Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1060 E. 2024/2236 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı vekilin, davacı tarafından kendisine verilen vekaletnameyi kötüye kullanarak dava konusu taşınmazı babasına devrettiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, vekalet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığı hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile davalı arasında ortaklığın tasfiyesi amacıyla yapılan anlaşma kapsamında davacının davalıya vekalet verdiği, davalının da vekalet verenin iradesine uygun hareket ettiği ve vekalet görevinin kötüye kullanıldığına dair yeterli delil bulunmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/823 E., 2022/1849 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 30. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/18 E., 2021/134 K.

Taraflar arasındaki vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, maliki olduğu dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... mahallesi, Yol sokak, 1123 ada ve 10 parsel numaralı, 2. kat, 7 nolu bağımsız bölümün, davalılardan ...'e verilen Kartal .... Noterliğinin 17.04.2017 tarih, 10018 yevmiye sayılı vekaletname ile bir gün sonra 18.04.2017 tarih, 7441 yevmiye numaralı işlem ile diğer davalı babası ...'e devir ve temlik edildiğini, bu kötüniyetli satış işlemini öğrenen müvekkilinin kendi adına ve yetkilisi olduğu şirket adına kayıtlı gayrimenkuller için davalı ...'e verilmiş olan düzenleme şeklindeki vekaletnamelerdeki vekillik görevinden Kartal .... Noterliği'nin 04.05.2017 tarih, 11660 yevmiye numaralı azilnamesi ile ...'i azlettiğini, yapılan satıştan müvekkilinin bilgisi olmadığını, vekil olarak hareket eden davalı ... ile diğer davalı babası ...'in el ve işbirliği içinde hareket ettiklerini, taşınmazın satış tarihindeki gerçek değeri ile akit tablosunda belirtilen satış bedeli arasında fahiş fark bulunduğunu, satış bedelinin halen müvekkiline ödenmediğini ileri sürerek davalı ... adına kayıtlı hissenin iptali ile müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ... ile davacının kardeş olduklarını, tarafların uzun süre boyunca ortak olarak ... Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nde dava dışı diğer kardeşleri ile birlikte ortaklık yaptıklarını, davacı ile müvekkillerinin ortak çalıştıkları firmada zamanla şirket içi huzursuzluklar baş gösterdiğinden tarafların ortaklıklarını sonlandırmaya karar verdiğini, tarafların hazır bulunduğu toplantıda hakem olarak belirledikleri abileri ... tarafından hazırlanan paylaşım tablosunu onayladıklarını, buna göre şirkette hissedar olan ... ve ...'in hisselerini ...'e devretmesine müteakip bu dökümanda yer alan menkul ve gayrimenkullerin davacı ... tarafından davalılara devri konusunda tarafların anlaştıklarını, söz konusu dökümanda dava konusu taşınmazın müvekkili ...'e verileceğinin açıkça belirtildiğini, ... ve ...'in şirketteki hisselerini 05.04.2017 tarihinde davacıya devrettiklerini, bunun üzerine dökümanda yazan gayrimenkullerin bir kısmının bizzat ... tarafından ...'e devredildiğini, bu durumun dahi söz konusu dökümanın taraflarca kabul edildiğinin delili olduğunu, gayrimenkullerin diğer bir kısmı için ise ...'in talebi üzerine devir ile ilgili işlemlerin ... tarafından gerçekleştirilmesi amacıyla ...'e vekalet verildiğini, ...'in davaya konu taşınmazı taraflarca onaylanan dökümana uygun olarak ...'e devrettikten sonra davacı ...'in ...'i bu vekaletnamelerden azlettiğini, bu vekaletnamelerde belirtilen taşınmazların tarafların hakem olarak belirledikleri abileri ... tarafından düzenlenen belgede yazan gayrimenkullerle aynı olduğunu, müvekkilerinin kötü niyetinin olmadığını, ayrıca müvekkillerinden Kaan'ın davada taraf sıfatı bulunmadığını, kendisine verilen vekaletnameye ve kendisini vekil eden davacının isteklerine uygun olarak dava konusu taşınmazın devrini gerçekleştirdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dinlenen tanık anlatımları ile dosya kapsamındaki diğer bilgi ve belgeler incelendiğinde ve davalı tarafça sunulan cevap dilekçesi ekinde yer alan adi yazılı belge içeriği gözetildiğinde, her ne kadar anılan belge üzerinde tarafların imzası bulunmamış ise de söz konusu belge içeriğinde davacı ile davalı ... arasında ortaklıklarının bulunduğu şirket malvarlığının taksimine yönelik bir kısım ifade ve belirtmelerin yer aldığı, davalı ... kısmında ve ortak arsalar kısmında geçen taşınmazlara yönelik olarak davacı tarafça davalı ...'a taşınmaz bilgilerinin de açıkça yer aldığı sıralı vekaletnameler ile taşınmazın satışı hususunda vekillik yetkisi verildiği, her iki davalı tarafından şirket paylarının 11.04.2017 ve 05.04.2017 tarihlerinde davacıya devredildiği hususunun da sabit olduğu, somut davada vekilin hesap verme yükümlülüğü gereği ispat yükü davalı vekile düşmekte olup taşınmazı devralan ...'in kötüniyetli olduğunun ispatı hususundaki ispat yükünün ise davacı tarafa ait olduğu, söz konusu ispat yükü çerçevesinde somut olaya gelindiğinde, dinlenen tanık anlatımları, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davaya konu taşınmazın davacı ile davalı ... arasında yapılan şirket malvarlığının taksimine yönelik olarak devredildiği, davacının davalı ...'