilen ihalenin iptali kararının, daha sonra yapılan ve özel hukuk hükümlerine tabi olan taşınmazların devri işlemlerini etkilemeyeceğini, bu yöne ilişkin olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2010/14-274 E. 2010/356 K sayılı kararının dikkate alınması gerektiğini, karşı davada sundukları ıslah dilekçesi doğrultusunda taşınmazların bedellerinin belirlenmesi talep edilmesine rağmen bu isteklerinin değerlendirilmediğini, ödemezlik definde bulunmalarına rağmen taşınmazların bedeli ödenmeden asıl davanın kabulüne karar verildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davalı karşı davacı vekilinin istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı karşı davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil; karşı dava ise, tapu kaydındaki şerhin terkini istemine ilişkin olup, çözümlenmesi gereken bir diğer husus ise karşı davada bedel talep edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun (TMK) 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022. maddesinin birinci fıkrasında ise “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.” hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.
2. Islah, iddia ve savunmayı genişletme ve değiştirme yasağının istisnası olup iddia ve savunmayı genişletme ve değiştirme sayılmayan hallerde yahut karşı tarafın buna rıza gösterdiği hallerde ıslaha başvurulmasına gerek yoktur. (.../.../..., Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, B.2, ..., 2014, s.346).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 176. maddesi gereğince taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir ve aynı davada taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir. Islah tamamen veya kısmen olabilir.
Davacının, davasını değiştirmek için tam ıslah yoluna başvurmak suretiyle talep sonucunu yahut dava sebebini değiştirmesi mümkündür. Talep sonucunun veya dava sebebinin kısmen genişletilmesi yahut değiştirilmesi tam ıslah olmayıp HMK’nın 181. madde kapsamında kısmen ıslahtır. (..., ..., İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, 2016)
Kanunun davanın tamamen ıslahını düzenleyen 180. maddesine göre, davasını tamamen ıslah ettiğini bildiren taraf, bu bildirimden itibaren bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorundadır. Aksi halde, ıslah hakkı kullanılmış sayılır ve ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Eldeki davada, Anayasa Mahkemesince ihaleye dayanak ilgili yasa maddesinin iptaline karar verilmiş olmasının tescili yolsuz hale getirmediği, tescili sağlayan ve kaydın illetini teşkil eden ihalenin Danıştay 13. Dairesince iptal edilmiş olmasının yolsuz tescile neden olduğu (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/1-1552 E, 2017/969 K. sayılı kararı); diğer taraftan, dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı, (HGK'nın 29.06.2011 tarihli 2011/1-364E. 2011/453K. sayılı kararı), zira başlangıçta dava edilmeyip ıslahla mevcut talebe ilave edilmek suretiyle istenen talebin ayrı müddeabih olmakla ayrı bir davanın konusunu teşkil edeceği, davalı vekilinin 12.03.2012 tarihli cevap dilekçesi ile maktu harç yatırmak suretiyle açtığı karşı davada dava konusu taşınmazların tapu kütüğünün beyanlar sütunundaki yolsuz belirtmenin terkinini istediği, 12/03/2019 tarihli dilekçesi ile terkin isteğini tekrar ederek, asıl davanın kabul edilmesi halinde karşı dava olarak dava konusu taşınmazların elden çıkma anındaki gerçek bedellerinin tahsilini de talep ettiği, davalı karşı davacının karşı davadaki talebine ilave bir talep getirdiği, bir başka ifade ile karşı dava bakımından yöntemine uygun yapılmış kamilen ıslahtan söz edilemeyeceği gibi, bunun mümkün olduğu kabul edilse dahi, verilen süre içerisinde bedel istemine yönelik talebin harçlandırılmadığı da dikkate alındığında asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, temyizen incelenen kararın, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu, davalı karşı davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı görülmüştür.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacı karşı davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370 ... maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı toplam 912.096,16 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı karşı davacıdan alınmasına,
11.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.