"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/862 E., 2022/845 K.
Avukat ...
Avukat ..., Avukat ...,
Avukat ..., ...
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Geyve Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/237 E., 2021/82 K.
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının ... mahallesi çalışma alanında bulunan 103 ada 5 parsel sayılı 3.585,29 m² yüz ölçümlü tarla niteliğindeki taşınmazın maliki olduğunu, 2008 yılında kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu 103 ada 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazların sınırının hatalı olarak maliki olduğu 103 ada 5 parsel sayılı taşınmazı kapsadığını ileri sürerek itirazen yeniden ölçüm yapılmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili, davanın açıldığı tarih itibariyle hak düşürücü sürenin geçtiğini, davalının 103 ada 6 parsel sayılı taşınmazı 08.05.2013 tarihinde mevcut hali üzerinden satın aldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; mahalli bilirkişi ve tanıkların dava konusu taşınmazın sınırlarını bilmedikleri, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; haksız ve hatalı bir karar verildiğini, gerekçeli kararda davaya esas teşkil eden bir çok hususun göz ardı edildiğini, davacı tanığı ...’ın taşınmazlar arasındaki toprağın altında bulunan taş sınıra ilişkin beyanlarının değerlendirilmediğini, davalı tanığı ...’ın ise sınır olarak belirttiği kulübenin yıkılmış bir halde olduğunu, tanığın ifade ettiğinin aksine anılan kulübenin her iki taşınmaz arasında sınır teşkil etmesine imkan bulunmadığını ve 103 ada 7 parsel sayılı taşınmaza yönelik taleplerinin dikkate alınmadığını belirtip İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazların kadastro tespitinden sonra davalı tarafça tapu kaydına güvenilerek satın alındığı, davalı tarafın iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olduğu ve aksinin davacı tarafça kanıtlanamadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların tamamı için talepte bulunulmadığını, sınırın düzeltilmesinin talep edildiğini, bu durumda TMK’nın 1023 üncü maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığını, davacı tanığı ...'ın ifadesinin kabul edilmediğini ancak gerekçenin açıklanmadığını, diğer davacı tanığı ...’ın ise keşif esnasında dinlenmesinden vazgeçildiğinin belirtildiğini ancak karşı tarafın açık izninin alınmadığını, krokiden dahi davacının taşınmazına müdahale edildiğinin anlaşıldığını, resen tespit edilen mahalli bilirkişilerin etki altına alındığını, taşınmazların sınırları hakkında bilgi sahibi olan mahalli bilirkişilerin belirlenmesi gerektiğini, davalıların üzerinde herhangi bir tarımsal faaliyette bulunmadıkları taşınmazların sınırlarını da bilemeyeceklerini, keşif heyetine gösterilen ve tanıkların ifadesinde de geçen doğal sınır yönünden inceleme ve araştırma yapılmadığını, hava fotoğrafları temin edilmeden karar verildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1023 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ... ada 5 parsel sayılı 3585,29 m2 yüz ölçümündeki taşınmazın senetsizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile dava dışı ... oğlu ... adına tespit edildiği; tespitin 18.11.2008 tarihinde kesinleştiği, tespit tarihinden sonra 02.02.2018 tarihinde mirasçılar arasında yapılan pay temliki ve satış sonucunda taşınmazın davacı ... oğlu ... adına tescil edildiği, aynı yerde bulunan 103 ada 6 parsel sayılı 3343,84 m2 yüz ölçümündeki taşınmazın senetsizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile dava dışı ... adına tespit edildiği, tespitin 18.11.2008 tarihinde kesinleştiği, tespit tarihinden sonra 08.05.2013 tarihinde yapılan satış işlemi ile taşınmazın davalı ... adına tescil edildiği; 103 ada 7 parsel sayılı 5557,12 m2 yüz ölçümündeki taşınmazın senetsizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile dava dışı ... adına tespit edildiği; tespitin 18.11.2008 tarihinde kesinleştiği, tespit tarihinden sonra ...’ün taşınmazı dava dışı ...’a, ...’nın 23.03.2012 tarihinde dava dışı ...’e, ...’ün 24.07.2012 tarihinde davalı ...’a temlik ettiği anlaşılmaktadır.
2. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK’nın 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup; davacının, tanık olarak bildirdiği ...’ın dinlenmemesine ilişkin temyiz itirazının istinaf aşamasında ileri sürülmediği, istinaf edilmeyen bir hususun temyiz edilemeyeceği, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre de iddianın kanıtlanamadığı gözetildiğinde davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...