Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1025 E. 2024/1334 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz satışının muris muvazaası olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın satışının mal kaçırma amaçlı olduğuna dair yeterli delil bulunmadığı, mirasbırakanın başka taşınmazlarının da bulunduğu ve diğer deliller birlikte değerlendirildiğinde davalıya yapılan satışın muvazaalı olmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/242 E., 2022/2274 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ereğli(Konya) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/5 E., 2020/237 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; mirasbırakan babaları ...’un 1910 ada 1 parsel sayılı taşınmazını mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak davalı oğlu ...’a satış suretiyle temlik ettiğini, davalının da dava dışı müteahhit ile Ereğli 2. Noterliğinin 27.08.2015 tarihli ve 3064 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını, anılan sözleşmeye istinaden 1910 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 1, 13, 14, 15, 16, 18, 29, 30, 31, 32 ve 34 numaralı bağımsız bölümlerin davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı; temlikin bedeli ödenerek yapılan gerçek satış olduğunu, mirasbırakanın taşınmazı o tarihteki imar durumu ve ayrıca ihtiyacı sebebiyle kendisine sattığını, mirasbırakanın mal kaçırma amacı bulunmadığını, mirasbırakanın dava konusu taşınmaz dışında bir çok taşınmazının bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ereğli (Konya) 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.12.2020 tarihli ve 2018/5 Esas, 2020/237 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın devir tarihinde mirasbırakanın adına kayıtlı başka taşınmazlarının da bulunduğu ve mirasbırakanın esnaf olduğu, maaş veya emekli aylığının bulunmadığı, tanık beyanlarına göre mirasbırakanın eşinin taşınmazın devir tarihinden önce ameliyat olduğu, aynı dönemde tarafların kardeşleri ... ve ...'un üniversite öğrencisi oldukları, davalının devir tarihinden önce ve sonra murise sık sık para gönderdiği, davalı vekilinin delil dilekçesinin ekinde sunduğu dekontlar ile bu hususun ispatlandığı, ayrıca mirasbırakanın hacca gitmek istediği, yaptığı işin gelirinin yüksek olmadığı, adına kayıtlı diğer taşınmazlardan kira geliri dışında gelir elde etmediği, devir tarihinde maddi durumunun iyi olmadığı, davalının devir tarihinde Almanya'da işçi olarak çalıştığı, bu sebeple maddi gelirinin bulunduğu, temlikin gerçek satış olduğu, davacı tarafça iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mirasbırakan tarafından davalıya yapılan temlikin muvazaalı olduğunu, resmi senette gösterilen satış bedeli ile taşınmazın gerçek değeri arasında fahiş fark bulunduğunu, mirasbırakanın da Almanya‘da çalıştığını, 1980‘li yılların başında Türkiye’ye dönerek ölümüne kadar esnaflık yaptığını, bağ, bahçe ve tarlalarında işçi çalıştırdığını, bir çok kira ve ek gelirlerinin bulunduğunu, gelir düzeyi yüksek varlıklı birisi olduğunu, ayrıca mirasbırakanın eşinin de Ankara’da taşınmazları bulunup kira gelirleri olduğunu, temlik edilen taşınmazın mirasbırakanın en kıymetli taşınmazı olduğunu, davalı tarafından mirasbırakana gönderilen cüz-i bedellerin satış bedeli olarak kabul edilemeyeceğini, mirasbırakanın davalıya evlendiği zaman daire bağışladığını, davalı tarafından gönderilen bedellerin de bu dairenin tadilat işlemlerinin yapılması için gönderilen bedeller olduğunu, davalı tarafça mirasbırakana 1999 ile 2005 yılları arasında toplam 8.500 Mark ile 4506 Euro gönderildiğini, dekontlarda da satış bedeli olduğu yönünde bir ibare bulunmadığını, taşınmazın devir tarihinde davalının maddi durumunun iyi olmadığını, işçi olarak Almanya’ya yeni gittiğini, taşınmaz devrinden diğer çocukların haberdar edilmediğini, temlikin muvazaalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 01.12.2022 tarihli ve 2021/242 Esas, 2022/2274 Karar sayılı kararıyla; taşınmazın kaçırma amacıyla temlik edildiği yönünde herhangi bir olay veya olgunun varlığının ortaya konulamadığı, mirasbırakanın başka taşınmazları da bulunduğu, taşınmazın temlik tarihindeki niteliği, mirasbırakanın sağlığında ve ölümünden sonra mirasçılar arasında gerçekleştirilen tasarruflar ile iddia, savunma, getirtilen kayıtlar, tanık beyanları ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde, 1910 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 25.07.2000 tarihinde davalıya satış şeklinde gerçekleştirilen temlikinin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasının kanıtlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmiş olmasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 190 ıncı ve 706 ıncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ncı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 6 ıncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1938 doğumlu mirasbırakan ...’un 08.05.2008 tarihinde ölümü üzerine geride mirasçı olarak davacı çocukları ...,...,... ile, davalı oğlu ... ve dava dışı kızı...’nin mirasçı olarak kaldığı, mirasbırakanın, maliki olduğu 1910 ada 1 parsel sayılı 2.310,86 m2 miktarlı, kerpiç evli elmalık niteliğindeki taşınmazını 25.07.2000 tarihinde davalı oğlu ...’a satış suretiyle temlik ettiği, davalı ... ile dava dışı ... arasında 27.08.2015 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı, anılan sözleşme gereğince taşınmazda 09.03.2016 tarihinde kat irtifakı tesis edildiği ve 1, 13, 14, 15, 16,18, 29, 30, 31, 32 ve 34 nolu bağımsız bölümlerin davalı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...