"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1045 E., 2022/1335 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/ Esastan Ret-Kabul- Karar Kaldırılarak Dava Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Of Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/415 E., 2022/199 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine ilişkin sebeple kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle davacı ... yönünden davanın usulden reddine, davacı ... yönünden davanın esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; davacılar ... ve ...'ın mirasbırakanları ...'nin 175 ada 13, 169 ve 171 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını oğlu olan davalı ...'a satış suretiyle temlik ettiğini, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı yapıldığını, bu hususun dava dışı mirasçılar ...ve ... tarafından açılıp kabulle sonuçlanıp kesinleşen mahkeme kararı ile de sabit olduğunu ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile haciz ve ipoteklerden arındırılarak davacılar adına miras payları oranında tesciline karar verilmesini istemiş; aşamada dava konusu taşınmazların dava dışı 3. kişiye temliki sonucu tapu iptali ve tescil isteklerini yeni malik ... Otomotiv Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.'ye yöneltmişlerdir. Davacı vasisi ... ..., 09.03.2020 tarihinde mahkemeye ibraz ettiği dilekçe ile davadan feragat ettiklerini bildirmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ...; borcu olması nedeniyle payına ipotek tesis edildiğini, arsada inşaat yapımı için müteahhitle anlaştıklarını, ipotek alacağının Of İcra Müdürlüğünün 2017/9120 Esas sayılı icra takip dosyasında müteahhide temlik edildiğini, müteahhidin borçlarının bir kısmını ödeyip iyiniyetli olarak inşaat anlaşması yaptığını, icra dosyasında satışın yapılmamasının hem kendisini hem de müteahhidi mağdur ettiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
2.Feri müdahil ...; davalı ...'ın dava dışı ... ...'a olan borcuna karşılık dava konusu taşınmazlardaki paylarına ipotek tesis edildiğini, ... tarafından davalı aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başlandığını, ortak iş yapmakta iken ortaklığa son verdikleri ...'in kendisine olan borçları nedeniyle icra takip dosyasındaki davalı ...'tan olan alacağını kendisine temlik ettiğini, böylelikle icra takip dosyasında alacaklı durumuna geçtiğini, buna rağmen davanın kendisine ihbar edilmediğini, taraflar arasındaki miras meselesinin kendisini ilgilendirmediğini, taşınmazı cebri ihaleden satın aldığını, daha sonra diğer davalı Şirket'e devrettiğini, iyiniyetli olduğunu, ipotek taşınmazdan soyutlanarak karar verilemeyeceğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
3.Davalı ... Otomotiv Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili, davalı Şirket'in taşınmazlardaki payları bedelini ödeyerek iyiniyetli şekilde satın aldığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının, davalı Şirket'in dava konusu taşınmazları kötüniyetle iktisap ettiğini ispatlama yükümlülüğünde olup bu hususta dosyada herhangi bir delil bulunmadığı, davacı taraf tanık deliline dayanmış ise de tanık listesinin sunulmadığı gibi açıkça yemin deliline de dayanılmadığı gerekçesiyle yeni malik olan davalı Şirket'e yöneltilen davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 1023 üncü maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili; muris muvazaasının kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit olduğunu, davalı payı üzerindeki sınırlandırmaların baki kalmak kaydıyla taşınmazın haciz ve ipoteklerden arındırılarak davacılar adına tesciline karar verilmesi gerektiğini, satış bedelinin oldukça düşük gösterildiğini, dava konusu taşınmazların bulundukları konum ve imar durumu baz alındığında saptanan değerin gerçeği yansıtmadığını, raporda teknik hataların olduğunu, kaldı ki davalının bu değeri ödeyecek gücünün de olmadığını, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının da muvazaanın varlığını ispatladığını, iddialarını destekler nitelikte Yargıtay kararlarının bulunduğunu, hukuki mazeretleri sebebiyle katılmadıkları duruşmada dinlenen tanıklara soru sorma haklarının ellerinden alındığını, üçüncü kişilere yapılan temlikin kötü niyetli olduğunu, çekişmeli haklar şerhinin (uygulamada davalıdır şerhi) taşınmaz devredilse dahi şahsi talep hakkının üçüncü kişiye karşı ileri sürülmesine imkan sağladığını, dava konusu taşınmaz üzerinde söz konusu şerh bulunmasına rağmen muvazaalı bir ilişki ile davalı ...'