Logo

1. Hukuk Dairesi2022/99 E. 2022/3345 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapusuz taşınmazın tescili davasında, davacının 20 yıllık zilyetlik şartını sağlayıp sağlamadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemece, tapusuz taşınmazın tescili için gerekli yasal ilanların yaptırılmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğu ve bu hususun ilk bozma kararında eksik değerlendirildiği gözetilerek Hukuk Genel Kurulu kararıyla bozma kararı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPUSUZ TAŞINMAZIN TESCİLİ

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 24/12/2015 tarih ve 2009/202 Esas, 2015/441 Karar sayılı davanın reddine ilişkin kararın bozulmasına dair Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01/06/2021 tarihli ve 2018/4367 Esas, 2021/4577 Karar sayılı kararının düzeltilmesi süresi içerisinde dahili davalı ... vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, hudutlarını dava dilekçesinde belirttiği 30 dönüm miktarındaki taşınmazı ihya etmek suretiyle tarla haline getirdiğini, 20-25 yıldır taşınmazı ekip biçtiğini, zilyetliğin bu sürede nizasız fasılasız devam ettiğini belirterek, taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

2.1. Davalı Hazine vekili, davanın reddine, dava konusu taşınmazın ... adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

2.2. Dahili davalı ... vekili, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddi ile taşınmazın Belediye adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2.3. Dahili davalı ... vekili, davanın husumet ve esas yönünden reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/12/2015 tarih, 2009/202 Esas, 2015/441 Karar sayılı kararıyla; taşınmazın 1966 yılında kadastro çalışmaları sırasında tapulama harici çalılık olarak bırakıldığı, keşif sırasında dinlenen tanıkların davacının taşınmazı 30 yıldır kullandığını beyan ettiği, ancak 1980 yılında taşınmazın imar ihya edilmediği ve doğal görümünde olduğunun tespit edildiği, 1991 yılındaki hava fotoğraflarında ise taşınmazın tarla olarak kullanıldığı, 1991 yılından özellikle 1985-1990 yılları arasında hava fotoğraflarının bulunmadığı, 1991 yılından öncesi dönemde imar ihya edildiğinin davacı tarafından kanıtlanamadığı, 1991 yılında imar ihya edildiği kanıtlanan taşınmazda dava tarihi 2008 yılına kadar zilyetliğin 17 yıl olduğu, bu nedenle 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolmadığı, başkaca kayıt ve belgelerle 20 yıl taşınmaza zilyet olduğunun davacı tarafından kanıtlanamadığı, tanıkların beyanının delil olarak hüküm vermek için tek başına yeterli olmadığı ve çekişme sonlandırılmadan taşınmazın Hazine adına tescilinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar:

Mahkemenin kararına karşı süresi içerisinde davacı ... tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bozma İlamı

Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01/06/2021 Tarih, 2018/4367 Esas, 2021/4577 Karar sayılı kararıyla; “...başkaca araştırma yapmaksızın, 1991 yılından öncesine ilişkin hava fotoğrafı bulunmamasının davacı aleyhine değerlendirilmesinin usul ve yasaya uygun düşmediği, taşınmaza komşu parsel tutanakları ve dayanaklarının tamamı getirtilmediği gibi, ziraatçi bilirkişi raporunda da, taşınmazın dava tarihinden 20-25 yıl önceki niteliğine ve kullanım durumuna ilişkin bir açıklama yapılmadığı, mevcut durumunun değerlendirilmesiyle yetinildiği, taşınmazın mera olarak sınırlandırılan alanlardan olup olmadığı konusunda, Bala İlçe Tarım Müdürlüğünün ve Ankara İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün çelişkili cevabi yazıları bulunmasına karşın, taşınmazın bulunduğu yerde 4342 sayılı Mera Kanunu'na göre mera tahsis çalışması yapılıp yapılmadığı, taşınmazın tahsisli mera kapsamında kalıp kalmadığı yönünde araştırma yapılmadan karar verildiği vurgulanarak doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, Bala İlçe Tarım Müdürlüğü ve Ankara İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğüne ayrı ayrı müzekkere yazılarak taşınmazın bulunduğu yerde 4342 sayılı Mera Kanunu'na göre mera tahsis çalışmaları yapılıp yapılmadığının kesin olarak belirlenmesi, varsa mera tahsis çalışmalarına ilişkin mera tahsis kayıtları, belgeleri ve mera tahsis haritasının getirtilmesi, komşu parsellerin kadastro tespit tutanakları ve dayanağı kayıtların dosya arasına alınması ve bundan sonra çekişmeli taşınmaz ve çevresini bilen ve elverdiğince yaşlı kişiler arasından seçilecek yerel bilirkişi kurulu ve tarafların bildirdikleri tanıklar ile fen ve 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulunun katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılması ve keşifte varsa mera tahsis kayıtları ve haritaları teknik bilirkişi aracılığı ile zemine uygulanıp çekişmeli taşınmazın bu kayıtlar kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi, mera tahsis kayıtları yoksa ya da taşınmaz bu kayıtlar dışında kalıyorsa yerel bilirkişi ve tanıklardan; çekişmeli taşınmazların öncesinde ne olduğu, kim tarafından hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, ilk olarak kim tarafından ve ne şekilde kullanılmaya başlandığı, öncesinin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden (taşlık) olması halinde kim veya kimler tarafından imar ve ihya edildiği, imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı, kullanımın kim veya kimler tarafından ve ne şekilde sürdürüldüğü, zilyetliğin kimden kime ve nasıl geçtiği gibi hususların tek tek ve olaylara dayalı olarak sorulup saptanmaya çalışılması, beyanlar arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılması; yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin komşu parsellere ait tutanak ve dayanağı kayıtlarla denetlenmesi; ziraatçı bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın toprak yapısını, bitki örtüsünü ve niteliğini, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmazın imar-ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, önceki raporları irdeler, çelişkileri giderir, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması; HMK'nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla çekişmeli taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulması; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve bilirkişi beyanlarını denetlemeye elverişli, komşu parselleri de gösterir şekilde krokili rapor alınması ve bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek imar planının onaylandığı tarihe kadar davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi” gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.

V. KARAR DÜZELTME

1. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar:

Yargıtay bozma ilamına karşı süresi içerisinde dahili davalı ... vekili tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuştur.

2. Karar Düzeltme Nedenleri:

Dahili davalı ... vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle, bozma gerekçesinde yasal isabet bulunmadığını, ret kararının isabetli olduğunu, bozma kararının düzeltilerek mahkeme kararının onanmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun olağanüstü zamanaşımı başlıklı 713. maddesinde “Davanın konusu, mahkemece gazeteyle bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilân olunur. Son ilândan başlayarak üç ay içinde yukarıdaki koşulların gerçekleşmediğini ileri sürerek itiraz eden bulunmaz ya da itiraz yerinde görülmez ve davacının iddiası ispatlanmış olursa, hâkim tescile karar verir. Mülkiyet, birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olur” düzenlemesi yer almaktadır.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. 1965 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında, çekişme konusu taşınmaz bölümünün ziraate gayri salih arazi vasfında olması nedeniyle tescil harici bırakıldığı anlaşılmıştır.

3.3.2. Dosya içeriğine, mahkeme kararında belirtilip, Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin sair karar düzeltme itirazları yerinde değildir.

Ne var ki; tescil davalarında TMK'nın 713/4. ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ilanlar ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması ve yasal 3 aylık itiraz süresinin dolmasının beklenilmesi gerektiği halde, usulüne uygun şekilde yasal ilanlar yaptırılmaksızın hüküm verilmesi cihetine gidildiği, 01.06.2021 tarihli bozma gerekçelerinde maddi hata ile bu hususun eksik bırakıldığı anlaşıldığından bozma kararına eklenmesi gerekmektedir.

VI. SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle, dahili davalı ... vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01/06/2021 tarih, 2018/4367 Esas, 2021/4577 Karar sayılı bozma kararına (V/3.3.2) no.lu paragrafta belirtilen husus eklenmek suretiyle hükmün BOZULMASINA, sair karar düzeltme itirazlarının reddine, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde yatırana iadesine, 20/04/2022 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.