Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1413 E. 2024/2112 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, davalı ile evlilik vaadiyle kandırılarak taşınmazını devrettiğini iddia ederek açtığı tapu iptali ve tescil davasının kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının, taşınmazın devrinden hemen sonra davacı hakkında suç duyurusunda bulunması, davacının iradesinin hile ile fesada uğratıldığının göstergesi olarak değerlendirilerek, davacı lehine tapu iptali ve tesciline karar veren yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2464 E., 2022/1678 K.

KARAR : Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nevşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/210 E., 2021/512 K.

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; rahatsız olan eşinin de bilgi ve rızasıyla, ortak tanıdıkları olan ... ve ... isimli arkadaşları vasıtası ile tekrar evlilik yapmak amacıyla davalı ile tanıştırıldıklarını, tanıştıktan beş gün sonra davalı tarafın kendisinden evlilik yapmak için bir ev istediğini, aracıların da davalı ve ailesine karşı güven telkin etmesi karşısında 1157 ada 216 parseldeki 8 numaralı bağımsız bölümünü davalıya devrettiğini, davalı ile dini nikah kıymalarının ertesi günü ifadesi alınmak üzere karakoldan çağrıldığını, davalının kendisine tecavüz ettiği iddiası ile şikayetçi olduğunu öğrendiğini, davalı tarafından kandırıldığını ve tapunun kendisine devrinden sonra böyle bir iftira ile dolandırıldığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, savunma getirmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 21.10.2021 tarihli, 2020/210 Esas, 2021/512 Karar sayılı kararıyla; evlenme önerisinin davacıdan geldiği, bunu sağlayabilmek için davacının bir takım vaadlerde bulunduğu ve neticede davaya konu evin devredildiği, aldatma unsurunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 02.03.2022 tarihli ve 2022/141 Esas, 2022/293 Karar sayılı kararıyla; 6098 sayılı TBK'nın 81 inci maddesine göre hukuka ve ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şeyin geri istenemeyeceği, resmi olarak evli olan davacının evliliğini sona erdirmeden davalı ile evlenmek istemesinin hukuka aykırı olduğu, kararın bu gerekçeyle sonucu itibariyle doğru olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, gerekçe değiştirilerek davanın reddine yönelik yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairenin 08.09.022 tarihli ve 2022/2850 Esas 2022/5483 Karar sayılı ilamıyla; tarafların 09.05.2020 tarihinde tanıştıkları, davacının davalı ile uzun süre birlikte yaşayacağını düşünerek çekişmeli taşınmazı 13.05.2020 tarihinde davalıya temlik ettiği, davalının taşınmazın mülkiyetini devraldıktan bir gün sonra evi terk ettiği ve bu suretle davacının iradesinin fesada uğratıldığının anlaşıldığı, hal böyle olunca davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/2747 soruşturma numaralı kararının incelenmesinde, taraflar hakkında nitelikli cinsel saldırı ve dolandırıcılık şikayetleri üzerine kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, ...'ın ... hakkında 14.05.2020 tarihinde kendisine cinsel saldırıda bulunulduğu gerekçesiyle başvuruda bulunduğu, taşınmazın davalıya 13.05.2020 tarihinde devredildiği, bu durumda davalı ...'ın hile ile taşınmazın devrini sağladığı ve davacının iradesinin fesada uğratıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı temyiz dilekçesinde, kendi oğlunun yanında tecavüze uğradığını ve Devlet yardımıyla yaşamaya çalıştığını, kendisine iftira atılan eldeki davada avukat tutacak ve kendini savunacak durumu olmadığından davacı tarafından dolandırıldığını, iddia olunduğu işlerle uğraşması halinde avukat tutacak gücünün bulunacağını ancak verilen kararla üç çocuk ve yüksek miktarda borçla ortada bırakıldığını ve suçlu muamelesi gördüğünü, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı TBK'nın 36 ncı; 4721 sayılı TMK'nın 6 ncı ve 6100 sayılı HMK'nın 190/1 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1 inci (818 s. Borçlar Kanunu’nun (BK) 28/1inci) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

2.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190/1 inci maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

3. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

4. Dosyanın incelenmesinden, davacının dava dışı Hatice ile evli olduğu, davalının da dava dışı üçüncü kişilerle evlilikler yaptığı, tarafların tanıştıktan kısa bir süre sonra nikahsız olarak birlikte yaşama kararı aldığı, davacının maliki olduğu davaya konu 1157 ada 216 parsel sayılı taşınmazdaki mesken niteliğindeki 8 numaralı bağımsız bölümün 13.05.2020 tarihinde davalı ...'a devredildiği, davalının 14.05.2020 tarihinde davacı hakkında şikayette bulunduğu anlaşılmıştır.

5. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 12.474,40 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.