Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1189 E. 2024/4530 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, Yargıtay’ın görevsizlik nedeniyle bozma kararı vermesi üzerine, ilk derece mahkemesince verilen kısmi kabul kararına karşı yapılan temyiz başvurusunda kanun yolunun isabetli belirlenip belirlenmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın daha önce esas incelemesi yapmadığı davada, görevsizlik kararı üzerine ilk derece mahkemesince verilen kararın temyiz değil istinaf kanun yoluna tabi olduğu gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere, tetkiksiz iadesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/409 E., 2021/546 K.

davada davacılar ... ve diğerleri vekili

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil talepli davanın; önceki tarihli bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ... ve ... vekili ile birleştirilen davada davacılar ... ve diğerleri vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 02.07.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davacılar ... v.d. vekili Avukat ... ve davacı ... geldi. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... ve müşterekleri, Kadastro Mahkemesine sundukları dava dilekçesi ile; çekişmeli 270 ada 30 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak irsen intikal, taksim, pay satın alma ve kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği iddiasına dayalı olarak, birleştirilen davada ise müteveffa ... yine Kadastro Mahkemesine hitaben ibraz ettiği dilekçesi ile 270 ada 29 parsel sayılı taşınmaz hakkında tapu kaydı, harici satın alma ve kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği iddiası ile dava açmış, her iki dava dosyası birleştirilmek suretiyle yargılamaya devam edilmiştir.

II. CEVAP

Davalılar aşamalarda taşınmazın müşterek kök muristen intikal ettiğini, taksim yahut pay satışı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... Kadastro Mahkemesinin 24/05/2013 tarih, 2003/1 Esas -2013/9 Karar sayılı kararı ile; toplanan delillere göre taşınmazların öncesi itibariyle tarafların müşterek murisi Muğlalı Jandarma ...'e ait olduğu, adı geçenin taşınmazları davacıların yakın mirasbırakanlarına sattığı, davacıların bu yerleri 40-50 yıl arasında zilyetliklerinde tuttukları ve taşınmazlarda inşai faaliyette bulundukları, kadastro tutanaklarında da taşınmaz üzerindeki yapıların davacılara ait olduğuna dair şerh düşüldüğü, davacıların iddialarını ispat ettikleri gerekçesiyle çekişmeli 270 ada 29 ve 30 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davaların kabulüne, çekişmeli taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile 270 ada 29 parsel sayılı taşınmazın miras payları oranında davacı ... mirasçıları adına ve 270 ada 30 parsel sayılı taşınmazın ise davacılar ... ve müşterekleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29.04.2019 tarih, 2018/5842 Esas, 2019/3133 Karar sayılı kararıyla; "Çekişmeli 270 ada 29 ve 30 parsel sayılı taşınmazların tutanağının 20.01.1977 tarihinde kesinleştiği, asıl davanın 08.11.1977, birleştirilen davanın ise 09.02.1977 tarihinde açıldığı, askı ilan tarihinden ve tutanak kesinleştikten sonra açılan davada Kadastro Mahkemesinin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

... Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen temyiz incelemesine esas kararı ile usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, tarafların taksim ve pay satışı iddialarını ispat edemedikleri, ancak 270 ada 29 parsel yönünden davalılardan ...’nın kabul beyanı ile 279 ada 30 parsel yönünden kayıt maliki ... mirasçılarından ... ve ...’nin pay devrine dair yazılı iradeleri göz önüne alınarak asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, 270 ada 29 parsel sayılı taşınmazda kayıt maliki ... mirasçılarından ... adına olan tapu kaydının iptali ile ... mirasçıları adına miras pay ve hisseleri oranında tesciline, 270 ada 30 parsel sayılı taşınmazda kayıt maliki ... kızları ... ve ... adına olan payların iptali ile davacı ... mirasçıları adına miras pay ve hisseleri oranında tesciline karar verilmiştir.

