"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/193 E., 2022/450 K.
ASIL DAVADA DAVACI : ... vekili Avukat ...
ASIL DAVADA DAVALI : ... vekili Avukat ...
BİRLEŞTİRİLEN 2013/2 E. SAYILI VE 2020/385 E. SAYILI DAVALARDA
DAVACILAR : ..., ... vekili Avukat ...
...
BİRLEŞTİRİLEN 2013/2 E. SAYILI DAVADA
DAVALILAR : ..., ..., ..., ... vekili
Avukat ..., ... mirasçıları
..., ... vekili Avukat ...,
..., ...
BİRLEŞTİRİLEN 2020/385 E. SAYILI DAVADA
DAVALILAR : ..., ...
vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : ...,...
HÜKÜM : Asıl dava ret, birleştirilen davalar kısmen kabul
..., ..., ... vekili, Birleştirilen
2020/385 Esas sayılı davada davalılar vekili, Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili
Taraflar arasındaki tapu iptali tescil ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemenin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl davanın taraf sıfatı yokluğundan reddine, birleştirilen 2013/2 Esas sayılı davanın 15, 17 ve 31 numaralı bağımsız bölümler yönünden kabulüne, diğerleri yönünden reddine, birleştirilen 2020/385 Esas sayılı davanın 45 numaralı bağımsız bölüm yönünden tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne, 39 numaralı bağımsız bölüm yönünden 150.000,00 TL bedelin faizi ile birlikte tahsiline, kira isteminin reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin 31.05.2016 tarihli ve 2011/387 Esas, 2016/261 Karar sayılı kararı ile; vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davalılar ...,...,... yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar adına kayıtlı taşınmaz olmadığı gerekçesiyle haklarında açılan davaların reddine karar verilmiş, kararın davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine Dairenin 03.12.2019 tarihli ve 2016/13239 Esas, 2019/6208 Karar sayılı kararı ile HMK’nın 297 nci maddesi doğrultusunda bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına hükmedilmiştir.
Birleştirilen 2020/385 Esas sayılı dava 22.12.2020 tarihinde açılmış ve 23.12.2020 tarihli karar ile eldeki dava ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Asıl ve birleştirilen 2013/2 Esas sayılı davaya ilişkin bozma kararı sonrası, Mahkemece birleştirilen 2020/385 Esas sayılı davanın da esası incelenerek üç dava yönünden karar verilmiş olup birleştirilen 2020/385 Esas sayılı dava yönünden de taraflar kanun yoluna başvurmuşlardır.
Mahkeme kararı birleştirilen 2013/2 Esas sayılı davada davalılar ..., ..., ..., ... vekili, birleştirilen 2020/385 Esas sayılı davada davalılar vekili, asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 30.04.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davalılar ... v.d. vekili Avukat ..., davacı ... v.d. vekili Avukat ... ve davalılar ... v.d. vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... mirasçıları dahili davalılar ... v.d. vekili Avukat ... geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında; bölge adliye mahkemelerinin Resmi Gazete'de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanun'un temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin, yine aynı maddenin ikinci fıkrasında ise bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine istinaf yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun'un 427 ilâ 444 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı, yani bu kararlara ilişkin dosyaların bölge adliye mahkemelerine gönderilemeyeceği belirtilmiştir. Bu durumda 20 Temmuz 2016 tarihinden önce verilen kararlar, kanun yoluna başvurma tarihi ne olursa olsun, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427 ilâ 444 üncü maddelerindeki temyize ilişkin hükümlere tabi olup dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Başkanlığına gönderilmesi gerekmektedir. Buna karşılık, 20 Temmuz 2016 tarihinde ve sonrasında verilen temyiz incelemesinden geçmeyen kararlara karşı kanun yoluna gidilmesi halinde ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ilâ 360 ıncı maddelerindeki istinafa ilişkin hükümlerin uygulanması için bölge adliye mahkemesine gönderilmesi zorunludur.
Hemen belirtilmelidir ki, daha önce Yargıtay denetiminden geçen asıl davanın “İstinaf” kanun yoluna tabi olmadığı açıktır.
Ne var ki, birleştirilen 2020/385 Esas sayılı dava yönünden ise karar tarihi 06.12.2022 olup bu karar ile ilgili daha önce Yargıtayın bir denetimi de söz konusu olmadığından, anılan kararın ''İstinaf'' kanun yoluna tabi olduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; davaların birleştirilmesiyle bağımsız dava olma özelliğini kaybetmedikleri gözetilerek ''İstinaf'' kanun yoluna tabi olduğu anlaşılan birleştirilen dava dosyasının istinaf incelemesi yapılmak üzere ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi, sonucunda verilen kararın temyiz edilmesi halinde dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi (birleştirilen 2020/385 Esas sayılı dosya temyiz edilmese dahi temyize tabi olan asıl ve birleştirilen 2013/2 Esas sayılı dosyasının gönderilmesi) için dosyanın Yerel Mahkemesine geri çevrilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan; davacıların üç dava yönünden verilen kararlar hakkında kanun yoluna başvurdukları ancak tek bir dava için temyiz başvuru harcı ve maktu temyiz harcı yatırdıkları anlaşılmakla; kanun yoluna başvurulan davalar için ayrı ayrı başvuru harcı ve maktu temyiz harcı alınması için (asıl davada tek davacı olduğu gözetilmek suretiyle) gerekli usulü işlemler yapıldıktan sonra dosyanın Dairemize gönderilmesi gerekir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Belirtilen işlemlerin yerine getirilmesi için dosyanın hükmü veren Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
30.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.