"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/396 E., 2023/160 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/59 E., 2021/444 K.
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. .
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının maliki olduğu 7 ada 50 parsel sayılı taşınmazdaki 24 nolu bağımsız bölümün tapu kaydına dava dışı alacaklı ...'nın İstanbul 29. İcra Müdürlüğünün 2014/5344 esas sayılı dosyasında başlattığı takip sonucunda haciz şerhi tesis edildiğini ve daha sonra alacağın Damlapınar Elektrik Üretim A.Ş'ye temlik edildiğini, takip dosyasında kıymet takdirinin hatalı yapıldığını, kıymet takdir raporunun davacıya tebliğ edilmediğini, itiraz hakkının kullanılamadığını, taşınmazın 800.000,00 TL bedelle davalıya ihale edildiğini, açılan ihalenin feshi davasının reddine karar verildiğini, tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, davacının İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/280 Esas ve 2016/601 Karar sayılı dosyasında ihalenin feshi davası açtığını, iddialarının bu dosyada değerlendirildiğini, davanın reddine karar verildiğini, Yargıtay incelemesi sonucunda kararın kesinleştiğini, kıymet takdir raporu ve taşınmazın satış ilanının davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; ihalenin feshinin reddine ilişkin icra mahkemesi kararlarının, maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceği yönündeki içtihatlar gözetildiğinde davacının kıymet takdirine itiraz etmeyip, kıymet takdirinden 3 yıl sonra, yalnızca kıymet takdirini dava sebebi yaparak eldeki davayı açmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğu, tescilin yolsuz olduğunun ileri sürülemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kıymet takdiri raporunun davacıya tebliğ edilmediğini, bu nedenle rapora itiraz süresinin de başlamayacağını, yalnızca kıymet takdiri raporundaki değer azlığına değil, usulsüz tebliğe dayanılarak eldeki davanın açıldığını, ihalenin feshi davasının reddinin, yolsuz tescil nedenini ortadan kaldırmayacağını, kıymet takdiri raporu borçluya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeksizin ihalenin kesinleştirildiğini, tescilin yolsuz olduğunu, kaldı ki tebliğ yapılmamasının kamu düzeni ile ilgili olduğundan süresiz şikayete tabi olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; ihale sonucu dava konusu taşınmazın 29.12.2017 tarihinde davalı adına tescil edildiği, davacının İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/280 Esas ve 2016/601 Karar sayılı dosyasında ihalenin feshi davası açtığı, davanın reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay incelemesi sonucu kesinleştiği, kendisine kıymet takdiri tebliğ edilmeyen ilgililerin, satış ilanının tebliğinden itibaren yedi günlük sürede kıymet takdirine itiraz etmemeleri halinde bu hususu ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürmelerine imkan bulunmadığı, bu dosyada davacının ileri sürmediği kıymet takdir raporunun ve satış ilanının kendisine tebliğ edilmediği hususlarını eldeki davada yolsuz tescile dayanak olarak ileri sürdüğü, İcra Müdürlüğü evrakları içinde satış ilanının 05.01.2016 tarihinde borçlu davacıya tebliğ edildiğine dair tebligat bulunduğu ancak kıymet takdir raporunun davacı borçluya tebliğine dair tebligat evrakının bulunmadığı, yukarıda belirtildiği üzere satış ilanının tebliği ile borçlu davacının taşınmazın muhammen bedelinden haberdar olduğu, kıymet takdirine itiraz hakkının bulunduğu, bu hakkını süresi içinde kullanmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri:
Davacı vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705, 1022, 1023, 1024, 1025 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava dışı alacaklının İstanbul 29. İcra Müdürlüğünün 2014/5344 sayılı dosyasında başlattığı takip sonucunda dava konusu taşınmaza haciz şerhi tesis edildiği ve daha sonra alacağın dava dışı şirkete temlik edildiği, taşınmazın İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2014/2607 sayılı dosyasında yapılan ihale sonucunda 15.02.2016 tarihinde 800.000,00 TL bedelle davalı ...'a ihale edildiği, satış ilanının 05.01.2016 tarihinde davacı ... vekiline tebliğ edildiği, davacının 22.06.2016 tarihinde açtığı dava ile satış dosyasında taşınmazın satışı için usulen tamamlanması gereken tebligatların eksik ve usulsüz olduğunu, kıymet taktiri raporu ve satış ilanının tüm alacaklılara tebliğ edilmediğini, taşınmaz üzerindeki ipotek alacaklılarına tebligat yapılmadığını, kıymet takdir raporunun hatalı olduğunu ve taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığını ileri sürerek ihalenin feshine karar verilmesini talep ettiği, İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/280 Esas ve 2016/601 Karar sayılı kararı ile davacının ilgili icra takibinde borçlu olup, ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürdüğü ipotek alacaklılarına veya vekillerine kıymet takdiri raporu ve satış ilanının tebliğ edilmemesi hususundaki tebligat usulsüzlüğünün ancak ilgilileri tarafından ileri sürülebileceği, kıymet takdirinin davacı tarafından şikayet edilmeksizin kesinleştiği gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2016/29055 Esas ve 2017/7493 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği ve dava konusu taşınmazın 29.12.2017 tarihinde davalı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
2. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.