"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/92 E., 2019/243 K.
HÜKÜM : Direnme
Taraflar arasında birleştirilerek görülen “tapu iptali - tescil, tenkis ve tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece bozma kararına karşı direnilmiştir.
Direnme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizce, temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiş, Hukuk Genel Kurulunca direnme kararı yerinde görülmüş ve diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Dairemize gönderilmiştir.
Dairemizce; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacılar vekili; davacıların mirasbırakanı ...’nun 06.11.2007 tarihinde vefat ettiğini, mirasçı olarak müvekkilleri ile davalıların kaldığını, dava konusu İstanbul Bahçelievler 1112 ada 15 parsel sayılı taşınmazın tapuda arsa olarak göründüğünü ancak fiilen altı adet daire bir adet dükkandan oluştuğunu, mirasbırakanın 13.12.2002 tarihinde 24/450 payını davalı ...’na, 19/450 payını davalı ...’na ve 16.12.2002 tarihinde 19/450 payını ...’na satış suretiyle temlik ettiğini, devirlerin gerçek bir satış olmadığını, mirastan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı biçimde yapıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında müvekkilleri adına tescillerine, tescil mümkün olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında davalı ... hakkındaki davalarından feragat etmiştir.
2. Davacılar vekili; birleştirilen 2012/5 ve 2012/450 Esas sayılı davalarda da aynı taşınmaz hakkında anılan davaların davalılarına aktarılan paylar yönünden tapu iptali -tescil, bedelin tahsili ve tenkis taleplerinde bulunmuştur.
II. CEVAP
1. Asıl davada davalı ... vekili; 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun (TMK) 571. maddesine göre tenkis ve iptal davalarında dava hakkının öğrenme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu, davacıların dava hakkının zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin taşınmazı satın alıp muris ile aralarında yapmış oldukları sözleşme gereğince satış bedelini peyder pey ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Asıl davada davalı ... vekili, davalının dava konusu taşınmazda payı bulunmadığını, taşınmazdaki payını iyiniyetli üçüncü kişiye sattığını, davacının tenkis isteminin de hak düşürücü süre içinde istenilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
3. Asıl davada davalı ..., dava konusu taşınmazı murisinden para ödeyerek satın aldığını, satış bedelini elden ödediğini, satışın gerçek bir satış olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
4. Asıl davada davalı ... duruşmadaki beyanında, babası ...'nun borcundan dolayı eve haciz geleceğini, taşınmaza haciz konulacağını, haciz gelmeden babasının borçlarını ödemek için hissesini ...'a sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
5. Asıl davada davalı ... duruşmadaki beyanında; babası ...'nun borcundan dolayı eve haciz geleceğini, taşınmaza haciz konulacağını, haciz gelmeden babasının borçlarını ödemek için hissesini ...'a sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
6. Asıl davada davalı ... ve birleştirilen davada davalı ... vekili duruşmadaki beyanlarında, muris muvazaasının unsurları bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
7. Birleştirilen (2012/5 E.) davada davalı ...; ...'nun eşi olduğunu, eve haciz geleceğini, eşi Ekrem'in borcunu ödemek için evi davalı ...'a sattığını, eşinin vefatından sonra ...'ın taşınmazı kendisine bedelini ödemek suretiyle devrettiğini, satışın gerçek bir satış olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
8. Birleştirilen (2012/5 E.) davada davalı ... duruşmadaki beyanında, iptali talep edilen taşınmazı ...'ndan satın alıp bedelini ödediğini gerçek bir satış olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
9. Birleştirilen (2012/5 E.) davada davalı ... duruşmadaki beyanında; hissesini satın aldığı ...'nun teyzesi olduğunu, babasından miras yoluyla kalan para ile dava konusu taşınmazı satın aldığını ve gerçek bir satış olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
10. Birleştirilen (2012/450 E.) davada davalı ... vekili duruşmadaki beyanında; muris muvazaası şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.12.2013 tarihli ve 2011/316 E., 2013/597 K. sayılı kararı ile; mirasbırakanın taşınmazdaki hisselerini satması için maddi sıkıntısının bulunmadığı, bir kısım davalıların taşınmazı satın alabilecek maddi güce sahip olmadıkları, mirasbırakanın iki kızı olan davacılardan mal kaçırma amaçlı olarak iş bu satışları yaptığı gerekçesiyle kayıt maliki olan davalılar ..., ..., ... ve ... yönünden tapu iptali ve tescile; davalı ... yönünden tazminata karar verilmiş; davalı ... hakkındaki dava ise feragat nedeniyle reddedilmiş; karara karşı süresi içinde davalılar ... ve ... vekili, davalı ... vekili, davalı ... ve davalı ... tarafından temyiz yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 02.12.2015 tarihli ve 2015/16040 E., 2015/14035 K. sayılı kararı ile; 6100 sayılı HMK'nın 186/1 inci maddesi hükmü doğrultusunda taraflara meşruhatlı davetiye gönderilmesi, belirlenen günde hazır olan taraf veya taraflara son söz hakkı verilmesi, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir hüküm kurulması gereğine değinilerek karar bozulmuş; Mahkemenin 29.09.2016 tarihli ve 2016/147 E., 2016/444 K. sayılı kararı ile; bozma kararına uyularak yapılan yargılamada önceki karar gerekçesi ile aynı şekilde hüküm kurulmuş, diğer temyiz itirazları inceleme konusu yapılmamıştır.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ile davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 20.09.2018 tarihli ve 2017/4221 E., 2018/12673 K. sayılı kararı ile; mirasbırakan ...’in davalılara yapmış olduğu temliklerin mal kaçırma amaçlı olmadığı ve gerçek satış niteliğinde bulunduğu, davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.
