"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/126 E., 2022/325 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; mirasbırakan babaanneleri ... ...'ın davalı kardeşleri ... tarafından kandırılarak tapu müdürlüğüne götürüldüğünü ve dava konusu 1516 ada 15 parseldeki 9 nolu bağımsız bölümün bedelsiz olarak davalı arkadaşı ...'e, ondan da diğer davalı olan eşi ... Yanlışlar'a devrinin sağlandığını, akit tarihinde mirasbırakanın temyiz kudretine de sahip olmadığını, tüm işlemlerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile tereke adına ya da miras payları oranında adlarına tesciline, aksi halde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı ... ve ...; temliklerin bedeli karşılığında yapıldığını, ayrıca taraflar arasında düzenlenen 07.07.2005 tarihli ibraname ile mirasbırakan ...'dan kalan tüm malvarlığının paylaşıldığını ve tarafların mirastan kaynaklı olarak hiçbir hak ve alacak taleplerinin bulunmadığı yönünde gayri kabili rücu olarak birbirlerini ibra ettiklerini, davacıların kötüniyetli olarak dava açtıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı ...; dava konusu taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.07.2015 tarihli ve 2006/182 Esas 2015/338 Karar sayılı kararı ile; davacılar ve davalı ... arasında imzalanan 07.07.2005 tarihli ibraname ile davacıların mirasbırakandan intikal eden malvarlığına ilişkin herhangi bir hak ve alacaklarının kalmadığının kararlaştırıldığı, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Dairenin 05.11.2020 tarihli ve 2020/2563 Esas 2020/5692 Karar sayılı kararı ile; "...Hemen belirtilmelidir ki, mahkemece İstanbul 14.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/182 Esas, 2012/381 Karar ve 11.10.2012 kesinleşme tarihli dava dosyasında davacılar tarafından davalı diğer mirasçı ... (...) aleyhine açılan davada, mirasbırakan ...’nın ölümünden sonra intikal eden tüm malvarlığı değerlerinin paylaşımına ilişkin olarak düzenlenen İstanbul 34.Noterliğinin 07.07.2005 tarih ve 19616 yevmiye nolu ibranamesi (07.07.2005 tarihli mukavelename) uyarınca davacıların herhangi bir hak ve alacaklarının kalmadığı gibi 1516 ada 15 parsel sayılı taşınmazdaki 9 nolu bağımsız bölümde davalı ...’ın hiç bir zaman kayıt maliki olmadığı gerekçeleriyle davalı ... hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine, davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince,
Somut olayda 1516 ada 15 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 9 nolu bağımsız bölümün mirasbırakan ... adına kayıtlı iken önce mirasbırakan tarafından 01.07.1999 tarihinde davalı ...’a ondan da 18.10.2005 tarihinde diğer davalı ...’a satış suretiyle temlik edildiği kayıt maliki ...’ın ise mirasçılardan ...’ın eşi olduğu, davacıların mirasbırakan ...’nın ölümünden sonra intikal eden tüm malvarlığı değerlerinin paylaşımına ilişkin olarak İstanbul 34.Noterliğince düzenlenen 07.07.2005 tarih ve 19616 yevmiye numaralı ibraname uyarınca mirasbırakan ... ...’ın mirasından dolayı paylarına düşen bütün alacakları nakden ve defaten ödenmiş olduğundan davalı ...’dan herhangi bir alacaklarının kalmadığını, kabul ettikleri bu işlem ile her üç mirasçının birbirlerini ibra ettikleri anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, dava konusu 1516 ada 15 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 9 nolu bağımsız bölümün 07.07.2005 tarihli ibraname kapsamında olup olmadığının saptanması, lüzumu halinde İstanbul 14.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/182 Esas, 2012/381 Karar sayılı dava dosyası da getirtilerek, çekişme konusu taşınmazın ibraname kapsamında kaldığının tespit edilmesi halinde davanın reddine karar verilmesi, ibraname dışında olduğunun tespiti halinde ise hükme yeterli bir araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında imzalanan 07.07.2005 tarihli ibraname ile davacıların mirasbırakan ...'nın mirasından dolayı miras hisselerine düşen bütün alacaklarını nakden ve defaten aldıkları ve mirastan kaynaklı hiçbir hak ve alacaklarının bulunmadığı yönünde gayri kabili rücu olarak birbirlerini ibra ettikleri, İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/182 E. sayılı dosya içeriği, ibranamede kullanılan kelimeler ve düzenleniş amacı birlikte değerlendirildiğinde davacıların davalı kardeşleri ...'dan aldıkları para karşılığında mirastan kaynaklı tüm haklarından vazgeçtiklerinin anlaşıldığı, dava konusu taşınmazın da ibraname kapsamında kaldığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın 07.07.2005 tarihli ibraname kapsamında yer almadığını, ibranamenin davacıların iradesi fesada uğratılmak suretiyle düzenlendiğini, davacıların ibranameyi imzaladıkları tarihte dava konusu taşınmazdan haberdar olmadıklarını, ibraname tarihinde Türk Hukukunu bilmeyip yeterince Türkçe dahi konuşamadıklarını, Çin'de ikamet ettiklerini, sınır dışı edilme korkusu ve vize sürelerinin dolması nedeniyle miras malları konusunda yeterli araştırma yapamadıklarını, mirasbırakan ...’dan kalan taşınmazların davalı ...’ın kendilerine söylediğinden hem daha fazla hem de değerlerinin çok daha yüksek olduğunu, mirasbırakanın temlik tarihinde temyiz kudretine sahip olmadığını, ayrıca mirasbırakanın hiçbir maddi sıkıntısı olmayıp mal satmaya ihtiyacı da bulunmadığını, tüm işlemlerim davalı ...’ın yönlendirmesiyle muvazaalı olarak yapıldığını, taşınmazın gerçek değeri ve satış bedeli arasında fahiş fark bulunduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705 inci, 1022 inci, 6 ncı maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ... ...’ın 21.03.2004 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak kendisinden önce ölen oğlu ...’tan olma davacı torunları ... ve ... ile davalı torunu ...’ın kaldığı; dava konusu 1516 ada 15 parseldeki 9 nolu bağımsız bölümün mirasbırakan tarafından 01.07.1999 tarihinde davalı ...’e, ondan da diğer davalı ...’a satış suretiyle devredildiği, aynı taraflar arasında görülen İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/186 E. 2016/48 K. sayılı dava dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunun 29.12.2014 tarihli raporunda mirasbırakan ...'nın 06.11.2001 tarihi itibarıyla fiil ehliyetini haiz olduğunun belirlendiği anlaşılmaktadır.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
09.09.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.