"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1545 E., 2021/1780 K.
ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN DAVADA
DAVA TARİHİ : 10.04.2013
HÜKÜM/KARAR : Asıl ve birleştirilen 2013/181 Esas sayılı dava ret, birleştirilen 2013/182 Esas sayılı dava kabul,/asıl ve birleştirilen 2013/181 Esas sayılı dava yönünden başvuru ret/birleştirilen 2013/182 Esas sayılı dava yönünden başvuru kabul-dava kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ:...Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2013/47 E., 2018/182 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen 2013/181 Esas sayılı davanın reddine, birleştirilen 2013/182 Esas sayılı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; asıl ve birleştirilen 2013/181 Esas sayılı dava yönünden başvurunun esastan reddine, birleştirilen 2013/182 Esas sayılı dava yönünden başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle hüküm düzeltilerek birleştirilen 2013/182 Esas sayılı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili, dava konusu ...li,...ilçesi, ... köyü 107 ada 51, 111 ada 76 ve 107 ada 80 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tespit ve tescil edildiğini, ancak bu taşınmazların başka şahıslar tarafından kullanıldığını ve Hazine tarafından bu işgalcilerden ecrimisil alındığını, davalının bu işgalcilerden olmadığını, taşınmazlar üzerinde zilyetliğe dayalı olarak hak iddia etmelerinin mümkün bulunmadığını,...Tapu Müdürlüğü zabıt defterinde 406, 324 ve 428 parseller olan, kadastro revizyonundan sonra sırasıyla 107 ada 59, 111 ada 76 ve 107 ada 80 parsel numarası alan bu taşınmazların malikinin Maliye Hazinesi olduğunu, Toprak Tevzi Komisyonu kararları ve tapulama tutanakları celp edilerek keşifte zemine uygulandığında bu durumun açıkça ortaya çıkacağını, dava konusu taşınmazların davalı adına tescilinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, savunma getirmemiş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 1972 tarihinde tesis edilen tapu kaydı öncesinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 46 ncı maddelerinde belirtildiği üzere 20 yıl süreyle nizasız ve fasılasız olarak malik sıfatıyla zilyetlik koşulunun davalı taraf lehine oluştuğunun ispatlandığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen 2013/181 Esas sayılı davanın reddine; 107 ada 80 parsel sayılı taşınmazın meraya terkini gerektiği gerekçesiyle birleştirilen 2013/182 Esas sayılı davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davacı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulüne karar verilen parsel yönünden bir itirazları bulunmadığını, davanın reddine karar verilen taşınmazlar yönünden kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 1972 yılında dava konusu taşınmazın Hazine adına tapusunun oluştuğunu, bu tarihten sonra davalı tarafça herhangi bir itirazda bulunulmadığını, dava açılmadığını, davalı tarafın zilyet olunduğunu ispatlayamadığını, zilyetliği ispat edici herhangi bir delil sunulmadığını, davalıların adresleri de dikkate alındığında dava konusu taşınmazların bulunduğu köyde ikamet etmediklerini, köyü terk ettiklerini, köyde ikamet etmeyen şahısların zilyetliğinden de bahsedilemeyeceğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca asıl ve birleştirilen 2013/181 Esas sayılı dava yönünden davacının istinaf başvurusunun esastan reddine; 107 ada 80 parselin mera olarak tesciline karar verilmiş ise de 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16/B maddesi gereğince mera olarak sınırlandırılıp özel sicile yazılması gerektiği gerekçesiyle birleştirilen 2013/182 Esas sayılı dava yönünden davacının istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden hüküm kurularak karar düzeltilmek suretiyle birleştirilen 2013/182 Esas sayılı davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip kararın hukuka aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın tarla niteliğinde olmasının, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olmamasının davanın reddine sebep olamayacağını, taşınmazı Hazine'nin belirli tarihlerde ecrimisil bedelleri alarak kullandırdığını, imar ve ihya açısından da koşulların oluşmadığını, yetersiz araştırma yapıldığını, mahalli bilirkişilerin soyut, yetersiz beyanlarına dayanılarak karar verildiğini bildirerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 46 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillere göre, kadastro sonucu, asıl davada dava konusu ...li,...ilçesi, ... köyü 107 ada 51 parsel sayılı 1.503,45 m2 yüzölçümlü, tarla vasıflı taşınmazın Hazine adına kayıtlı toprak tevzinin 406 nolu parseli, 22.12.1972 tarih ve 221 nolu tapu kaydı dayanak alınarak; birleştirilen 2013/181 Esas sayılı davada dava konusu 111 ada 76 parsel sayılı, 13.931,69 m2 yüzölçümlü, tarla vasıflı taşınmazın Hazine adına kayıtlı toprak tevzinin 324 nolu parseli, 22.12.1972 tarih ve 135 nolu tapu kaydı dayanak alınarak ve 325 nolu parsel ile tevhit edildiğinden bahsedilerek; birleştirilen 2013/182 Esas sayılı davada dava konusu 107 ada 80 parsel sayılı, 7.925,88 m2 yüzölçümlü, çayır vasıflı taşınmazın, Hazine adına kayıtlı, toprak tevzinin 428 ve 429 nolu parselleri, 22.12.1972 tarihli tapu kaydı dayanak alınarak; Hazine'nin taşınmazlar üzerinde herhangi bir tasarrufunun olmadığı, tapunun oluştuğu tarihe kadar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği (ve satış) ile iktisap şartlarının ... lehine oluştuğu edinme sebebi olarak açıklanmak suretiyle taşınmazların ... adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır.
