Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1212 E. 2023/3513 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazlar üzerindeki kadastro tespitlerinin kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve davanın bu süre geçtikten sonra açılmış olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 8. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 109 ada 20, 127 ada 30, 140 ada 163, 107 ada 93, 119 ada 40, 121 ada 1 ve 71, 130 ada 1, 133 ada 16 ve 140 ada 162 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında hile ile davalı adına tespit ve tescil edildiğini, oysa taşınmazların mirasbırakan annesinden kalıp kendisi ve diğer kardeşlerinin de miras hakkının bulunduğunu, uzun yıllar yurt dışında yaşadığından durumu yeni öğrendiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakan ... mirasçıları adına tescilini istemiş, aşamada talebinin 140 ada 163, 121 ada 1 ve 71, 130 ada 1, 133 ada 16, 109 ada 20 ve 107 ada 93 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin olduğunu bildirmiştir.

II. CEVAP

Davalı, iddiaların doğru olmadığını, bir kısım taşınmazı kadastrodan sonra satış suretiyle satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazların kadastro çalışmalarının 1992 yılında tamamlandığı, davacının kadastro tutanaklarının kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının öz kardeşi olduğunu, davalının 1992 yılında yapılan kadastro çalışmalarında kendisinin Almanya'da yaşamasını fırsat bilerek taşınmazlara 20 yıldan fazla zilyet olduğunu ikna edip kendi adına yazdırdığını, zamanaşımı süresinin adi istihkak davasında uygulama olanağının olmadığını, miras hakkının Anayasa ile güvence altına alındığını, mirasa konu mallarda miras paylaşılmadıkça tüm mirasçıların elbirliği ile mülkiyet hakkı olduğundan tek bir mirasçının kendi başına diğer mirasçılar aleyhine mülkiyet hakkı kazanmasının Anayasal himaye bulamayacağını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin 19.11.1992 tarihinde kesinleştiği, kadastro öncesi nedene dayalı olarak 06.11.2017 tarihinde açılan davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtile 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, İlk Derece Mahkemesinin hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Anayasa'nın 35. maddesinde mülkiyet ve miras hakkının ancak kanunla ve kamu yararına kısıtlanabileceğini, mülkiyetin kavram olarak Devletten önce var olduğunu, aksini düşünmenin mülkiyet hakkını dar yorumlayan marksist mülkiyet hakkı anlayışına götüreceğini, kadastral tespite itirazın 10 yıllık süre ile sınırlanmasının mülkiyet hakkının özüne aykırı olduğunu, kadastro çalışmalarında askı ilanından ve itiraz süresinden bir haber olan yurt dışında yaşayan kişiler açısından bu yaklaşımın doğru olmadığını, doğumla birlikte miras hakkının da doğduğunu, tüm mirasçıların miras mallarında el birliğiyle malik olduğunu, zamanaşımı ile birinin kazanımının mümkün olmadığını, miras mallarının mülkiyetinin ayni hak derecesinde olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi şöyledir: “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.”

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.