Logo

1. Hukuk Dairesi2023/103 E. 2024/3144 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tapuya tesciline ilişkin istemin reddine dair yerel mahkeme kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin başlangıç ve devamlılık şeklinin, hava fotoğrafları ve inşaat bilirkişi raporu gibi delillerle ispatlanamadığı, bu nedenle de Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri gereğince kazanma şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/30 E., 2022/318 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen karar Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Yerel Mahkeme kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde, Mersin ili, Mut ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan ve 1974 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacının dedesi, babası ve kendisi tarafından yaklaşık 35 yıldır nizasız ve fasılasız olarak malik sıfatıyla kullandığını, 70 li yılların sonunda bir katlı ev yaptığını, Karayolları Genel Müdürlüğü'nün kamulaştırma kararı nedeniyle davacı tarafından açılan muhdesatın tespiti davası ile taşınmaz üzerindeki ev ve eklentileri ile ağaçların davacıya ait olduğuna karar verildiğini ileri sürerek davacı adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mut Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.08.2016 tarihli ve 2013/614 E., 2016/394 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne, fen bilirkişisinin 09.06.2016 tarihli raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 96.05 metrekarelik kısmın yeni bir parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline; (A) harfi ile gösterilen 556.04 metrekarelik kısmın davacı ...'nin mülkiyetinde bulunduğunun tespitine karar verilmiş verilmiştir.

IV.BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararları

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.10.2020 tarihli ve 2018/947 Esas, 2020/4478 Karar sayılı kararıyla; "...Mahkemece öncelikle davacıya, davasını ...'na da yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkilinin sağlanması halinde adı geçen Belediye'nin savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı ve bundan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek hüküm kurulması isabetsiz olup.." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı öncesi yapılan keşifte dinlenen tanık beyanları ile ziraat, fen ve orman bilirkişi raporlarına göre dava konusu taşınmazdaki davacının zilyetliğinin başlama, sürdürülme, imar-ihya var ise başlama ve bitiş tarihlerinin ve taşınmazdaki evin tam olarak yapıldığı zamanın tespit edilemediği, bu nedenle hava fotoğrafları getirtilerek mahallinde yeniden keşif yapılarak, jeodezi-fotogrametri ve inşaat bilirkişi raporu alınması için davacı tarafa delil avansını yatırması gerektiği yönünde ihtaratlı kesin süre verildiği, davacının yazılı ve sözlü beyanları ile masrafları yatıramayacağını, davanın mevcut delillerle kabulünü talep ettiği, dosya içeriğindeki mevcut belge, rapor ve delillerle davacının zilyetliğinin başlama, sürdürme şekli ile Kadastro Kanunu 14 üncü ve 17 nci maddelerine göre kazanma şartlarının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle, bozma kararı üzerine ...'nın davaya dahil edildiğini, celsede delil avansını yatırmak için tarafına keşif gününe kadar süre verildiğini ancak sürenin kesin süre olarak verilmediğini, kaldı ki davanın bozma öncesi yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporları ile ispatlandığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü, 17 nci, 18 inci, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 713/1 inci, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 94 üncü, 190 ıncı, 120 inci, 323 üncü, 324 üncü 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı, Mersin ili, Mut ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan ve 1974 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın senetsizden irsen intikal, taksim ve zilyetliğe dayalı olarak adına tescilini istemiş, Mahkemece bozma kararı sonrası mahallinde keşif yapılıp hava ve inşaat bilirkişi raporları alınması için gerekli delil avansını yatırması yönünde 10.05.2022 tarihli 6. Celsede davacıya keşif gününe (15.06.2022) kadar masrafları yatırması için süre verilmiş, davacı 18.05.2022 havale tarihli beyan dilekçesi ile masrafları engel ve sağlık durumundan kaynaklı maddi durumunun yetersiz olması nedeniyle karşılayamayacağını bildirmiş, bozma karar öncesi alınan bilirkişi raporlarına göre davanın kabulünü istemiş, 20.09.2022 tarihli 7. Celsede (karar celsesi) keşif hususunda beyanda bulunduğunu belirtmiştir. Dava konusu taşınmazda bulunan ve davacı tarafından inşa edildiği ileri sürülen evin hangi tarihten var olduğunun tespiti için gerekli hava fotoğrafları ve inşaat bilirkişi raporu alınmamış, bozma kararı öncesi alınan orman bilirkişi raporunda 1988 tarihli hava fotoğrafına göre taşınmazın açıklık olarak göründüğü belirtilmiş, dosya ekinde yer alan dava konusu taşınmaz üzerindeki muhdesatın tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporlarında evin ne zaman yapıldığının net olarak tespit edilmediği anlaşılmıştır.

3.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 316,24 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

02.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.