ı borçlu göstermek suretiyle cebri icra ile alımı koruyacak hiçbir maddenin kanunda yer almadığını; davalı ..., tanık sıfatıyla dinlenen ..., davalı Şirket ve feri müdahil ... arasında danışıklı dövüş yaptıklarını, adı geçenlerin ağız birliği yapmasının da bu durumu gözler önüne serdiğini belirterek istinaf başvurularının kabulüyle İlk Derece Mahkemesince verilen hükmün kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ...'nin nüfus kayıtlarının incelenmesinde dava tarihinden önce 03.01.2018 tarihinde öldüğü, ...'nin ölümünden yaklaşık dokuz ay sonra onun adına eldeki davanın açıldığı, bu hususun giderilmesi mümkün olmayan dava şartı olması nedeniyle ... adına açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken davaya devam eden mirasçılarına davacı sıfatı verilerek yazılı gerekçe ile hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu; Mahkemece, vasi ... ...'ın Of Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/305 Esas sayılı dosyasında verilen 16.03.2020 tarihli karar ile vasiliğinin kaldırılarak davacı ...'ye dava dışı...'nin vasi olarak atanmasına karar verilmiş ise de, vasi ... tarafından feragat dilekçesinin sunulduğu 09.03.2020 tarihi itibariyle vasilik görevinin devam ettiği ancak TMK'nın 462 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereğince davadan feragat konusunda vasinin izin kararı bulunmadığı anlaşılmakla Mahkemece davanın esasının incelenmesinin yerinde olduğu, davacı ... tarafından açılan dava yönünden Of Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/305 Esas, 2013/485 Karar sayılı dosyasında verilen 05.10.2020 tarihli karar ile husumete izin verildiği, böylelikle dava şartının yargılama sırasında tamamlandığı; davacı ...'ın davası yönünden, her ne kadar Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/526 Esas sayılı dosyasında görülen davada mirasbırakan tarafından taşınmazların davalı ...'a temlikinin muvazaalı olduğu hüküm altına alınmış ise de, yeni malik davalı Şirket'e karşı tapu iptali ve tescil istemiyle devam edilen eldeki davada, taşınmazı davalı ...'tan sonra iktisap eden davalı Şirket yönünden, aksi davacı tarafça kanıtlanamadığından TMK'nın 1023 üncü maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun belirtilen kamu düzenine ilişkin sebeple kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle davacı ... yönünden davanın usulden reddine, davacı ... yönünden davanın esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili, istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706 ncı, 1023 üncü ve 1024 üncü, Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...'nin 175 ada 13, 169 ve 171 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını 20.05.2005 tarihinde davalı ...'a satış suretiyle temlik ettiği, taşınmazın 11.11.2020 tarihinde cebri ihale ile feri müdahil ... adına tescil edildiği, ... tarafından 15.12.2020 tarihinde ... Otomotiv Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.'ye satış yoluyla devredildiği, HMK'nın 125 inci maddesi gereğince davacının tapu iptali ve tescil istekli davasını yeni malik Şirket'e yönelttiği; 1935 doğumlu mirasbırakan ...'in 16.06.2010 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak 03.01.2018 tarihinde ölen eşi ... ile çocukları davacı ..., davalı ..., dava dışı ..., ...ve ...'nin kaldıkları; daha önce mirasçılardan ...ve ... tarafından dava konusu taşınmazlara ilişkin olarak davalı ... aleyhine açılan muris muvazaası hukuki sebebine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil davasında, Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.12.2015 tarihli ve 2014/526 Esas, 2015/621 Karar sayılı kararı ile muvazaa iddiası sabit görülerek davanın kabulüne karar verildiği, kararın taraflarca temyiz edilmemesi üzerine 09.02.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; davanın 09.10.2018 tarihinde açıldığı, vekil aracılığıyla adına dava açılan davacılardan ...'nin dava tarihinden önce 03.01.2018 tarihinde öldüğü anlaşılmakla Bölge Adliye Mahkemesince ... adına açılıp aşamada mirasçıları tarafından takip edilen davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi doğrudur. Davacılar vekilinin davacı ... yönünden temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacılar vekilinin davacı ... yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.12.2015 tarihli ve 2014/526 Esas, 2015/621 Karar sayılı kararının eldeki davada güçlü delil teşkil ettiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesince, mirasbırakan tarafından davalı ...'a yapılan pay temliklerinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun kabulü doğrudur. Ancak son kayıt maliki davalı Şirket'in ediniminin iyiniyetli olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi aşağıda açıklanacağı üzere dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Türk Medeni Kanunu'nun “İyiniyetli üçüncü kişilere karşı” başlıklı 1023 üncü maddesi; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.” şeklinde düzenlenmiştir. Anılan bu maddeye göre, tapu sicilinde ismi geçen kişinin gerçek hak sahibi olduğuna inanan veya kendisinden beklenen tüm özeni göstermesine rağmen gerçek malik olmadığını, tapu sicilinde yolsuzluk bulunduğunu bilmesi imkânsız olan kişinin iktisabı korunur.
