"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/915 E., 2022/1274 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Ret Kısmen Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: ... Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/11 E., 2022/109 K.
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı ile kardeş olduklarını, davalının mirasbırakanları ...’den intikal eden Ordu ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan taşınmazlarını kadastro tespiti ile adına tescil ettirdiğini, taşınmazlarda kendisinin de miras payı bulunduğunu ileri sürerek mirasbırakanları ...’den gelen davalı adına kayıtlı taşınmazların tapu kayıtlarının miras payı oranında iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde bedelin tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 04.07.2019 tarihli dilekçe ile davacı vekili dava konusu taşınmazların 199 ada 6, 222 ada 19, 26, 29, 290 ada 2, 17 ve 207 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar olduğunu belirtmiş, 02.11.2019 tarihli dilekçe ile 207 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden davadan feragat ettiklerini bildirmiş, 24.06.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile 297 ada 2 parsel sayılı taşınmazı da dava konusu ettiklerini, dava dilekçelerinin netice-i talep kısmını ıslah ettiklerini belirterek 297 ada 2 parsel sayılı taşınmazın da davalı adına olan tapu kaydının iptali ile payı oranında davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; dava dilekçesinde ada ve parsel numarası belirtilmeksizin dava açıldığını, dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazların mirasbırakan tarafından bağışlandığını belirterek davanın reddini istemiş, 12.11.2019 tarihli ön inceleme duruşmasında davayı kabul ettiğini bildirmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; davacının 207 ada 2 parsele yönelik davasının pasif husumet yokluğundan reddine; 297 ada 2 parsel yönünden dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına; davalının kabul beyanı nedeniyle dava konusu 199 ada 6, 222 ada 19, 222 ada 26, 222 ada 29 290 ada 2, 290 ada 17 parsellere yönelik davanın davacının 1/6 miras payı oranında kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 297 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden verilen kararın doğru olmadığını, davacının tam ıslah ile yeni bir dilekçe vererek davasını baştan itibaren değiştirdiğini, hükümde de ıslahla ileri sürülen istemin karşılanmasının gerektiğini, İlk Derece Mahkemesince 24.06.2020 tarihli ıslah dilekçenin kısmi ıslah olarak değerlendirildiğini, Yargıtay'ın birçok kararında davanın tamamen ıslahı ile dava dilekçesinde yer almayan hususların ıslah dilekçesiyle mevcut davada talep edilebileceğinin belirtildiğini, ek dava ile talep edilebilecek hususlarda da ıslahla talep imkanı olduğunu, yargılama aşamasında ıslah dilekçelerinin önce kabul edilip keşif ara kararı verildiğini, daha sonra hava muhalefeti olmamasına rağmen keşfin ertelendiğini, sonradan bu karardan rücu edilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın 297 ada 2 parsel yönünden de kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; hakkında dava bulunmayan taşınmaz veya taşınmaz bölümlerinin yargılama sırasında dava kapsamına alınmasının mümkün olmadığı, dava dilekçesinde dava konusu edilmeyen taşınmazın, hukuken dava konusu edilen taşınmaza nazaran başka bir müddeabih olduğu ve ancak ayrı bir davanın konusunu teşkil edebileceğinden hakkında usulen açılmış bir tescil davası bulunmayan 297 ada 2 parsel yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup temyiz incelemesinde öncelikle çözümlenmesi gereken husus ise davacının 24.06.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile 297 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden tapu iptal ve tescil talebinde bulunup bulunamayacağı noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 15 inci maddeleri ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 176 ıncı ve devam maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı vekilinin 04.07.2019 tarihli dilekçe ile dava konusu taşınmazların 199 ada 6, 222 ada 19, 26, 29, 290 ada 2, 17 ve 207 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar olduğunu açıkladığı, 24.06.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile 297 ada 2 parsel sayılı taşınmazı sehven davaya dahil etmeyi unuttuklarını bildirmiş ve dava dilekçelerinin netice-i talep kısmını ıslah ettiklerini belirterek 297 ada 2 parsel sayılı taşınmazın da davalı adına olan tapu kaydının iptali ile payı oranında davacı adına tesciline karar verilmesini istediği, İlk Derece Mahkemesince 297 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince 297 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
2. Bilindiği üzere; ıslah, iddia ve savunmayı genişletme ve değiştirme yasağının istisnası olup iddia ve savunmayı genişletme ve değiştirme sayılmayan hallerde yahut karşı tarafın buna rıza gösterdiği hallerde ıslaha başvurulmasına gerek yoktur. (PEKCANITEZ/ATALAY/ÖZEKES, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, B.2, Ankara, 2014, s.346).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 176 ncı maddesi gereğince taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir ve aynı davada taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir. Islah tamamen veya kısmen olabilir.
Davacının, davasını değiştirmek için tam ıslah yoluna başvurmak suretiyle talep sonucunu yahut dava sebebini değiştirmesi mümkündür. Talep sonucunun veya dava sebebinin kısmen genişletilmesi yahut değiştirilmesi tam ıslah olmayıp HMK’nın 181 inci maddesi kapsamında kısmen ıslahtır. (KURU, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, 2016)
3. Somut olaya gelince, temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup özellikle dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı, (HGK'nın 29.06.2011 tarihli 2011/1-364 E. 2011/453 K. sayılı kararı), zira başlangıçta dava edilmeyip ıslahla mevcut talebe ilave edilmek suretiyle istenen talebin ayrı müddeabih olmakla ayrı bir davanın konusunu teşkil edeceği, 297 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetildiğinde, davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.