"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1027 E., 2022/902 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Beyşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/298 E., 2020/334 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının miras bırakanı ile birlikte eklemeli olarak 70-80 yılı aşkın süredir zilyetliğinde bulunan, kadastro çalışmaları sırasında sit alanında kaldığı gerekçesiyle davalı Hazine adına tespit ve tescil edilen 369 ada 32 parsel sayılı taşınmazın tamamının, 294 ada 49, 22, 39 ve 57, 295 ada 28 ve 306 ada 41 parsel sayılı taşınmazların 5/7'şer payının, 370 ada 60 parsel sayılı taşınmazın 1/35 payının, 291 ada 195 parsel sayılı taşınmazın ise 1/2 payının tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davacı ...'nın karar tarihinden sonra 19.11.2020 tarihinde öldüğü anlaşılmış, mirasçıları davayı sürdürmüştür.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Beyşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.11.2017 tarih ve 2017/111 Esas, 2017/627 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazlardan kıyı-kenar çizgisi içinde kalan 294 ada 49 parsel sayılı taşınmazın 05.06.2017 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 22,92 m²'lik kısım ile 294 ada 57 parsel sayılı taşınmazın aynı raporda (A) harfi ile gösterilen 26,60 m2'lik kısmı yönünden davanın reddine, geriye kalan taşınmazlar hakkında davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kabul kararına karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 11.01.2018 tarih ve 2018/ 40 Esas 2018/50 Karar sayılı kararı ile eksik araştırma ve inceleme ile hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Beyşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.03.2020 tarih ve 2018/298 Esas, 2020/334 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne çekişmeli taşınmazlardan kıyı-kenar çizgisi içinde kalan 294 ada 49 nolu parsel sayılı taşınmazın 05.06.2017 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 22,92 m²'lik kısım ile 294 ada 57 parsel sayılı taşınmazın aynı raporda (A) harfi ile gösterilen 26,60 m2'lik kısmı yönünden davanın reddine, geriye kalan taşınmazlar hakkında davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların Beyşehir Gölü Milli Parkı Koruma sahası içinde kaldığı hususunun bilirkişiler tarafından tespit edildiğini ve raporlarında açıkça ifade edildiğini, ancak Mahkemece bu hususun göz ardı edildiğini, eksik ve hatalı değerlendirme yapıldığını, 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu'na aykırı olarak hüküm kurulduğunu, Milli Park olarak ilan edilen Beyşehir Gölü Milli Parkı sınırları içinde kalan taşınmazların zilyetlik yoluyla mülkiyetinin kazanılmasının mümkün olmadığını, yargılama devam ederken Cumhurbaşkanlığı kararı ile Beyşehir Gölü Milli Park sınırlarının değiştirilerek milli park sınırları dışına çıkarılmış olsa da zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmadığını, aksi düşünülse dahi yapılan değişiklinin yargılama devam ederken gerçekleştirilmiş olması nazara alınarak müvekkili idarenin yargılama giderleri ve vekalet ücretine mahkum edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, zira davanın açılmasına müvekkili idarenin sebebiyet vermediğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İstinafa konu çekişmeli taşınmazlar üzerinde birinci grup olarak tarif edilen korunması gerekli kültür varlığı bulunmadığı, birinci ve ikinci derece arkeolojik sit alanlarındaki taşınmazlardan olmadığı, taşınmazların 1.Derece Doğal Sit alanında kaldığından 5663 sayılı Kanun'un 1 inci maddesi ile değişik 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 11/1 inci maddesi kapsamında yer almadıklarından zilyetlikle iktisaplarının mümkün olduğu, diğer taraftan çekişmeli taşınmazların, Bakanlar Kurulunun 11.09.1993 gün ve 93/4010 sayılı kararı ile "Beyşehir Milli Parkı" olarak ilan edilen alan sınırları içerisinde kaldığı anlaşılmakta ise de taşınmazların 1993 yılından geriye doğru 20 yılı aşkın süredir davacının tarım arazisi olarak zilyetliğinde bulunduğu ve söz konusu taşınmazların içinde yer aldığı bölgenin milli park olarak ilan edildiği tarihten çok önce davacı lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinme koşulları gerçekleştiği, sonradan milli park olarak ilan edilen ve statüsü değişen taşınmazda kazanılmış hakların korunması ilkesi gereğince davacının da haklarının korunması gerektiği gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddesi; 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 11 inci maddesi (Değişik ikinci cümle: 22/5/2007-5663/1 md.).
