"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1991 E., 2022/1971 K.
DAVA TARİHİ : 29.06.2021
HÜKÜM/KARAR : Ret/ Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 12. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/485 E., 2022/170 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali- tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 1212 ada 27 parsel sayılı taşınmazın ceddinden itibaren ailesine ait olup tarafınca kullanılmakta olduğunu, kadastro çalışmalarının kesinleştiği tarihten sonraki süre itibariyle de kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap şartlarının lehine oluştuğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili; davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını belirterek reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.04.2022 tarihli ve 2021/485 Esas, 2022/170 Karar sayılı kararıyla; davanın Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmış olup dinlenilme imkanı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin kadastro öncesi nedenlere dayanılarak dava açıldığı şeklindeki tespitinin ve kararının hukuka aykırı olduğunu, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile ilgili şartların gerçekleşip gerçekleşmediği yönünde araştırma yapılmadan hüküm kurulduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 29.11.2022 tarihli ve 2022/1991 Esas, 2022/1971 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 1212 ada 27 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 24.12.1974 tarihinde kesinleştiği, davanın kadastro öncesi nedenlere dayalı olduğu değerlendirildiğinde 29.06.2021 tarihinde açılan davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığının ;davacının kadastro sonrası nedene dayandığının kabul edilmesi halinde de tapuya kayıtlı bir taşınmaz için zilyetliğe dayalı dava açılamayacağının kabulünün gerekeceği, sonuç olarak İlk Derece Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3 üncü maddesi
3. Değerlendirme
1.Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 1212 ada 27 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro tespitinin kesinleşme tarihinin 24.12.1974 olduğu, davanın ise Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin 3 üncü fıkrasında düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 29.06.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye 189,15 TL temyiz harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.