"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/7 E., 2022/269 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı mirasçıları vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; Diyarbakır ili, Çüngüş ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 160 ada 204 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalı adına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit edildiğini, taşınmazı 40 yıldan daha fazla süredir kendisinin kullandığını, kendisine ait su gözesi olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına kayıt ve tescilini istemiş, yargılama sırasında davacının ölümü üzerine mirasçıları davayı takip etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu taşınmazın babasından kendisine kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Çüngüş Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.06.2016 tarihli ve 2016/17 E, 2016/57 K. sayılı kararı ile; ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25.12.2019 tarihli ve 2016/14226 Esas, 2019/8948 Karar sayılı kararıyla; “...Mahkeme kararının gerekçeli olması gerektiği 6100 sayılı HMK'nın 297 nci maddesinde gösterilmiş olup aynı zamanda Anayasa'nın 141/3 üncü maddesinin de amir hükmü gereğidir. Mahkeme kararları; tarafların iddia ve savunmalarının özetini, tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri mutlaka kapsamalıdır. Tarafların hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilmeleri ve Yargıtay'ca kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığının denetlenmesi ancak kararın gerekçeli olmasıyla mümkündür. Ne var ki; somut olayda Mahkemece, “Dinlenen tanıklar, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre” denilmek suretiyle hiçbir somut gerekçe gösterilmeden, yukarıda açıklanan ilkelere aykırı şekilde karar verilmiş olup hükmün hangi maddi ve hukuki gerekçe ve nedenlere dayandığı tartışılarak değerlendirilmemiştir. Hal böyle olunca; taraflara tebliğ edilen kararda Yasa’nın aradığı anlamda gerekçeli bir hüküm mevcut olmaması ve ortada denetlenebilecek gerekçeli bir karar bulunmaması nedeniyle Mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırı olup..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı ile; bozma sonrası yapılan keşifte dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ile ziraat mühendisi, jeoleji mühendisi bilirkişi raporlarına göre, davacının dava konusu taşınmazı imar-ihya ederek zilyetlikle kazandığı iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçıları vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde özetle; keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre yargılamada ölen davacının 40 yılı aşkın süredir ağaçlarını dava konusu taşınmazdaki su gözesinden temin ettiği su ile suladığını, su gözesinin davalıya ait olduğu yönünde beyan bulunmadığı, ziraat mühendisi bilirkişi raporunda taşınmazın yabani otlar ile kaplı olduğu şeklindeki tespitin ancak tescil harici bırakılan taşınmazlara ilişkin davalarda dikkate alınabileceğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmiş olmasının yerinde olduğunu ancak dava konusu taşınmazın değeri kadar vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bu yönden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespiti öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü; 17 nci, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 713/1 inci; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı AAÜT'nin 13/1 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Diyarbakır ili, Çüngüş ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 160 ada 204 parsel sayılı taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğe dayanılarak senetsizden davalı adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen Çüngüş Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı mirasçıları vekili ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70'ar TL bakiye onama harcının davacı mirasçılarından ve davalıdan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.