ı bu kapsamda vekil tayin ettiği, vekilin de vekalet verenin iradesine uygun şekilde hareket ettiği, vekalet görevinin kötüye kullanılmasından söz edilemeyeceği, zira her ne kadar adi yazılı şekilde yapılmış ve tarafların imzası bulunmasa da davacı tarafça davalı ...'ın, söz konusu adi yazılı belgede geçen doğrultuda davacı tarafça özel olarak sıralı vekaletnameler ile vekil tayin edilmiş olması göz önüne alındığında anılan belgenin taraflar arasında yapıldığı hususunun hayatın olağan akışına uygun düştüğü, nitekim, bizzat tarafların kardeşleri olan iki davalı tanığının beyanlarının da bu yönde olduğu, davacı tanıklarının beyanlarına ise itibar edilmesinin mümkün olmadığı, zira, davacının oğlu olan tanığın beyanında geçtiği şekilde söz konusu taşınmazların satışı hususunda davacı tarafça davalı ...'a vekalet verilmesinin nedeninin ihracat yapılabilmesini temin olduğu kabul edildiği takdirde, davalı ...'ın azlinden sonra vekaletnamelere konu diğer taşınmazların davacı yan tarafından satılmadığının sabit olduğu, ihracat yapılabilmesi amacıyla söz konusu taşınmazların satışını yapmak isteyen tarafın davalı ...'ı azlettikten sonra söz konusu taşınmazların satışına yönelik herhangi bir girişimde bulunmamasının hayatın olağan akışına uygun düşmediği, açıklanan nedenlerle söz konusu beyanının kabul görmediği, belirtilen gerekçelere dayalı olarak somut davada vekalet görevinin kötüye kullanılmasından söz edilemeyeceği, söz konusu devrin vekalet veren davacının iradesine uygun ve bilgisi dahilinde yapıldığı kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı ...’in vekalet akdini kötüye kullanarak müvekkilin vekaletname verdiği tarihten bir gün sonra dava konusu taşınmazı diğer davalı babası ...'e tapuda devir ve temlik ettiğini, davalılar tarafından tapuda 18.04.2017 tarih 7441 yevmiye numarası ile yapılan satış işleminin vekil eden müvekkilin bilgisi dahilinde gerçekleşmediğini, vekil olarak hareket eden davalı ... ile alıcı babası ...’in el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini, Mahkemece müvekkilin herhangi bir imzası ve onayı olmayan, davaya delil olmak üzere tek taraflı olarak hazırlanan adi bir belgenin delil olarak kabul edilmesinin hukuka ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın devri ile hisse devirleri arasında hiç bir illiyetin bulunmadığını, davalı tarafın müvekkiline devrettiği şirketteki hisselerin bedelini nakden aldığını, taşınmazın satış tarihindeki gerçek değeri ile akit tablosunda belirtilen satış bedeli arasında fahiş fark bulunduğunu, bilirkişi raporu ile bu durumun sabit olduğunu, satış bedelinin halen müvekkiline ödenmediğini, Mahkemece beyanları hükme esas alınan davalı tanıklarının müvekkil ile husumetli olduğunu, taşınmazın satışı konusunda bilgiye sahip olmadıklarını, söz konusu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla kararıyla; somut olayda dinlenilen tanık beyanları, sunulan belgeler, dava konusu ve dava dışı taşınmazlara ilişkin getirilen resmi senetler, yapılan şirket hisse devrine ilişkin belgeler birlikte değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesince davaya konu taşınmazın davacı ile davalı ... arasında ortaklığın rıza ile tasfiyesi ve şirket hisselerinin devri için yapılan anlaşma kapsamında davacının davalı ...'ı vekil tayin ettiği, vekilin de vekalet verenin iradesine uygun şekilde hareket ettiği, dosyaya ibraz edilen adi yazılı şekilde yapılmış ve tarafların imzası bulunmasa da davalı ...'ın, söz konusu adi yazılı belgede geçen taşınmazlar için davacı tarafça özel olarak sıralı vekaletnameler ile vekil tayin edilmiş olduğu, davacının da bir kısım şirkete ait taşınmazları birbirine yakın tarihte bizzat davalıya devrettiği, dolayısıyla davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı yön bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili süresi içinde temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 506 ncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 ve 3 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.