"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/300 E., 2023/90 K.
HÜKÜM/KARAR : Asıl ve birleştirilen dava ret/Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/231 E., 2021/329 K.
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis, mirasta denkleştirme, tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın asıl ve birleştirilen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, asıl davada; mirasbırakan babası ...'ün 2390 ada 3 parsel sayılı taşınmazının büyük bir payını mirastan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı şekilde davalılar ... ve ...'e temlik ettiğini ileri sürerek miras payı oranında tapu iptali ve tescile, mümkün olmazsa tenkise karar verilmesini istemiş, birleştirilen davada; mirasbırakanı ...'ün 2390 ada 3 parsel sayılı taşınmazının 1/2 payını davalılar ... ve ...'e bağışladığını, davalı ...'in bağış yoluyla edindiği taşınmazdaki payını davalı ...'nin oğlu olan diğer davalı ...'e devrettiğini, daha sonra davalılar ... ve ... tarafından taşınmazdaki payların asıl davada davalı ...'e devredildiğini, davalıların, bağışlanan payların terekeye iadesi gereken denkleştirmeye tabi pay olduğunu bildiklerini, asıl davada davalı ...'in iyiniyetli 3. kişi olduğu tespit edilerek tapu iptali ve tescil kararı verilmemesi halinde terekeye iadesi gereken taşınmaz payı bakımından uğradığı zararın davalılardan tazmini gerektiğini ileri sürerek taşınmaz paylarının terekeye iadesi halinde hak edeceği payın tespit edilerek uğradığı zararın kötüniyetle hareket eden davalılardan faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Asıl davada davalılar ... ve ...; taşınmazdaki paylarını bedellerini ödeyerek satın aldıklarını, iyiniyetli 3. kişi konumunda olduklarını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
2. Birleştirilen davada davalılar ..., ... ve ...; muvazaa iddiasının haksız ve kötüniyetli olduğunu, taşınmazların devrinden sonra tasarruf haklarının kendilerine geçtiğini belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ispat edilemedikleri gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Asıl ve birleştirilen davada davacı vekili; asıl ve birleştirilen davada ileri sürdüğü iddialarını yinelemiş, devirlerin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı yapıldığını, bu hususun tanık beyanları ve alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, bedeller arasında fahiş fark bulunduğunu, tüm davalıların iş ve fikir birliği içerisinde hareket ettiklerini, semenin ödendiğinin ispatlanamadığını, davalarının ispatlanamadığı gerekçesiyle reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, birleştirilen davada altsoya yapılan bağışlamanın denkleştirmeye tabi tutulması gerektiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini belirtip İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mirasbırakanın bağış yoluyla temlik ettiği taşınmaz payları bakımından muris muvazaası hükümlerinin uygulanamayacağı, davalılar ... ve ...'in taşınmazların bedelini ödeyerek satın aldıkları, mirasbırakan tarafından asıl davanın davalılarına karşılıksız kazandırmada bulunulmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, yasal mirasçı olmayan birleştirilen davada davalı ...'e yapılan kazandırmanın denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, mirasbırakanın iradesinin bağış olduğu ve bağışlama işlemi ile payını devir ettiği, devrin miras payına karşılık yapıldığı konusunda bir delil bulunmadığından birleştirilen davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleştirilen davada davacı vekili, istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yinelemiş, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesince istinaf taleplerinin reddine karar verilmesinin dosya kapsamına, yasaya, yerleşik içtihatlara ve hakkaniyete aykırı olup davacıların mağduriyetine sebep olduğunu belirtip kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis; birleştirilen dava, mirasta denkleştirme ve tazminat isteklerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, 4721sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706 ncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237 nci ve 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri; TMK'nın 560 ila 571 inci maddeleri; TMK'nın 669 ila 675 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre asıl ve birleştirilen davada davacı vekilinin asıl dava yönünden tüm, birleştirilen dava yönünden aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...'ün 04.02.2020 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak eşi Fatma ile çocukları asıl ve birleştirilen davada davacı ..., birleştirilen davada davalılar ..., ... ile dava dışı ... ve Yeter'in kaldığı; 2390 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tamamı mirasbırakan adına kayıtlı iken mirasbırakanın 2/4 payını kendi üzerinde bırakıp geriye kalan 2/4 payını 19.03.2002 tarihinde eşit şekilde birleştirilen davada davalılar ... ve ...'ye bağış suretiyle temlik ettiği, davalı ...'in taşınmazdaki payını 24.08.2006 tarihinde birleştirilen davada davalı ...'e (davalı ...'nin oğlu) satış yoluyla devrettiği, davalılar ... ve ...'nin taşınmazdaki paylarını aynı akitle 22.11.2012 tarihinde asıl davada davalı ...'e devrettikleri, öte yandan mirasbırakanın uhdesinde bıraktığı 2/4 paydan 35/138 payını da 03.04.2012 tarihinde asıl davada davalı ...'e satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; TMK'nın 669 ila 675 inci maddelerinde terekeye iade (mirasta denkleştirme) hükümleri düzenlenmiştir. TMK’nın 669 uncu maddesi uyarınca; "Yasal mirasçılar, mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları, denleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler. Mirasbırakanın çeyiz veya kuruluş sermayesi vermek ya da bir malvarlığını devretmek veya borçtan kurtarmak ve benzerleri gibi karşılık almaksızın alt soyuna yapmış olduğu kazandırmalar, aksi mirasbırakan tarafından açıkça belirtilmiş olmadıkça denleştirmeye tabidir." Altsoy dışındaki yasal mirasçılara yapılan kazandırmalarda ise miras payına mahsup edilmek üzere hareket edilmediği yönünde bir karine vardır. Bu karinenin aksinin davacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir.
Somut olayda, mirasbırakan tarafından alt soyu olan birleştirilen davada davalılar ... ve ...'ye yapılan taşınmaz bağışı TMK'nın 669 uncu maddesi gereğince kural olarak denkleştirmeye tabi olup bunun aksinin davalı tarafça ispatlanamadığı gözetilerek denkleştirme hükümleri bakımından araştırma ve inceleme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken ispat yükünün yanlış tarafa yüklenmesi sonucu yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl ve birleştirilen davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, değinilen yön itibarıyla yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.