Öte yandan, aynı Kanun'un “İyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı” başlıklı 1024 üncü maddesi ise; “Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz. Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur. Böyle bir tescil yüzünden aynî hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” hükmünü içermektedir. Bu madde ile de iyi niyetli olmayan kimsenin iktisabının korunmayacağına vurgu yapılmıştır. TMK’nın 1023 üncü maddesi, iyiniyetle mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımını korurken aynı ilke, tamamlayıcı madde niteliğinde bulunan 1024 üncü madde ile iyiniyetli olmayan üçüncü şahısların kazanımını hükümsüz saymıştır.
Dosya kapsamından, dava dışı alacaklı ... ...'ın alacağını teminat amacıyla borçlu olan davalı ...'ın dava konusu taşınmazlardaki paylarına 09.02.2015 tarihinde ipotek tesis ettirdiği, 03.12.2015 tarihinde Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/526 Esas sayılı dava dosyası ile İcra İflas Kanunu'nun 28 inci maddesi gereğince taşınmazların tapu kayıtlarına kesinleşmemiş mahkeme kararı şerhi konulduğu, 16.11.2017 tarihinde dava dışı ... tarafından davalı ... aleyhine 800.000,00 TL alacak üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, 22.01.2018 tarihinde dava dışı mirasçılar ...ve ... tarafından dava konusu taşınmazlara ilişkin olarak açılan ipoteğin fekki davası nedeniyle taşınmazların tapu kayıtlarına ihtiyati tedbir şerhi konulup bu şerhin 24.12.2019 tarihinde terkin edildiği, 15.11.2018 tarihinde ise eldeki dava bakımından taşınmazların tapu kayıtlarına "davalıdır" şerhi konulduğu, 11.03.2019 tarihinde dava dışı ...'in icra takip dosyasındaki alacağını feri müdahil ...'na temlik ettiği, feri müdahil ...'nün alacağı temlik aldıktan sonra dava dışı kişilerden pay satın alarak taşınmazlarda paydaş hale geldiği, daha sonra 29.09.2020 tarihinde yapılan cebri ihale ile davalı ...'ın taşınmazlardaki paylarını alacağına mahsuben 597.000,00 TL'ye satın aldığı ve 15.12.2020 tarihinde taşınmazlardaki paylarının tamamını davalı Şirket'e satış yoluyla devrettiği, davalı Şirket tanıklarının beyanlarından müteahhitlik de yapmakta olan dava dışı ... ile feri müdahil ...'nün, dava dışı petrol şirketinde ortak oldukları, ayrıca feri müdahil ...'nün dava dışı oğlu ...'nin davalı Şirket'in ortağı olduğu anlaşılmaktadır.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; mirasbırakan Adil tarafından oğlu davalı ...'a yapılan dava konusu taşınmazlardaki pay temliklerinin muvazaalı olduğu, ara malik olan feri müdahil ... ile son kayıt maliki olan davalı Şirket'in temlikin muvazaalı olduğunu bilen veya bilebilecek konumda bulundukları, bu durumda davalı Şirket'in ediniminin iyiniyetli olmayıp TMK'nın 1023 üncü maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı sonucuna varılmaktadır.
Hal böyle olunca, davacı ...'ın tapu iptali ve tescil istekli davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin davacı ... yönünden temyiz itirazlarının reddine, davacı ... yönünden yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.