"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1252 E., 2022/1039 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul / Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/408 E., 2018/82 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı nedenlerine dayalı mera sınırlandırılması ile tapu kaydının iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine temsilcisi ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı yasal süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; kendisine babasından irsen intikâl eden Kayseri ili, Bünyan ilçesi, ... Mahallesinde bulunan evvelce bir bütün hâlinde özel bağ olarak kullandığı taşınmazının, kadastro çalışmaları sırasında dört parçaya ayrılarak 184 ada 57, 58, 64 parsel sayılı taşınmazlar olarak adına kaydedildiğini, ancak 65 ve 57 parsel sayılı taşınmazlar arasında kalan 13.000 m2 yüz ölçümlü taşınmazının 184 ada 100 parsel sayısıyla hatalı olarak davalı Hazine adına tespit gördüğünü, ayrıca bir bütün teşkil eden taşınmazının bir kısmının da 190 ada 203 parsel sayısıyla kendi adına tespit edilirken, kalan kısmının hatalı olarak 190 ada 202 parsel sayılı taşınmaz içinde yine davalı Hazine adına tespit edildiğini, bu taşınmazlar üzerinde davasız, aralıksız ve malik sıfatıyla önceki zilyetle beraber 100 yılı aşkın zilyet olduklarını, üzüm bağı olarak kullandığını, babasından intikâlen ve taksimen kendisine düştüğünü ileri sürerek, 184 ada 100 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 13.000 m2'lik kısmı ile 190 ada 202 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 4.000m2'lik kısmının davalı Hazine adına tapusunun iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup özel mülkiyete elverişli olmadığını, davacının kanunen aranan zilyetlik şartlarının oluşmadığını, davaya konu parsellerin merayla çevrili olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
2. Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süreye uğradığını, davacının kanunen aranan zilyetlik şartlarının oluşmadığını, 6360 sayılı Kanun gereği davanın sonuçlarından Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığının sorumlu olacağını, davanın esas ve husumet nedeniyle reddi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 09.05.2018 tarihli ve 2014/408 Esas, 2018/82 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 190 ada 202 ve 180 ada 100 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sonucunda ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına tespit edildiği, tespitlerin 2006 yılında kesinleştiği, 184 ada 100 parsel sayılı taşınmazın 18.07.2008 tarihinde sicilden terkin edilerek Mera, Yaylak ve Kışlak Kütüğüne kaydedildiği, ancak kadim mera olmayıp sonradan mera olarak tahsis edildiği, hava fotoğraflarından 184 ada 100 parsel sayılı taşınmazın dava konusu kısmı üzerinde 40 yıldan uzun süredir bağ tarımsal faaliyetinin yapıldığı, ancak 190 ada 202 parsel sayılı taşınmazın kadastro öncesi hava fotoğraflarında dava konusu kısmında ekonomik amaca uygun zilyetlik ve imar ihyanın tespit edilemediği, davacı adına senetsizden yapılan tespitlerin yasal normları aşmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, 190 ada 202 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine, 184 ada 100 parsel sayılı mera parselinin 26.05.2015 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A), (B) ve (C) harfleriyle gösterilen kısımlarının taşınmazdan ifraz edilerek yeni ada parsel numarasıyla davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi ve dahili davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı Hazine temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; kabulüne karar verilen 184 ada 100 parsel sayılı taşınmazın mera olduğunu, özel mülkiyete konu olmayacağını, bilirkişi raporunun hüküm vermeye elverişli olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kaldırılmasını istemiştir.
2. Dahili davalı ... Belediyesi vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği şartlarının oluşmadığını, dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu, özel mülkiyete elverişli olmadığını, tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına göre davacının dava konusu taşınmazları yalnızca 7-8 yıldır kullandığının anlaşıldığını, hangi mirasçının taşınmazları kullandığının belli olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 13.10.2022 tarihli ve 2019/1252 Esas, 2022/1039 Karar sayılı kararıyla; 2006 yılında yapılan kadastro çalışması sırasında dava konusu 184 ada 100 parsel sayılı taşınmazın 2.573.933,17 m2 yüz ölçümüyle mera vasfıyla kamu orta malı olarak sınırlandırıldığı, 190 ada 202 parsel sayılı taşınmazın ise 92.529,52 m2 yüz ölçümüyle ham toprak vasfıyla, Devletin hüküm ve tasarrufundan altında olup tarım alanına dönüştürülmesi mümkün olan yerlerden olması sebebiyle Hazine adına tespit edildiği, tutanağın 26.01.2006 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edildiği, 184 ada 57, 58 ve 65 parsel sayılı taşınmazların davacı adına tespit ve tescil edildiği, yargılama sırasında Bünyan Belediyesi davaya dahil edildikten sonra bu ara karardan dönülmesinin taraf teşkili açısından isabetsiz olduğu, ziraat bilirkişisi raporunda kabul edilen 184 ada 100 parsel sayılı taşınmazın kısmen tarımsal faaliyette kullanıldığı, faaliyetin en az 30-35 yıl önce başlamış olacağı, ancak bir süre bakımsız olma ihtimalinin yüksek olduğu, yakın zaman önce yeniden tarımsal faaliyete başlanmış olduğu belirtilmiş ise de bilirkişi raporlarında taşınmazın tespit öncesi kazanma süresi ve koşullarının gerçekleştiğine dair somut açıklama içermediği, raporlara ekli fotoğraflara istinaden taşınmazın kullanılmadığı, imar ihya edilmediği, davacı tarafından ekonomik amacına uygun tasarruf edilmediği, taşınmazın fotoğraflarının mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarını teyit etmediği, davacı lehine kazanma koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin kararının doğru olduğunu, bağ kullanımında tohumlu tarım yapılmadığını, 1959 tarihli hava fotoğraflarından itibaren bağ kullanımının görüldüğünü, taşınmazların mirasbırakan babasından intikâlen ve taksimen kendisine kaldığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesinin 13.10.2022 tarihli ve 2019/1252 Esas, 2022/1039 Karar sayılı kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı nedenlerine dayalı mera sınırlandırılması ile tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri,
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri ile 4721 sayılı Kadastro Kanunu'nun 713 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacının temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL
bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
06.05.2024 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.