D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... ve ... vekili ile birleşen dosya davacıları ... ve diğerleri vekili tarafından tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

E. Temyiz Sebepleri

1.Davacı ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; toplanan deliller, yerel bilirkişi beyanları, tutanak içerikleri bir arada değerlendirildiğinde davanın tümden kabulü gerekirken kısmen kabulünün doğru olmadığı, ayrıca yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden de karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulduğu; ancak HMK’nın 332. maddesi uyarınca mahkeme kararlarında yargılama gideri ve vekalet ücretine dair sayım ve dökümün yapılması gerektiğinin açıkça hüküm altına alındığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Birleştirilen davada davacılar ... ve diğerleri vekili temyiz dilekçesinde özetle; toplanan deliller, yerel bilirkişi beyanları, tutanak içerikleri bir arada değerlendirildiğinde davanın tümden kabulü gerekirken kısmen kabulünün doğru olmadığı, ayrıca yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden de karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulduğu; ancak HMK’nın 332. maddesi uyarınca mahkeme kararlarında yargılama gideri ve vekalet ücretine dair sayım ve dökümün yapılması gerektiğinin açıkça hüküm altına alındığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/4 üncü ve geçici 3 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucunda, Aydın ili, ... ilçesi, ... mahallesi çalışma alanında bulunan 270 ada 29 ve 30 parsel sayılı sırasıyla 179,69 ve 271,53 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tapu kaydı nedeniyle 270 ada 29 parsel sayılı taşınmaz beyanlar hanesine taşınmazın tasarruf krokisinde (A) ve (B) harfleri ile işaretlenen kerpiç ev ve kargir mutfağın ...’e ait olduğu şerhi yazılarak ve 270 ada 30 parsel sayılı taşınmaz ise beyanlar hanesine taşınmazın tasarruf krokisinde (A) ve (B) harfleri ile işaretlenen kerpiç ev ve mutfağın Kazım Özçelik mirasçılarına ait olduğu şerhi yazılarak ... (Muğlalı Jandarma) adına tespit edilmiştir.

2. Davacılar pay temliki ve taksim iddiasında bulunarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuş olup davanın açıldığı ... Kadastro Mahkemesinin işin esasına yönelik olarak verdiği kararın, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince görevsizlik kararı verilmesi gereğine değinilerek bozulduğu, kesinleşen görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği ... Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.

3.Hemen belirtmek gerekir ki, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında Bölge Adliye Mahkemelerinin Resmi Gazete'de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanun'un temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin, yine aynı maddenin ikinci fıkrasında ise Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine istinaf yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun'un 427 ilâ 444 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı, yani bu kararlara ilişkin dosyaların bölge adliye mahkemelerine gönderilemeyeceği belirtilmiştir.

4.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/4 üncü maddesinde ise; “Yargıtayın bozma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verildiği takdirde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir” hükmünün, Geçici 3/2 nci maddesi; “Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 444 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez.” hükmünün düzenlendiği görülmektedir.

5.Yukarıda açıklanan Kanun maddelerinin düzenleniş amacı, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlara karşı Yargıtayca yapılmakta olan temyiz kanun yolu incelemesine başvurulmasını ve karar kesinleşinceye kadar iki dereceli kanun yolu denetiminin Yargıtay tarafından yapılmasını sağlamaktır. Diğer bir anlatımla, Yargıtayın verdiği bozma kararları üzerine verilen kararların tekrar Yargıtay denetiminden geçmesi, Yargıtay kararının istinaf yolu ile denetlenmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.

Somut olayda hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince işin esası hakkında herhangi bir karar verilmemiş, yalnızca görev yönünden denetim yapılmış olup, aleyhine kanun yoluna gidilen kararla ilgili olarak Yargıtayın daha önce esas yönünden herhangi bir denetiminin de söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır .

Hal böyle olunca Mahkemenin esas yönünden verdiği ve daha önce Yargıtay görevli dairesinin esas yönünden denetiminden geçmeyen kararın kanun yolu denetimi ''İstinaf'' olup, kanun yolu inceleme aşamasında görevli merciin Bölge Adliye Mahkemesi olduğu anlaşıldığından, dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Dosyanın ... Asliye Hukuk Mahkemesine TETKİKSİZ İADESİNE,

02.07.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.