B. Direnme Kararı
Mahkemenin 29.05.2019 tarihli ve 2019/92 E., 2019/243 K. sayılı kararı ile; tarafların ortak mirasbırakanı olan ...'nun kızları olan davacılar ... ve ...'ı mirastan mahrum bırakmak amacıyla muvazaalı biçimde dava konusu taşınmazdaki hisselerini davalı oğulları ..., ..., ... ve oğlu ...'nun eşi ...'na gerçekte bağışladığı hâlde satış gibi göstererek devrettiği; bilahare ... ve ölü ... hisselerinin yine muvazaalı olarak birleşen dosya davalılarına devredildiğinin de sabit olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
C. Direnme Kararının Temyizi
Direnme kararı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
D. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili; direnme kararının usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, davalı ... ile mirasbırakan arasında gerçek bir alım-satım ilişkisinin mevcut olduğunu, bu hususun belgelerle ve tanık beyanlarıyla defalarca dile getirilmesine rağmen Yerel Mahkemece bu deliller göz önünde bulundurulmadan karar verildiğini belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.
E. Hukuk Genel Kuruluna Gönderme Kararı
Dairemizin 18.10.2022 tarihli ve 2022/5342 E., 2022/6793 K. sayılı kararı ile; bozma kararının yerinde olduğu, düzeltilmesine gerek görülmediği gerekçesiyle temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
F. Hukuk Genel Kurulu Kararı
Hukuk Genel Kurulunun 17.05.2022 tarihli ve 2019/1-725 E., 2022/652 K. sayılı kararı ile; "Murisin 13.12.2012 tarihinde dava konusu taşınmazdaki 24/450 hissesini davalı oğlu ...'na 12.000 TL bedelle, gelini ...'na 19/450 payını 3.500 TL bedelle, davalı oğlu ...'na 19/450 payını 9.500 TL bedelle, kendisinden sonra vefat eden ve bir kısım davalıların murisi olan oğlu ...'na 19/450 payını 9.500TL bedelle, 15.12.2002 tarihinde 19/450 payını 9.500TL bedelle davalı oğlu ...'na devrettiği gelen akit tablosundan anlaşılmaktadır. Taşınmazların keşif sonucu belirlenen değerleriyle gerçek değerleri arasında fahiş fark vardır. Miras bırakanın davaya konu edilen taşınmazlar dışında başkaca taşınmazları da bulunmaktadır. Murisin sadece oğullarına hisse satışı yaptığı, altı adet daire ve bir adet dükkandan oluşan taşınmazda oğulları ile birlikte oturduğu, davalıların taşınmazları alacak mali güçlerinin bulunmadığı, kesinleşen kararlar uyarınca murisin iradesinin mirasçısı olan iki kızından mal kaçırmak olduğunun sabit olduğu anlaşılmaktadır. 13.12.2002 tarihli ve 9188 sayılı resmî senet incelendiğinde 19/450 hissenin davalı ...’na 9.500 TL bedel karşılığı satıldığı, 1.600 TL’nin nakden ve peşinen ödendiği, kalan bedel için miras bırakan lehine kanunî derecede on sekiz ay vadeli ipotek tesis edildiği kararlaştırılmıştır. Davalı tanıkları her ne kadar taşınmaz satış bedellerinin davalılarca murise elden haftalık ödendiğini ileri sürmüş iseler de ödeme olgusunu yasal ve usulüne uygun delillerle kanıtlayamadıkları gibi taşınmazın gerçek anlamda satışında bedelinin haftalık taksitler halinde ödenmesi de hayatın olağan akışına uygun bulunmamıştır. Öte yandan murisin aynı akitle yapmış olduğu dört temlikte davalıya yapılan temlik dışında, iradesinin mirasçılarından mal kaçırmak olduğu kesinleşmiştir. Miras bırakanın aynı akitteki iradesini bölmek mümkün değildir. Bir başka deyişle iradenin bir bölümünün geçerli, bir bölümünün geçersiz kabul edilemeyeceği açıktır. Bu durumda davalı ...’e yapılan temlikin murisin iki kızı olan davacılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı yapıldığı sabit olduğundan bu temlik bakımından da davanın kabulüne dair verilen direnme kararı yerindedir." gerekçesiyle direnme kararı yerinde bulunmuş, diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
G. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleştirilen davalar, muris muvazaası hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil, terditli tenkis ve tazminat isteklerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; ... Medeni Kanunu'nun 706 ncı, ... Borçlar Kanunu'nun 237 inci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Yerel Mahkeme kararının HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla HUMK'un 438 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 1.831,08 TL
bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
18.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.