2. Dava konusu taşınmazlar, 4753 sayılı Kanun uyarınca oluşturulan tapu kaydı esas alınarak, kaydın oluştuğu tarihe kadar iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle ... adına tespit edilmiş olup bu şekilde oluşan tapu kayıtlarının kapsamında kalan yerlerin, tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar zilyetleri yararına iktisap koşullarının gerçekleşmesi halinde zilyetleri adına tescile karar verileceği 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 46/1 inci maddesinde düzenlenmiştir. Bu durumda anılan Kanun maddesi uyarınca, tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar davalı taraf yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerekmektedir.
3. Somut olaya gelince; 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü ve 46 ncı maddelerinde belirtilen zilyetlikle iktisap koşullarının davalı taraf yararına oluştuğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen 2013/181 esas sayılı davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.
Şöyle ki, dava konusu taşınmazların bulunduğu yörede toprak tevzi çalışmalarının yapıldığı, hatta kadastro tespiti sırasında toprak tevzi çalışmalarına ilişkin kayıtların esas alındığı belirlendiği halde toprak tevzi çalışmalarına ait tüm kayıtlar getirtilerek (özellikle belirtmelik tutanakları) çekişmeli taşınmazların hangi sebeple kim adına tevzi edildiği belirlenmemiş, var ise toprak tevziye esas kayıtlar (vergi kaydı vb.) getirtilip uygulanmamış, ziraat bilirkişisinden ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış, toprak tevzi çalışmalarının yapıldığı tarihten önceki zilyetliğin belirlenmesi hususunda bir arazinin niteliğini ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır. Öte yandan, teknik bilirkişi raporunda tevzi haritası ile kadastro paftası bilgisayar programı aracılığıyla ölçekleri eşitlenerek yöntemince çakıştırılmaksızın sonuca gidilmiştir.
4. Hal böyle olunca; öncelikle temyize konu asıl ve birleştirilen 2013/181 Esas sayılı davada dava konusu taşınmazlara ve komşu taşınmazlara ait özellikle belirtmelik tutanakları, tablendikatif cetvelleri ve yörede yapılan toprak tevzi çalışmaları ile ilgili tüm evraklar (dağıtım cetvelleri, tahdit haritaları vb.) getirtilmeli, yörede toprak tevzi sonucunda oluşmuş mera kaydının olup olmadığı, belirtmelik tutanağında herhangi bir kayıt ya da belgenin esas alınıp alınmadığı belirlenmeli, tevziye esas alınan kayıtların bulunması halinde bu kayıtlar tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte getirtilmeli; dava konusu taşınmazlara ilişkin tevzi tapu kaydının oluştuğu tarihten 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılarak Harita Genel Müdürlüğünden temin edilmeli; mahallinde, elverdiğince yaşlı (taşınmazların tespitine esas tapu kayıtlarının oluşumundan öncesini bilebilecek yaşta), tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek aynı köy ve komşu köyler halkından ayrı ayrı üçer kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi kurulu, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı; yapılacak bu keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, taşınmazın kim tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, kamu orta malı niteliğinde mera, yaylak gibi özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olup olmadığı, meradan sökülerek elde edilip edilmediği hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, çekişmeli taşınmazın belirtmelik tutanağında uygulanan kayıtlar varsa temin edilip mahalli bilirkişiler aracılığı ile zemine uygulanarak kapsamı belirlenmeli; keşifte alınan beyanlar komşu parsellerin tutanak ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmeli; fen bilirkişinden bilgisayar programı aracılığıyla tevzi haritası ile kadastro paftası ölçekleri eşitlenerek yöntemince çakıştırılmak suretiyle keşfi takibe elverişli krokili rapor düzenlenmesi istenmeli; ziraat bilirkişisi kurulundan taşınmazı değişik yönlerden gösteren fotoğrafları da eklenmek suretiyle çekişmeli taşınmazın önceki ve mevcut niteliğini, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini, tarımsal niteliğini, sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, taşınmazın komşu parsellerden doğal yahut yapay ayırıcı sınırlarla ayrılıp ayrılmadığını, nasıl ayrıldığını, tasarruf sınırlarının belirgin olup olmadığını, mera, yaylak gibi özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olup olmadığını, meradan sökülerek elde edilip edilmediğini belirten ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişilerinden oluşan kuruldan taşınmazları kapsayan hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak dava konusu taşınmazların hava fotoğraflarında gösterilmesi istenilmeli ve taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını, şeklini ve süresini belirten rapor alınmalı; belirtilen şekilde yapılan uygulama sonunda davalı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 46/1 inci maddelerinde öngörülen edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Değinilen hususlar göz ardı edilmek suretiyle, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmektedir.
VI. KARAR:
Açıklanan sebeplerle;
Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.