3. Değerlendirme
Beyşehir ilçesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu çekişmeli 369 ada 32, 294 ada 22 ve 39 , 295 ada 28 ve 306 ada 41, 370 ada 60, 291 ada 195 sayılı parseller ile 294 ada 57 nolu parselin kıyı-kenar çizgisi dışında kalan ve krokisinde (B) harfi ile gösterilen 863,84 m2'lik ve 294 ada 49 sayılı parselin kıyı- kenar çizgisi dışında kalan krokide (B) harfi ile gösterilen 4.305,80 m2'lik bölümleri sit alanında kalması nedeniyle tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Dava konusu taşınmazların Konya Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulunun 03.10.1991 gün ve 1136 sayılı kararı ile doğal sit alanı ve Bakanlar Kurulunun 11.09.1993 gün ve 93/4010 sayılı kararı ile Milli Park sınırları içinde kaldığının tespit edildiği, ancak dava konusu taşınmazların 1956 yılından Beyşehir Gölü Milli Park statüsüne geçirilen 1993 yılına kadar yaklaşık 37 yıllık zaman aralığında tarımsal alan olarak kullanıldığı, ayrıca parsellerdeki kullanıma Milli Park ilanı olan 1993 yılından sonra da devam edildiği, 1993 tarihli Beyşehir Gölü Milli Park sınırları içinde iken, 27.11.2018 tarihli ve 30608 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 26.11.2018 tarih ve 378 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile onaylanan Beyşehir Gölü Milli Park sınırlarına göre taşınmazların Beyşehir Gölü Milli Park sınırları dışına çıkarılmıştır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen 291 ada 195 parsel ve 369 ada 32 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin verilen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davalı Hazine vekilinin 294 ada 49, 22, 39 ve 57, 295 ada 28 ve 306 ada 41 parsel ile 370 ada 60 parsel sayılı taşınmazlar hakkında kurulan karara yönelik temyiz itirazlarına gelince; dosya içeriği ve toplanan delillere göre miras bırakan ...'nın 06.01.1998 tarihinde ölümü ile geride çocukları davacıların babası ... ile dava dışı ..., ..., ..., ..., ..., ...ı'nın kaldıkları, dava konusu taşınmazların tapu kayıt maliki Hazinenin ise mirasçı olmadığı, davacı tarafın dava konusu 294 ada 49, 22, 39 ve 57, 295 ada 28 ve 306 ada 41 parsel sayılı taşınmazların miras bırakanına ait olduğunu ve bir kısım kardeşlerinin miras payını devir aldığını iddia ederek 5/7'şer payı oranında tapu kaydının iptali ile tapuya tescil isteğinde bulunduğu 370 ada 60 parsel sayılı taşınmazın ise kök miras bırakan davacının dedesinden kaldığı ve davacının 1/35 miras payı istediği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, mirasçılardan birinin, terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan birisi aleyhine kendi payı hakkında açtığı tapu iptali ve tescil davasında, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına dava açılmadığından davaya diğer mirasçıların katılması (icazet vermesi) veya terekeye temsilci atanması suretiyle devam edilmesine olanak yoktur.
Somut olayda, davacının miras bırakanı ...’nın terekesine göre üçüncü kişi konumunda olan davalı Hazine aleyhine miras payları oranında açtıkları tapu iptali tescil davasında aktif husumet ehliyetleri ve bunun sonradan tamamlanma olanağı bulunmadığından, bu taşınmazlar hakkında miras payına yönelik olarak açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek kabul kararı verilmesi doğru olmamıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin 291 ada 195 parsel ve 369 ada 32 parsel sayılı taşınmazlara yönelik yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün bu parseller yönünden ONANMASINA,
Davalı Hazine vekilinin diğer çekişmeli taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1 inci maddesi uyarınca Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13 üncü Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının bu taşınmazlar yönünden 6100 sayılı HMK’nın 371 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Dosyanın karar veren Beyşehir Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
02.04.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.