Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1075 E. 2023/4007 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitinden sonra tapuya tescil edilen taşınmazlar için açılan tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki on yıllık hak düşürücü süre gözetilerek, tapu kayıtlarının kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra kadastro öncesi hukuki sebeplere dayanarak dava açılamayacağı gerekçesiyle, yerel mahkemenin ret kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I .DAVA

Davacı; Çanakkale ili, ... ilçesi, Koruoba köyü’nde kain 233, 234, 235 ve 227 parsel sayılı taşınmazların ceddinden intikalen geldiğini, 1986 yılından beri taşınmazlarda tarım yaptığını, ancak taşınmazların muvazaalı işlemle davalının babası adına 06/06/1973 de tapu kütüğüne orantısız olarak tescil ettirildiğini ileri sürerek, davalının vefat etmiş olan babası Şaban Sezer adına muvazaalı olarak işlenmiş olan tapu kayıtlarının iptali ile dava konusu taşınmazların oransızlığının giderilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılardan ...; davacının annesi... ile babasının kardeş olduklarını, dava konusu taşınmazın dedesi ... adına kayıtlı iken vefatı üzerine miras taksimi sonucu babası adına kaydedildiğini, davacının taşınmazı haksı kullanması sebebiyle ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/201 Esas sayılı dosyası ile hakkında ceza davası açıldığını, davacının muvazaa iddiasının gerçek dışı olduğunu, komşu parselin davacının annesi adına kayıtlı olduğunu, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde 10 yıllık hak düşürücü sürenin düzenlendiği, dava konusu taşınmazlarının tapulama tutanaklarının 27.09.1972 tarihinde düzenlendiği ve kadastro tespitinin kesinleşerek 31/07/1973 tarihinde tapuya kayıt ve tescil edildiği, davanın 18/04/2014 tarihinde açıldığı, miras bırakan ...’ in bu tarihlerden önce 1972 yılında öldüğü dolayısıyla göre taksim ve miras payının kadastro tespitlerinden önce yapıldığı, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IVTEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle,1972 tarihinde vefat eden muris dedesinden kalan taşınmazları davalıların yolsuz tescille kendileri adına tescil ettirdiklerini, davacının annesinin daha önce ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin1973/233 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını ancak davasını takip edemediğini, bu dosyanın hak düşürücü süre yönünden nazara alınmasının gerektiğini, davacının ihityati tedbir talebinin kayda alınmadığını, davacının miras hakkına dayalı olarak eldeki davayı açtığını, muris muvazaasının zamanaşımı yahut hak düşürücü süreye tabi olmadığını belirterek, kararın hükmen bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3. maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve bozma kararına göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının ONANMASINA,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Aşağıda yazılı 82,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.